Dava partisi olmak ve CHP
İmambakır Üküş; Türkiye’nin önünde zor bir süreç var. CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun önünde zor bir süreç var. CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun bu zorlu sürece hazırlıklı olmadığı Kurultay süreciyle ortada…
Kılıçdaroğlu “CHP dava partisi olmalı” diyor…
Kılıçdaroğlu “CHP’nin başarısızlığının önemli bir nedeni dava partisi olmaktan uzaklaşması” diyor…
Kılıçdaroğlu “kendi çıkarı veya beklentileri için değil ülke ve parti için mücadele”nin önemine vurgu yapıyor…
Ne zaman; 2016 kurultayı öncesi…
***
Yine Kılıçdaroğlu o açıklamalarından sonra “kurultaydan hemen sonra bunun için gerekli çalışmaları başlatacaklarını” söylüyor…
Yine o kurultay öncesi “partinin kültürünü ve ideolojisini bilmeyen insanları akademik kimlikleri veya toplumsal konumları nedeniyle parti yönetimine getirdiklerini ama o kişilerin partiye katkı sağlamadığını” söylüyor…
Peki değişen ne?
CHP bu süreçte ne kadar “dava partisi” olmak yolunda adım attı…
***
Gerçekten CHP “dava partisi” olmaktan hızla uzaklaşıyor…
Gerçekten CHP’de “ben ne olurum diyen ülkem partim ne olur” diyenlerden daha fazla çoğalıyor…
Gerçekten CHP yönetimine ve kadrolarına egemen olan anlayış “ben ne olacağım” anlayışıdır…
Gerçekten CHP’de ciddi bir ideolojik ve politik kimlik kayması var…
***
CHP’de yıllarca “atamayla” milletvekili oluyor…
CHP’de yıllarca “atamayla” belediye başkanı oluyor…
CHP’de yıllarca “ön seçim veya eğilim yoklamasıyla” belediye başkanı veya milletvekili oluyor…
Gün geliyor “atanmıyor” veya “ön seçimde” seçilemiyor…
***
10 yıl hatta 20 yıl milletvekili veya belediye başkanlığı yaptığını unutuyor…
Hemen partinin genel başkanına (dün Deniz Bayakal’a bugün Kemal Kılıçdaroğlu’na) karşı düşmanlığa başlıyor…
Hemen partinin kendisine karşı düşmanlığa başlıyor…
Hatta yetmiyor; hemen istifa edip başka partiden veya bağımsız aday oluyor…
***
Parti de hiçbir emeği yokken…
Parti de hiçbir geçmişi yokken…
Ömründe hiç bir CHP binasına bırakın girmeyi önünden daha geçmemişken…
CHP genel başkanları veya yönetimi onu yönetime alıyorken hiç sorun yok…
***
Ama aynı kişi bir diğer dönem yönetime alınmazsa başlıyor kıyameti koparmaya…
Parti meclisine alınırken hiç “benden daha çok hak eden; emek veren arkadaşlar var” onları alın demiyor…
MYK üyesi olurken hiç “hak eden başka arkadaşlar var ben olmayayım” demiyor…
Yeniden göreve getirilmeyince başlıyor bu sefer parti düşmanlığına…
***
CHP’nin “dava partisi” olup olmadığı tartışması CHP için oldukça dramatik bir tartışmadır…
CHP; iç işleri bakanlığına verilmiş bir pulsuz dilekçeyle kurulmuş bir parti değildir…
CHP; “siyaset yapalım” diye bir araya gelmiş insanların kurduğu her hangi bir parti değildir…
CHP kuruluş ve kurtuluş mücadelesinde adım adım mücadele etmiş; O mücadele ateşi içinde kurulmuş bir partidir…
***
CHP bir “davanın” mücadelesinin ürünüdür; sonucudur…
CHP bir “davanın” ta kendisidir…
CHP Cumhuriyet davasının partisidir; laiklik mücadelesinin partisidir, halkçılık mücadelesinin partisidir…
CHP; aydınlanmanın, yurtseverliğin, kamuculuğun mücadelesinin partisidir…
***
Nasıl oldu da mücadele meydanlarında hem de dünyanın bütün Emperyalist güçlerine ve yerli işbirlikçilerine-saraya karşı mücadele içinde kurulan CHP bu hale geldi?
Nasıl oldu da büyük bir “davanın” partisi olan CHP’ye “küçük beklentiler” egemen oldu…
Nasıl oldu da CHP’ye “ben ne olurum” beklentileri egemen hale geldi?
Gerçekten CHP nasıl bu hale geldi?
***
“40 yıllık partiliyim beni nasıl delege yazmazlar veya seçmezler” diye CHP küsüyor…
Hiç demiyor “arkadaş ben 40 yıl bu görevi yaptım şimdi de yeni arkadaşlar yapsın”…
“40 yıllık partiliyim beni ilçe yönetimine veya il yönetimine almadılar” diye partiye küsüyor…
Hiç demiyor “arkadaş ben yıllarca bu görevi yaptım biraz da yeni arkadaşlar yapsın”…
***
Ayrıca “40 yıllık” partili arkadaşlar…
Ayrıca yıllardır il ve ilçe yöneticiliği yapan arkadaşlar…
Ayrıca yıllardır belediye başkanlığı veya milletvekilliği yapan arkadaşlar…
Hiç düşündünüz mü: belki de yıllardır varlığınızla bu partinin önünü kapattığınızı?
***
CHP çok köklü bir ideolojik, politik, örgütsel değişim ve yenilenme yaşamak zorunda…
CHP; köklerinden ve geleneklerinden kopmadan bu değişim ve yenilenmeyi yaşamak zorunda…
Geçmişi olmayanın geleceği olmaz…
CHP’nin geçmişi ona büyük bir gelecek kuracak birikime yeterince sahiptir yeter ki CHP yönetimi bu ateşi yeniden alevlendirebilsin…
***
Türkiye’nin önünde zor bir süreç var…
CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun önünde zor bir süreç var…
Bu zorlu süreç herkesi kişisel beklentiden arındırması gereken bir bir süreçtir…
Bu süreçte kimse “ben ne olacağım” kaygısıyla hareket edemez…
***
CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun bu zorlu sürece hazırlıklı olmadığı Kurultay süreciyle ortada…
CHP kadroları daha “ben olacağım” derdinde…
CHP kadrolarının bir kısmı kurultay-kongre süreçlerine “takılı” kalmış…
CHP kadrolarının bir kısmı hala “ben yoksam tufan” anlayışı içinde…
***
Kılıçdaroğlu ve CHP’nin artık hiçbir “mazereti” olamaz…
Kılıçdaroğlu ve CHP artık hiçbir görev ve sorumluluğu öteleyemez…
Kılıçdaroğlu ve CHP ne yapacaksa hemen yapacak…
Kılıçdaroğlu ve CHP ne yapacaksa şimdi yapacak…
İmambakır Üküş / www.istanbulgercegi.com
ÜYE YORUMLARI
Facebook Yorumları
BU YORUMLARI OKUDUKTAN SONRA BUGUNLEDE YASADIGIM BIR OLAYI ANLATAYIM
GENEL BASKANIN ATAMA ILE CANKAYA BELEDIYE BASKANI YAPTIGI ZATIN KADROLARI 10 GUNDE BIR DILEKCEYE CEVAP VERME ZAHMETINDE BULUNMUYOR.BIRAKIN H'ZMET ALMAYI.
Çok değerli bir görüş. Yol gösterici ve iyi niyetli
Sayın İmambakır Üküş,siz bu dediklerinizin yapılacağına,Kılıçdatoğlu'nun bunu yapacağına inanıyor musunuz?Bence daha köşeli konuşmalısınız.CHP kurultay sonrası azıcık kalan umudu da kaybettirmistir.Hem zaten nasıl kazandıracak ki?70 yaşındaki Kâni,bundan sonra olur mi yâni?Kılıcdaroglu iyidir değildir,bunu tartışmaya gerek yok.Artık toplum ve bir avuç kendi adamı dışında bitmiştir.CHP'nin yapılanma sorunu falan vardır ama,tüzel kişiliklere şekil veren kişilerdir,başta genel başkanıdır.Hiç lâfı eğip bükmeye gerek yok:En birinci iş bir tüzük değişikliği ile yeni bir genel başkan seçilmelidir.
üYENİN VE HALKIN GÖZÜNDE LİDER OLANLAR PARTİMDE MAALESEF 1266 DELEGENİN GÖZÜNDE NE LİDER NEDE BAŞKAN OLABİLİYOR.ANCAK GENEL MÜDÜR OLABİLİYOR.KURULUŞ AYARLARINA DÖNEBİLSEK O ZAMAN İKTİDARIN DEĞİŞMEZ ALTERNATİFİ OLABİLİRİZ.DEMEM O Kİ BİRKAÇ BELEDİYE YÖNETİMİNİN ARKASINA SİĞINARAK BİR YERLERE VARAMAYIZ.
Sn.Üküş, sizi kutluyorum. Yazdıklarınıza katılıyorum. Şu anda partiyi yönetenlerin sıfatlarını alsak kaç tanesi partide kalır? Önümüzdeki günlerde göreceğiz, tüzük kurultayında parti dava partisi mi olacak, yoksa kişisel çıkar partisi mi olacak? Yöneticiler delegeyi seçmeye, delegeler kendini seçen yöneticileri seçmeye cevaz veren bir parti olmaya devam edecek mi?