CHP’ye ve Geleceğimize sahip çıkacağız

İmambakır Üküş; Türkiye’nin ve CHP’nin Aydınlık geleceği için 1 Kasım’da oy kullanacağız; 2 Kasım’da hesap soracağız…

1 Kasım’da Türkiye seçimini yapacak…

Ama bu “seçim” partiler arasında değil…

Türkiye 1 Kasım’da ya Demokrasiyi ya da Diktatörlüğü seçecek…

1 Kasım’da Türkiye; Keyfi yönetime ve “tek kişilik” yönetime “evet” diyecek…

Ya da 1 Kasım’da keyfi yönetimi ve diktatörlüğü sandığa gömecek…

***

Hangi siyesi görüşten olursak olalım; hangi siyasi partiyi destekliyor olursak olalım bu “gerçeği” unutmayalım…

Türkiye’yi yangın yerine çeviren bu “keyfi” yönetime ve “diktatörlüğe” 1 Kasım’da son vermek hepimizin temel görevi…

Bu “temel görevi” hiçbir başka şeyin gölgelememesi gerekiyor…

1 Kasım’da “iki elimiz kanda bile olsa” sandığa gidip oy kullanmalıyız…

***

AKP’nin, MHP’nin ve HDP’nin “tel tel döküldüğü” bu koşullarda CHP’nin “birinci parti” olmaması için; “tek başına” iktidar olmaması için hiçbir neden yok…

Bütün “nesnel koşullar’’ CHP’nin birinci parti ve tek başına iktidar olması için gereken her şeyi fazlasıyla olgunlaştırmış durumda…

Ama CHP; “öznel koşulları” nedeniyle ne birinci parti olma ne de tek başına iktidar olma iddiasını taşıyamıyor…

***

CHP’nin “iktidar” olmasını, “birinci parti” olmasını engelleyen en büyük faktör; bizzat CHP’nin kendisi…

Daha doğrusu CHP’ye hakim olan anlayış ve kadrolar CHP’nin “iktidar” olmasının önündeki en büyük engel…

Ne Türkiye’de seçmen yapısı…

Ne seçmenlerin inanç ve kimlik tercihleri…

Ne yoksulluk ve bunu yönetmenin yarattığı sorunlar…

Hiçbiri CHP’nin birinci parti ve iktidar olmasının önünde CHP yönetimi ve anlayışı kadar engel oluşturmaz…

Biliyorum; CHP yönetiminin yaptıklarını onaylamak mümkün değil…

Yapılan haksızlıkları, hukuksuzlukları ve keyfilikleri unutmak mümkün değil…

CHP’de yapılanlardan sorumlu olanları da; yapılanlara “sessiz” kalarak onaylayanları da unutmak mümkün değil…

Ama 1 Kasım seçimleri CHP kurultayı ve kongresi değil…

Ama 1 Kasım’da oy kullanırken CHP içinde yönetim seçmeyeceğiz…

1 Kasım’da “Demokrasi” ve “Diktatörlük” arasında “tercih”te bulunacağız…

***

CHP yönetimini “cezalandırmak” için sandığa gitmemek veya oy vermemek CHP yönetimini değil Türkiye’yi cezalandırmaktır…

Zaten O “cezalandırılması” gereken yöneticiler kendilerini “garantili” yerlere yazmışlar…

Her koşulda onlar seçilecek…

Sandığa gitmeyerek veya oy vermeyerek farkında olmasanız da “diktatörlüğe” hizmet etmiş olacak; CHP’yi “cezalandırmış” olacaksınız…

***

Hatırlayın…

10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ne oldu?

Milyonlarca insan sandığa gitmedi; CHP ve MHP adayını “protesto” etti…

Sonuç?

Sonuçta ortada; hiç hak etmediği halde R. Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu…

***

Hiçbir gerekçe veya neden; 1 Kasım’da bizleri oy kullanmaktan, sandığa gitmekten alı koymamalı…

Hep birlikte 1 Kasım’da sandığa gideceğiz; AKP diktatörlüğüne sandıkta oyalarımızla son vereceğiz…

Sandığa gitmek; oy vermek hiçbir şekilde CHP’nin yöneticisinin yaptığı yanlışları “onaylamak” demek değildir…

Bırakın %28-30 oy almayı; CHP yönetimi %45 bile oy alsa yaptıkları yanlışların üstünü örtmez…

***

CHP yönetiminden hesap sorma yeri “genel seçimler” değil; CHP kongreleri ve kurultayıdır…

2 Kasım’dan sonra CHP kongreleri ve Kurultay sürecinde bu “ekip”den hesap sormak için birlikte mücadele etmeli ve örgütlenmeliyiz…

Ama önce 1 Kasım’da sandığa gidip oy kullanarak Türkiye’nin geleceğine ve CHP’ye sahip çıkacağız…

CHP’yi başarılı kılmak için üstümüze düşenleri yerine getireceğiz…

***

Belki de bu “seçim” bir anlamda “son” seçim olacaktır…

Zaten şimdi bile seçimlerin güvenliği “tartışmalı”; hatta şimdi seçimin olup olmayacağı bile “tartışmalı”…

BU nedenle 1 Kasım’da bütün Demokrasi ve Cumhuriyet güçlerine büyük görevler düşüyor…

1 oyun bile çok büyük önemi var; 1 oy bile çok kıymetli-değerli…

CHP’ye rağmen; CHP yönetimine rağmen tüm demokrasi ve Cumhuriyet güçleri oylarını CHP’de birleştirmelidir…

***

7 Haziran seçimlerinde CHP’ye “kerhen” verilecek 1 milyonun üstünde oy var…

Merkez sağ veya sol-demokrat partilere giden oylar bunlar…

Bu partilerin aldığı 50 bin veya 150 bin oyun kendilerine bir “katkısı” yok ama birçok seçim çevresinde AKP’nin milletvekili kaybetmesine neden olabilirdi…

Biliyorum; CHP yönetiminin hiçbir “demokratik güç birliği” yaklaşımı yok…

Biliyorum; CHP yönetiminin kendilerini milletvekili seçtirmek dışında bir “derdi” yok…

Ama bizim var; bizlerin var…

Hepimizin derdi; hedefi AKP’yi sandığa gömmek…

***

CHP yönetimine rağmen; 1 Kasım’da sandıkta oylarımızı birleştirmeliyiz…

1 Kasım’da sandıktan Aydınlık bir Türkiye’nin yolunu açmalıyız…

Türkiye’nin Aydınlık geleceği için 1 Kasım’da sandıkta birleşmeliyiz…

Türkiye’nin ve CHP’nin Aydınlık geleceği için 1 Kasım’da oy kullanacağız; 2 Kasım’da hesap soracağız…

İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni