İmambakır Üküş; Haydi Kemal Kılıçdaroğlu. Bu ''pislik''leri CHP’den atmak için bir adım at. CHP’ye iktidar yolunu aç…
Bütün “renk”ler kirlenince en çok “beyaz” kirlenir…
Türkiye’de Siyaset hep “kirli” olmuştur…
Ama hiçbir zaman bugünkü kadar “kirlenmemiş”tir…
Bazı “renk”lerin “kir” göstermemesi gibi bazı siyasi partilerde “kir” göstermeyebilir…
***
Geçmişte “merkez sağ” partiler hep “kirli ilişkiler”le birlikte anıldı…
“Demokrat Parti”den “Adalet Partisi”ne…
ANAP’tan, DYP’ye kadar…
Bütün bu partiler “yolsuzluk” ve “rüşvet” ilişkilerinin “odak”ı olmasına rağmen “seçmen” hep bu partileri seçimlerde “birinci” parti seçmiştir…
Bu partilerin bugün “siyasi partiler mezarlığı”ında olmasında bu “çürümüş”lüğün önemli etkisi vardır…
Ama tek başına “yolsuzluk” ve “çürümüş”lük bu partileri “mezar”a göndermedi…
***
Türkiye’de tüm “sağ” partilerin “sentez”i olan AKP, içinden geldiği “gelenek”in tüm bu özelliklerini kendinde barındırıyor…
AKP, Türkiye tarihinin toplamından daha fazla “yolsuzluk” ve “rüşvet” iddiasıyla karşı karşıya…
AKP, Cumhuriyet “karşıt”lığında çok “yolsuzluk” ve “rüşvet” suçlamalarının hedefi durumunda…
AKP, tüm “yolsuzluk” ve ‘’rüşvet” batağındaki iktidarlar gibi giderek daha baskıcı ve otoriter hale geliyor…
***
Ancak ne dün “Demokrat Parti”nin, “Adalet Partisi”nin, ANAP’ın ve DYP’nin yaptığı “yolsuzluk” ve “rüşvet” ilişkilerine de şimdi AKP’nin yaptıkları seçmenleri köklü bir kopuşa sürüklemiyor…
Bu partiler de “kir” kendini hemen göstermiyor…
Bu “kir”lerin görülmesi için ciddi bir mücadele ve ikna faaliyetinin olması gerekiyor…
***
Fakat “sol” veya “sosyal demokrat” partilerde “kir” kendini hemen gösteriyor…
“Beyaz” renk gibi bu partilerde ki en küçük “leke” bile kendini gösteriyor…
Halkta “merkez sağ” partilere gösterdiği “tolerans”sının çok azını bile “sol” veya “sosyal demokrat” partilere göstermiyor…
Halk “sol” veya “sosyal demokrat” partilerdeki “kirli” ilişkileri asla affetmiyor…
***
Bugün hala gündeme getirilen İSKİ’deki “yolsuzluk” bugün baktığımızda çok basit “haksız satın alma” olmasına rağmen SHP’nin çökmesine yol açtı…
Halk SHP’yi affetmedi…
1994 seçimlerinde tabiri caizse SHP gömüldü…
***
1989’da SHP’nin başarısını 1994’te SHP’nin büyük “yenilgisi” izledi…
20 yıla yakın bir süre SHP/CHP yerel yönetimlerden neredeyse silindi…
İlk defa 20 yıl sonra 2009’da CHP yeniden bir yükselişe geçti…
İzmir’de, İstanbul’da birçok belediye kazandı…
Buna Antalya, Ordu, Giresun ve Aydın gibi iller dahil edildi…
***
Ancak CHP’li belediye başkanlarına yönelik eleştiri ve iddiaların arkası kesilmedi…
Yine CHP’nin aday belirleme yöntemlerine ve ilişkilerine dair de çeşitli iddialar ortalıkta dolaşmaya devam etti…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olması ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddiaları CHP’de “umut”ların yükselmesine yol açtı…
Kılıçdaroğlu, “artık her alanda parti içi demokrasi” vaat etti…
Yine Kılıçdaroğlu, “Milletvekili ve belediye başkanlarının önseçimle seçilmesi”ni dile getirdi…
Ama olmadı…
Ne CHP’de “parti içi demokrasi” işletildi…
Ne de “önseçim” geçerli seçim yolu olarak belirlendi…
***
Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında CHP iki seçim geçirdi…
Biri; genel seçim…
İkincisi; yerel seçimler…
Hem genel seçimlerde hem de yerel seçimlerde adayların belirlenmesine yönelik ciddi iddialar gündeme getirildi…
Çok ciddi “suçlamalar” yapıldı…
Ancak Kimse bunların üstüne gitmedi…
***
Bu yerel seçimlerde özellikle 9 Şubat’taki parti meclisinde belirlenen adaylarla ilgili iddialarla yüz yüze…
İstanbul’da ve İzmir’de bazı ilçeler için…
Kırklareli ve Edirne Belediye başkanları için…
Çok ciddi “iddialar” söz konusu…
Bu iddiaların birçoğu bazı genel başkan yardımcılarına yönelikti…
Bu “iddia”ların bir çoğu da basına yanmış durumda…
İsimler belli…
İddialar ortada…
İl ve İlçeler ortada…
***
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “ahbap çavuş ilişkilerine, eş-dost akrabaların yazılması dönemine son verdik” diye açıklamalar yaptı…
Ama CHP’de yaşanan “pratik” tam aksi yönde…
CHP, bu dönem “Hanedanlık” görüntülerine sahne oldu…
Belediye başkanlığıyla belediye meclis üyeliği için tek “kriter”, eş-dost, akraba ve ahbap-çavuş ilişkileri oldu…
Oğullar, kızlar, damatlar, eski eşler, akrabalar veya ahbap çavuşlar belediye başkanı veya meclis üyesi oldular…
İl ve İlçe başkanları…
Milletvekilleri ve genel başkan yardımcıları…
Hepsi bu “ilişkiler” içinde yer aldı…
***
Yalnızca kardeş, oğul, akrabaları yazılması eleştirilerin hedefi olmadı…
Bu belirlemelerde ki “kirli ilişkiler” de gündeme taşındı…
İddialar ortalığı kapladı…
Hatta “iş” bazı yerlerde “silah çatışma”ları bile vardı…
***
Hangi belediye başkanları hangi genel başkan yardımcılarıyla hangi ilişkiler içinde oldu?
Kim, neye nasıl yazıldı…
Kimler hakkında neler iddia ediliyor…
İzmir’de ne oldu?
Çiğli’de ve Bayraklı’da ne oldu?
İstanbul’da ne oldu?
Ataşehir, Kadıköy, Beşiktaş,Kartal, Sarıyer ve Silivri’de ne oldu?
Kimin eli kimin cebinde?
***
Kim oğlunu, kızını, damadını, kardeşini, kayınbiraderini, kayınvalidesini, eşini-dostunu nereye; nasıl yazdırdı?
Kimse hesap sormayacak mı?
Hem geçmiş “ilişki”lerden…
Hem de yeni “ilişki”lerden…
***
Kimse hiçbir “bahane”nin arkasına sığınmasın…
Türkiye’nin geleceği “Temiz CHP”dedir…
CHP “temizlen”meden AKP’yi yıkmak mümkün değildir…
Şimdi tam zamanı…
CHP, bir “araştırma komisyonu” kurmalı…
Herkese çağrı yapmalı…
Kimin elinde ne “bilgi” ve “belge” varsa bu komisyona verilmeli…
***
İşte o zaman Adana’da neden seçimi kazanamadığımızı göreceksiniz…
Adana’da MHP’ye çalışan milletvekillerini, genel başkan yardımcılarını göreceksiniz…
İzmir’de “kirli ilişkileri” işte o zaman göreceksiniz…
İstanbul’da neler olduğunu o zaman öğreneceksiniz…
İşte o zaman CHP’deki “hanedanlık” görüntülerinin nedenlerini öğreneceksiniz…
Haydi CHP…
Haydi Kemal Kılıçdaroğlu…
Bu “pislik”leri CHP’den atmak için bir adım at…
CHP’ye iktidar yolunu aç…
***
CHP bunu yapar mı?
Kemal Kılıçdaroğlu bunu yapar mı?
Bakacağız; göreceğiz…
Ama kim ne yapsa yapsın…
Bekleyin “biz” yapacağız…
Hepsini “kulak”lardan tutup tek tek teşhir edeceğiz…
Hodri meydan…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni