İmambakır Üküş; AKP; Cumhuriyetle hesaplaşmasını sürdürüyor. 15 Temmuz’daki dinci-şeriatçı darbe girişimini ''fırsat''a çevirmek isteyen AKP Cumhuriyet kazanımlarını yok etmek için her şeyi yapmaya devam ediyor…
AKP; Cumhuriyetle hesaplaşmasını sürdürüyor…
15 Temmuz’daki dinci-şeriatçı darbe girişimini “fırsat”a çevirmek isteyen AKP Cumhuriyet kazanımlarını yok etmek için her şeyi yapmaya devam ediyor…
OHAL koşullarını bu amaçla kullanmaktan çekinmiyor…
Cumhuriyet ve demokrasi karşılığında AKP hız kesmiyor…
***
Darbelere de sivil dikta girişimlerine karşı mücadelede “öncü” olması gereken güçlerin başında “sol-sosyalist” güçler geliyor…
Ancak; ne yazık ki 15 Temmuz dinci-şeriatçı darbe girişimine karşı “açık” ve “kitlesel” tepkiler örgütlemekte sosyalistler “yetersiz” ve “zayıf” kaldı…
Aynı şekilde “darbe fırsatçılığı”yla demokratik hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılmasına karşı da kitlesel tepkiler örgütlemekte sosyalistler “yetersiz” veya “zayıf” kaldı…
Cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkacak birliktelikleri yaratmakta sol –sosyalist güçler “yetersiz” ve “zayıf” kaldı…
***
1 Kasım seçim sonuçları Türkiye’nin ilerici-demokrat güçlerinde büyük bir “moral” bozukluğu yarattı…
Geniş halk yığınlarında ise “umutsuzluk” ve “yılgınlığa” yol açtı…
7 Haziran’da AKP’nin yenilmesine sevinenler 1 Kasım seçim sonuçlarıyla yenilgiye uğradılar…
Daha 1 Kasım seçim sonuçlarının yarattığı “moralsizlik” ve “umutsuzluk” aşılmadan “15 Temmuz darbe girişimi oldu…
15 Temmuz darbe girişimi sonrası gelişen “politik iklim” bu “yılgınlık” ve “umutsuzluk” halini güçlendirdi…
***
Bu “yılgınlık” ve “umutsuzluk” halini kaldırması gereken sol-sosyalist güçler de bu süreçten nasibini almış durumda…
Bir de buna HDP rüzgarına kapılan “sol” ve “demokrat” güçlerin 1 Kasım sonrası HDP’den kopuş ve hüsranları eklenince durumda daha da kötüleşmeye başlamıştı…
Özellikle 15 Temmuz sonrası sol-sosyalist güçler “sokaktan” tamamen çekilmiş durumdaydı…
CHP’nin Taksim ve Gündoğdu mitingleri bu “kötü” gidişe “dur” diyen önemli bir adım oldu…
***
CHP’nin Taksim ve Gündoğdu mitinglerine solun ve demokrasi güçlerinin büyük bir bölümü katıldı…
Özellikle Taksim’de yüzbinlerin demokrasi ve Cumhuriyet için hem de sol-sosyalist güçlerle birlikte buluşması büyük bir “moral” oldu…
CHP’nin Taksim ve İzmir-Gündoğdu mitinglerine sendikalar ve kitle örgütleri de büyük oranda destek oldu…
İki miting de demokrasi güçlerinin birliği için “umut” oldu…
***
CHP’nin düzenlediği mitinge katılmayan ve eleştiren “sol çevreler de” oldu…
Dahası CHP’yi eleştirmenin ötesinde Taksim ve Gündoğdu mitingine katılan sol-sosyalist güçleri de eleştirenler oldu…
Ancak; bu eleştirileri getirenlerin kendisi “sokakta” başka bir karşı çıkış örgütlenmesini yapamadılar…
“Sokak” mücadelelerini dillerinden düşürmeyenler ne yazık ki bu süreçte “sokakta” yoktu…
***
Tam da bu süreçte bir grup aydın, sanatçı, sendikacı, siyasetçi ve kitle örgütü temsilcisi “gericiliğe, Emperyalizme, darbecilere” karşı 4 Eylül çağrısı yaptı…
İlk çağrı metninde yeri belirlenmemiş olsa da esas olarak miting çağrısının temel ilkeleri ilan edilmişti…
Daha sonra 4 Eylül’de Kartal’da buluşma çağrısı yayınlandı…
Bu süreçte ise “Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği” DİSK, KESK, TMMOB ve TTB öncülüğünde ve başını HDP’nin bileşenlerinin çektiği çeşitli sol-sosyalist çevrelerce oluşturuldu…
***
Tabii ki; bu süreçte çeşitli “güç birliği” girişimlerinin olması çok doğal…
Ayrıca; çok da gerekli…
Ancak “tuhaf” olansa oluşan bu “güç birliği”nin 4 Eylül’de bir miting çağrısı olmasına rağmen “Faşizme, darbelere ve savaşa karşı barış için” 4 Eylül’de Bakırköy’e miting çağrısı yapmasıydı…
“Güç Birliği” için bir araya gelenlerin yaptığı ilk işinse “güç dağıtma” olması oldukça şaşırtıcı oldu…
***
Sol-sosyalist çevrelerin dillerinden düşürmediği ama pratikte hakkını veremedikleri şey “birlik” ve “dayanışma”dır…
DİSK’in, KESK’in, TMMOB’un, TTB’nin, HDP’nin öncülüğünde oluşan “güç birliği”nin ilk eylemi “birliği” ve “dayanışmayı” önlemek oldu…
Çok kolay bir şekilde 4 Eylül’de çağrı yapmak yerine başka bir tarihte miting çağrısı yapabilirdi…
Olması gereken; bu “güç birliği”nin de 4 Eylül’de Kartal’da olmasıydı fakat çeşitli gerekçelerle bu mümkün değilse en azından başka bir gün tercih edilebilirdi…
***
Demokrasi güçlerinin en çok “birliği” ve “dayanışmaya” ihtiyacı olduğu bir süreçte böylesi “ayrılıkçı”; birliğe ve dayanışmaya zarar veren tutumlardan uzak durabilmeliyiz…
Ne yazık ki DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin bu konulara oldukça kabarık “yanlış işler” dosyası var…
Bu “ekip” daha yakın zamanda AKP’nin “Taksim yasağına” boyun eğerek Taksim’e çıkmak yerine AKP’nin “izniyle” Bakırköy’de 1 Mayıs kutlaması yapmaya çalışmıştı…
Yüzbinlerin, milyonların katılacağı söylenen Bakırköy 1 Mayıs mitingine katılım ise oldukça düşük olmuştu…
***
4 Eylül’de Kartal’da miting çağrısı yapan arkadaşların da sendikalara, kitle örgütlerine ve sol çevrelere ulaşma ve davet noktasında bir “eksiklik” yaşadığı görülüyor…
Daha geniş bir çevreye ulaşarak 4 Eylül’de daha güçlü bir karşı çıkış örgütlenebilirdi…
Her şeye rağmen Gericiliğe, Emperyalizme, Darbelere karşı Laik ve Demokratik bir Türkiye için 4 Eylül’de Kartal’da olmalıyız…
Sürecin örgütlenmesindeki “eksiklik” ve “zaaf”ları yapılan doğru işin önüne koymamalıyız; tam tersine sürece sahip çıkarak daha iyi olması için katkı vermeliyiz…
***
4 Eylül’de Kartal’da olmanın önemli bir nedeni de bu miting vesilesiyle solun her renginin uzun zamandır unuttuğu “Emperyalizme” ve “Gericiliğe” karşı mücadeleyi hatırlamış olmasıdır…
Ne yazık ki CHP’sinden komünistine-sosyalistine Türkiye solu uzun bir zamandır “Emperyalizm” ve “Gericilik” sözcüklerini kullanmaktan bile korkar olmuştu…
Halbuki; Emperyalizm ve gericiliğe karşı mücadele etmeyen bir “sol” olabilir mi?
Olamayacağını Türkiye solu yaşayarak bir kez daha öğrenmiş oldu…
***
Emperyalizm, gericiliğe, darbecilere karşı demokrasi ve laik cumhuriyet için 4 Eylül’de Kartal buluşması umarım solda yeni bir yolun açılmasına vesile olur…
Laik ve demokratik bir Türkiye için birleşmesi gereken ilerici –demokratik güçlerin birliğine hizmet etmiş oluruz…
Umarım; Emperyalizme, gericiliğe ve darbelere karşı güçlü bir karşı çıkışın ve birlikteliğin ilk adımı olur…
4 Eylül’de Kartal’da buluşmak dileğiyle…
İmambakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni