Emine Ülker Tarhan’ın istifası ve CHP

İmambakır Üküş; Emine Ülker Tarhan, kendi söylediklerine inansa ve o uğurda bir mücadele yolunu 'tercih' etseydi zaten süreci böyle başlatmazdı…

10 Ağustos’ta yaşanan seçim yenilgisi üzerine Kılıçdaroğlu’nu “istifa’ya davet” eden Emine Ülker Tarhan CHP’den kendisi istifa etti…

Seçim sonuçlarının üzerinden “iki gün” geçmeden kameraların karşısına geçip Kılıçdaroğlu’na “istifa ve kurultay” çağrısı yapan Emine Ülker Tarhan aslında yaptığı çağrı ile Kılıçdaroğlu’nu içinde bulunduğu “zor” durumdan kurtardı…

Kılıçdaroğlu, Emine Ülker Tarhan’ın yaptığı açıklamaya kadar, evinden dışarı çıkmaz durumdaydı…

Kılıçdaroğlu’na evin kapılarını dışarıya “açan” Emine Ülker Tarhan’ın çıkışı oldu…

***

Emine Ülker Tarhan’ın istifa mektubunda açıkladığı CHP eleştirilerinin bir çoğunu bizler aylar-yıllardır sistemli bir şekilde yapıyoruz…

Hem de Emine Ülker Tarhan bugün eleştirdiği CHP yönetimini temsil ettiği ve bugün eleştirdiği yönetimle “aynı” tutumları aldığı dönemlerde de bizler eleştiri yapıyorduk…

Açıkladığı istifa mektubundaki gerekçeler CHP’den istifaya değil, CHP’de daha çok mücadeleyi gerektirir…

***

Ama Emine Ülker Tarhan parti içinde mücadele yolunu seçmiyor…

O en kolay yolu seçiyor…

Eleştiriyor ve kaçıyor…

Emine Ülker Tarhan kendi söylediklerine kendiside inanmıyor…

İnansaydı, o fikirlerin CHP’de “egemen” olması için mücadele ederdi…

Kılıçdaroğlu’na “eleştiri”de de en kolay yolu seçmişti…

Kılıçdaroğlu’nu “istifaya davet” etmişti…

O istifa et diyecek, Kılıçdaroğlu’da istifa edecekti…

Kibir ve elitizmin öldürücü etkisindeki Emine Ülker Tarhan için “mücadele” söz konusu değildir…

***

Emine Ülker Tarhan, kendi söylediklerine inansa ve o uğurda bir mücadele yolunu “tercih” etseydi zaten süreci böyle başlatmazdı…

Kılıçdaroğlu’nu “istifaya davet” etmeden önce il il, ilçe ilçe dolaşır görüşlerini aktarırdı…

Benzer “kaygılar” ve “duygular” içinde olan CHP’lilerle bir araya gelmeye çalışırdı…

Emine Ülker Tarhan örgütlü mücadeleye inanan bir insan değil…

O nedenle CHP içinde de bir örgütlenme için hiçbir “adım” atamadı…

***

Bireysel ve elitist tavırlarla siyaset olmaz…

Bireysel ve elitist tavırlarla örgütlenme olmaz…

CHP içindeki hiçbir mücadele içinde olmayacaksın…

Ama herkes sen bir şey söylediğinde uyacak…

Uymadığında ise istifa edeceksin…

En yakınındaki milletvekilleri bile istifasını gazete ve Tv’lerden öğrenecek…

***

Emek olmadan başarılı bir mücadele ve örgütlenme olmaz…

CHP içinde hiçbir emek ve mücadele vermezsen, istifa etmek çok kolay olur…

Emeği ve mücadelesi olsaydı, bu kadar kolay bırakıp gidemezdi…

***

“İstifa” etmek mücadeleden kaçmaktır…

Ama daha önemlisi CHP’de “şikayet” ettiğimiz kadroların önünü açmaktır…

Baksanıza, Gürsel Tekin neredeyse Emine Ülker Tarhan’ı istifasından dolayı kutlayacak…

Bu nedenle “biz” gitmeyeceğiz ama gitmesi gerekenlerin gitmesi içinde mücadele edeceğiz?

***

CHP yönetiminin yanlışları; ideolojik ve politik savrulmaları çok ciddi “kırılma”lar yaratıyor…

CHP’nin kadroları ve çevrelerinin önemli bir bölümünün kafası “karışık”…

CHP’nin yaşadığı ideolojik ve politik savrulmalara tepkiler çok büyük…

Aslında kurultay sonuçları bunun çok somut bir kanıtıdır…

Son kurultayda Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ve Parti meclis üyelerinin aldıkları oylar, CHP’nin örgütsel kadrolarının bu yapıların hiç birine “tam onay” vermediğinin göstergesidir…

***

Emine Ülker Tarhan ve benzer eğilimlerdeki arkadaşlar “kurultay iradesi”ni doğru okuyamıyor…

Kurultay sonucu; CHP’de yeniden bir “çıkış” için imkanların “var” olduğunu gösteriyor…

Kurultay iradesini örgütlemek, onu yeniden harmanlamak yerine “istifa” bir “kaçış”tır…

Zor görevlerden kaçmakla siyaset olmaz…

Siyaset, çözümsüzlükte çözüm üretebilmektir…

Yapılması gereken Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce’ye “ayar” veren örgütü, yeniden ayağa kaldırabilmektir…

***

Yapılması gereken, Halkçı-Devrimci ve Anti Emperyalist bir hattın CHP’ye egemen olabilmesi için “açık” mücadele yürütmektir…

Birinci öncelik CHP’deki ideolojik ve politik savrulmaya karşı ideolojik ve politik hattı örgütlenmektir…

Bu amaçla, ideolojik-politik berraklaşma için mücadele etmeliyiz…

Bunun “araçlarını” ve “imkan”larını yaratmalıyız…

Ayrıca, bu ideolojik-politik hattın örgütsel yapılanmasını hızlandırmalıyız…

CHP’de “sorun”lar bize “kaçış”ı değil, daha çok mücadele ve örgütlenmeyi dayatıyor…

Başaracağız…

Başarmak zorundayız…

İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni