İmambakır Üküş; AKP ve PKK ''müzakere süreci''nin mimarı olan MİT için bu ''durum'' bir ''fırsat''a dönüşüyor…
“Cumartesi Anneleri”nin eylemi 480. Haftasına girdi…
480 haftadır “kayıp” çocuklarını, eşlerini, kardeşlerini arayanların feryatları dinmiyor…
“Cumartesi Anneleri”nin sesini duymayan, bırakın sesini duymayı eylemlerini engellemek için her şeyi yapan AKP, Diyarbakır’daki “Annelerin Sesi” olmaya soyundu…
Faili meçhullerle, gözaltında kayıplarla ilgili “kör” ve “sağır” olanların birden bire “göz”leri açıldı…
Birden bire “kulak”ları duyar oldu…
***
Çocukların “kaçırılması” veya “gönüllü” olması durumu değiştirmez…
Çocukların “silahlı çatışma” ortamında bulunması veya “silahlı eylem”e katılması evrensel bir insan hakları ihlalidir…
Hangi gerekçeyle olursa olsun, çocukların “askeri-silahlı” ortamlarda bulunması doğru değildir…
“Çocukların gönüllü” olduğu “gerekçesi” de doğru değildir…
Sonuçta, bahsedilen “çocuk”tur…
Ve aldığı “karar”lar veya “gönüllülük” geçerli olamaz…
***
“Dağa çıkan çocuklar” yeni bir olay veya durum değildir…
Yıllardır bölgede çocuklar şu veya bu nedenle “Dağ”a çıkıyor…
Aile baskısından, devlet baskısından da veya PKK baskısından …
Sonuçta Bölgede çocukların “dağa çıkması” bir gerçekliktir…
***
Devlet ve aile şiddetinden başka bir şey görmeyen veya tanımayan çocuklar için “Dağa çıkmak” bir kurtuluştur…
Kendilerini “ezen” devlete, aileye ve feodaliteye başkaldırıdır…
Bu güne kadar bölgede çocukları görmeyenlerin birden bire çocukları “keşfetmeleri”nin sebebi nedir acaba?
***
AKP ve PKK arasında yaşanan “müzakere” süreci sonucunda bölgede geçici de olsa silahlar sustu…
“Süreç” başladığından itibaren yer yer “olay”lar olsa da “çatışmasızlık” devam ediyor…
“Cenazelerin gelmemesi” süreci ifade etmek için en sık kullanılan “argüman” oluyor…
Dün “silah”la yapılmak istenenlerin yerini bugün “siyaset”le yapmak almış durumda…
***
Geçmişte çocukları “Dağ”a çıkan/çıkarılan ailelerin sesi pek duyulmazdı…
Ailelerin tepkisi olsa bile bu tepkiler görülmezdi…
Şimdi aileler çocuklarına sahip çıkıyor…
Çocuklarının “izini” sürüyor…
Onları “geri” talep ediyor…
***
AKP ve PKK “müzakere süreci”nin mimarı olan MİT için bu “durum” bir “fırsat”a dönüşüyor…
“Aileler” üzerinden BDP/HDP ve PKK’ya karşı bir “psikolojik hareket” düzenliyor…
MİT, “Anneler eylemi” üzerinden bir taşla birçok kuşu vurmak istiyor…
BDP/HDP ve PKK’ya karşı bir mücadele başlatırken işin ilginci bir “Öcalan güzellemesi” yapılıyor…
Yalçın Akdoğan, “BDP/HDP ve PKK süreci anlamıyor ama Öcalan doğru kavrıyor” diyor…
***
Çocukları “Dağ”a çıkan “Annelerin eylemi”nin yapıldığı yer de çok ilginç…
“Anneler” eylemi Diyarbakır Belediyesi önünde yapıyor…
Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı Tayyip Erdoğan çocukların bulunup getirilmesi için BDP/HDP ve PKK’ya çağrı yapıyor…
Bildiğim kadarıyla halen mevcut yasalar açısından PKK “yasadışı” bir örgüt…
Her ne kadar “Devlet” ve AKP, PKK lideri Abdullah Öcalan’la “müzakere” ve “anlaşmalar” yapsa da hala durum budur…
“Annelerin Eylemi”nin muhatabının “Devlet” olması gerekmez mi?
“Devlet”in o çocukları bulup getirmesi gerekmez mi?
Yoksa Diyarbakır’da “Devlet” görevlerini Diyarbakır Belediyesine, BDP/HDP ve PKK’ya mı devretmiş?
***
Diyarbakır da MİT’in hem “Aileler” hem de “Çocuklar” üzerinden oynadığı bir “oyun” var…
Hadi Devlet, AKP ve PKK bu “oyun”un bir parçası…
“Ana muhalefet” CHP nerede?
CHP’nin Diyarbakırlı hem de “İnsan Haklarından sorumlu” genel başkan yardımcısı Sezgin Tanrıkulu nerede?
Diyarbakır’da CHP var mı?
Diyarbakır’dan CHP’nin İzmir Milletvekili olan Sezgin Tanrıkulu’nun Diyarbakır’da bir “varlığı” var mı?
CHP’li belediyelerde ‘’iş-güç’’ peşinde koşmak yerine Diyarbakır ve Bölgede neler oluyor diye bakılsaydı belki söyleyecek bir şeyleri olurdu…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni