İmambakır Üküş; İhsanoğlu'nun Çırağan'da "loş ışık"ta zar-zor tekleye tekleye yaptığı konuşmayla Tayyip Erdoğan'ın Haliç Kongre merkezinde yapacağı konuşmayı karşılaştırın...
CHP ve MHP'nin "
çatı" adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, seçime günler kalmasına rağmen bir türlü "
kampanya" başlatamadı...
CHP'nin de MHP'nin de Cumhurbaşkanlığı seçimi için "özel" bir hazırlık içinde olmadığı ortaya çıktı...
Ekmeleddin İhsanoğlu ismi günlerdir ilan edilmiş olmasına rağmen, Seçim kampanyası ve kampanyanın örgütlenmesi "nedense" tamamlanmamış gibi...
***
Kampanyanın en önemli "zaafı" tam bir "koordinasyon" eksikliği...
Daha doğrusu bir biriyle alakasız veya birbirine tavır almış "yapı"ların olması...
"Durumdan vazife çıkaran" bir çok "koordinatör" ortalıkta...
Ama, ortalıkta üretilmiş doğru - dürüst bir "iş" yok...
***
Bir yanda "devlet"in tüm olanaklarını kullanan...
Tüm medyayı, "esir" olan bir "aday"...
Diğer yanda "kendi" imkanlarıyla adaylık yarışına katılan Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş...
Baştan "eşitsiz" ve "adil" olmayan bir yarış içinde yürütülecek kampanyalar...
***
Dün basın karşısına çıkan Ekmeleddin İhsanoğlu kampanyası hem "sunum" açısından hem de "içerik" açısından "zayıf" ve "yanlış"tı...
Alelacele, Ekmeleddin ismine "kafiye" uydurma gayretiyle "uydurulmuş" sloganlarla çok "çocuksu" bir görünüm vardı...
Ama daha önemlisi siyaseten "zayıflığı" ve "yanlış"lığı...
Daha çok eski "Ziraat Bankası" reklamlaraını anımsatan kampanyanın hiç bir siyasi "iddiası" ve "hikayesi" yok...
"Başak Tarlası Türkiye"nin bugünün Türkiye'si ve bugünkü mücadelelerle ilişkisi tartışmalı...
***
Çırağan seçimi de tartışmalı...
"Yeni Osmanlıcı" olmakla suçlanan/eleştirilen Ekmeleddin İhsanoğlu için kampanya tanıtım mekanı olarak "Çırağan Sarayı"nı seçmek kimin "aklı" gerçekten merak konusu...
***
Ses düzeninin "azizliği"ne uğrayan Ekmeleddin İhsanoğlu açış konuşmasına "azizler" ve "azizim" diyerek "monşer" eleştirilerine göndermede bulundu...
"Laik" Türkiye'nin "laik" partileri CHP ve MHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu "Dua" ile açılışı yaptı...
Kendine "Kur-an"ı referans aldığını söyledi...
***
Zaten akıcı ve coşkulu bir hitap biçimine sahip olmayan Ekmeleddin İhsanoğlu'na "metin" okutulması büyük bir hataydı...
Metin okumaya çalıştıkça, zaten akıcı olmayan o konuşması daha da aksadı...
Halbuki sorulara cevap verirken daha rahat ve daha ikna ediciydi Ekmeleddin İhsanoğlu...
***
"Ekmek" ve "ekmek" üzerinden slogan üretilmesi kampanyasını iddiasızlaştırıyor...
Tayyip Erdoğan'ın "milli irade-milli güç" ve "Devletin adayları milletin adayları" iddiaları karşısında "ekmek" veya toprağa bir şeyler "ekmek" anlamında "ekmek" neyi ifade ettiğini sizlere bırakıyorum...
Kampanyanın "algı" yaratması ve "algı yönetmesi" gerekiyor...
Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Çırağan'da "loş ışık"ta zar-zor tekleye tekleye yaptığı konuşmayla Tayyip Erdoğan'ın Haliç Kongre merkezinde yapacağı konuşmayı karşılaştırın...
Ne söylediğinden çok "nasıl söylediği"ne bakıldığını unutmayın...
İki "tanıtım" sunumunu karşılaştırın...
***
CHP ve MHP milletvekilleri "tanıtım" toplantısında olmayacağı ilan edilmişti...
Ama "fotoğraf" vermek meraklısı milletvekilleri yine oradaydılar...
***
AKP ve Tayyip Erdoğan karşısında siyasi bir "iddia" ve "hikaye"si olmalıydı kampanyanın...
"Ekmek" ve "kutsal"lar söyleminin bir "iddia"sı ve "hikaye"si olduğunu sanmıyorum...
Tayyip Erdoğan'ın şahsında somutlaşan bir şeyler var...
"Otoriter"lik ve "tek adam"lık...
Yine bu "Otoriter"lik ve "tek adam"lığı somutlayan "Başkan"lık isteği...
Dolayısıyla karşı kampanyanın temeli; Demokrasi/Özgürlük ve Parlamenter rejim olmalıydı...
***
Seçime çok az bir zaman kaldı...
Ne CHP ne de MHP ortalıkta yok...
Kampanya bu güne kadar Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ziyaretleri ve iftarlara katılımla sınırlı kalmış durumda...
CHP ve MHP bu güne kadar "çatı aday"larına sahip çıkmamış durumda...
Kendi seçmemlerini ve örgütlerini bile harekete geçiırebilmiş değiller...
Kampanyanın bu kadar kısa zamanda nasıl gidecek, nasıl örgütlenecek bunlar bile belli değil...
***
Ekmeleddin İhsanoğlu kampanyası toplumda herhangi bir "heyecan" veya "umut" dalgası yaratabilmiş durumda değil...
Çok ağır ve yavaş giden bir kampanya...
Medya ve Sosyal medya yeterince etkin kullanılamıyor...
Sokakta yaratılmış bir "hava"sı yok...
***
Bu kadar önemli bir kampanya bu kadar "ciddiyetsiz" bir şekilde sunulamazdı...
Salon hazırlığı kötüydü...
Ses düzeni kötüydü...
Kendini "yetkili" sananların gazetecilerin önünde "badigard" gibi durması kötüydü...
Ama en kötüsü Ekmeleddin İhsanoğlu kampanyasının "materyal"leri olarak verilen "ajanda" ve "kalem"lerdi...
Üstünde "Marjinal Porter Novelli" yazan kalem ve ajanda dağıtmak kimin fikriyse gerçekten alkışı hak ediyor...
Üstünde Ekmeleddin İhsanoğlu yazan ajanda ve kalem basmak bir günlük "iş"...
Bunu bile akıl edemeyenlere söyleyecek çok fazla bir şey yok...
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni