İmambakır Üküş; CHP'nin ve HDP'nin AKP'nin bu saldırılarını püskürtmek için mücadele yerine ''mağduriyet'' üzerinden ağlaşmaları topluma umutsuzluk yaymaktan başka bir şey değildir...
Dokunulmazlık tartışmaları: Yalanlar ve Gerçekler
Dokunulmazlık tartışmaları öylesine "kirli" bir şekilde yürütülüyor ki; gerçekler ve yalanlar iç içe...
Yürütülen "kirli propaganda" ile ortalık öylesine karışık hale geldi ki; gerçeklerin üstü örtülmüş durumda...
Bu "kirli propaganda"yı yalnızca AKP yapmıyor; HDP ve bir çok CHP vekili ve yöneticisi de bu sürecin bir parçası haline gelmiş durumda...
"Kirli propaganda" ve "akıl tutulması"ndan dolayı sokaktaki insanı bırakın; bu konuda yazan-çizen insanların bir çoğu bile gerçeklerden bihaber durumda...
***
Önce konuyu açıklığa kavuşturalım...
Birincisi; tüm dokunulmazlıklar kalktı mı?
İkincisi; bu anayasa değişikliği olmasaydı dokunulmazlık kaldırılmaz mıydı?
Belki buna CHP'lilerin çokca dile getirdiği "AKP'li yargı karşısında çıplak kaldık; hepimizi tutuklayacaklar mı?" sorusunu ekleyebiliriz...
***
Biliyorsunuz ilk dokunulmazlık tartışması bir grup HDP'li milletvekiliyle, yol kesip kontrol yapan PKK'lıların "kuçaklaşmaları" üzerine patlak vermişti...
Ancak bu olayın daha sonra üstü örtüldü; dokunulmazlık tartışmaları da "soğumaya" bırakıldı...
Daha sonra yeniden alevlenmesinin sebebi ise iki HDP'li milletvekiliyle ilgili oldu...
Bir HDP milletvekilinin arabasında
teröristlere silah taşıdığı iddia edildi; diğer HDP'linin ise Ankara'daki canlı bombanın taziyesine gitmesi bu tartışmaları yeniden alevlendirdi...
***
Peki AKP, bu HDP milletvekillerini ve meclisteki "suça bulaştığı" iddiası olan veya fezlekesi olan milletvekillerinin istese dokunulmazlığını kaldıramaz mıydı?
AKP; dün de, bugün de ve yarın da istese istediği her milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılabilir...
Bunun için anayasa değişikliğine ihtiyaç yok...
Bunun için 367 oya ihtiyaç yok; meclisteki oylamada bulunan milletvekillerinin yarıdan bir fazlasıyla bunu her zaman yapabilir...
***
Şimdi gelelim sorularımızın cevabına...
Birincisi; tüm dokunulmazlıklar kalkmadı, yalnızca fezlekeleri meclise gelen milletvekillerinin bir kereliğine o dosyaları için dokunulmazlıkları kalkmıştır...
Meclisteki o maddenin kabülünden sonra bugün bir milletvekili cinayet bile işlese dokunulmazlığı vardır; yargılanamaz...
Ayrıca bir tek fezlekesi mecliste olan milletvekillerinin dokunulmazlıkları kalkmış;bakanların(eskisi-yenisi)dokunulmazlıkları kalkmamıştır...
***
İkincisi; AKP'nin hiç de bu anayasa değişikliğine ihtiyacı yoktu...
Bu anayasa değişikliği olmasaydı bile AKP meclisteki sayısıyla istediği her milletvekilinin dokunulmazlığını istediği zaman kaldırabilir...
AKP'nin bunun için herhangi bir partinin desteğine veya anayasa değişikliğine ihtiyacı yok...
Dolayısıyla HDP'lilerin bu anayasa değişikliği olmasaydı bile AKP istese dokunulmazlıklarını kaldırabilirdi...
***
Birçok CHP milletvekili ve parti meclisi üyesinin dile getirdiği bir "eleştiri" var; "bu değişiklikle CHP'lileri hedef haline" getiriyor diyorlar...
Bu da çok yanlış bir düşünce; CHP'lilerin başta Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere hepsinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için anayasa değişikliğine ihtiyaç yok...
Eğer AKP isterse; dün de, bugün de, yarın da tüm CHP'lilerin dokunulmazlığını ortadan kaldırabilir...
Bunun için AKP'nin anayasa değişikliğine ihtiyacı yok; meclisteki çoğunluğu bunu her zaman yapmaya yeterli durumda...
***
Şimdi bir çok HDP'li ve CHP'li milletvekilleri bu değişiklik nedeniyle "cezaevine gireceklerini" ilan ediyor...
Aslında gerçekte böyle bir durumda yok; ayrıca böylesi bir propaganda baştan sona yanlış...
Bu konuda en çok konuşan ve medyaya çıkan Muharrem İnce olmak üzere CHP'li milletvekillerinin çoğu fezlekesi "hakaret davaları"dır...
HDP'li ve CHP'li bir çok milletvekili hakkındaki fezlekelerin çoğu içi boş iddiaları içeriyor; belki yargılama konusu olmadan bile kapanacak durumda...
***
Ama daha önemlisi AKP'nin gücünü büyük ve mutlak gösteren yaklaşımlar...
Cumhuriyetin; kuruluşun ve kurtuluşun öncülüğünü yapan CHP'nin milletvekillerine "kim dokunabilir" diye meydan okuyacaklarına bir çok CHP milletvekili kurbanlık koyun gibi kasaba boyuna uzatıyor: "Bizi cezaevlerine atacaklar" diye ağlaşıyor...
CHP'nin ve HDP'nin AKP'nin bu saldırılarını püskürtmek için mücadele yerine "mağduriyet" üzerinden ağlaşmaları topluma umutsuzluk yaymaktan başka bir şey değildir...
***
AKP'nin bu yola başvurması ve bu anti-demokratik yola başvurması "siyasi" bir karardır...
Bu kararın kendisi AKP'yi tüm dünyanın demokretik güçleriyle ayrıştırıyor...
Tam da bu nedenle "teknik olarak" anayasa mahkemesine itiraz doğru olsa bile "siyasi" olarak doğru değildir...
AKP'ye anayasa mahkemesi kararıyla meclise yaptığı darbeyi "meşrulaştırma" imkanı verilmelidir...
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği genel Yayın Yönetmeni