İmambakır Üküş, '11 yıllık AKP iktidarının biriktirdiği tepki ve öfke gezi parkı vesilesiyle patladı'...
Taksim gezi direnişi Türkiye'de her alanda ve her anlamda bir "
deprem" etkisi yarattı...
Bütün yerleşik ve egemen anlayışları yerle bir etti...
Etmeye de devam ediyor...
***
Gezi direnişinin bir çok siyasal, toplumsal ve sosyal etkileri oluyor; olacak...
Bir çok siyasi sonuçları var...
Hem de bütün siyasal partiler ve örgütler açısından...
***
Gezi direnişi "deprem"inin bir çok "artçı deprem"leri de var...
Bütün siyasal ve toplumsal dengeler alt-üst oldu...
Bütün siyasal ve toplumsal hesaplar bozuldu...
***
Gezi direnişi öncesinde - ki artık olayları ve olguları ele alırken "direniş öncesi" ve "direniş sonrası" diye ayıracağız- AKP, meclis başkanlığı seçimlerinde Cemil Çiçek'i gözden çıkarmıştı...
Referandum ve Haziran seçimlerinden sonra AKP, yola birlikte çıktıkları bir çok kesimle yavaş yavaş yollarını ayırıyordu...
Her siyasal hedefe ve dönemece başka güçler ve ittifaklarla yürüme becerisine sahip AKP, önce "liberaller" ve "demokrat"larla yollarını ayırdı...
Sonra kendisine büyük destek veren ve her "iş"te AKP ile ortak olan "cemaat"e "ayar" verildi...
***
"Kürt açılımı"yla birlikte AKP içindeki "Devlet" temsilcileriyle de adım adım "kopma" yoluna giriyordu...
Bu nedenle 12 Eylül sonrası neredeyse her hükumette ve "sağ" partide bulunmuş Cemil Çiçek'in meclis başkanlığı da sona eriyordu...
Başbakan Tayyip Erdoğan, kendisine "yakın" isimlerden biri olan Burhan Kuzu'yu meclis başkanı seçmek istiyordu...
***
Ama tam da bu anda Taksim gezi direnişi imdada yetişti...
11 yıllık AKP iktidarının biriktirdiği tepki ve öfke gezi parkı vesilesiyle patladı...
Kısa sürede milyonlar hareketine dönüşen Eylem, AKP'nin ve Tayyip Erdoğan'ın tüm "cilalanmış karizma"sını yerle bir etti...
Meşru ve demokratik taleplere karşı uygulanan şiddet, tüm dünya da tepki topladı...
AKP ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Otoriter" ve "baskıcı" yüzü tümüyle ortaya çıktı...
***
Taksim gezi direnişi ve uygulanan baskılar AKP içinde de tepkilere yol açtı...
***
Özellikle başbakan Tayyip Erdoğan'ın hem Türkiye'yi hem de AKP'yi "tek başına" yönetme eğilimine yönelik büyük tepkiler oluştu...
Başbakanın yurt dışı gezi dönüşünden sonra, Cemil Çiçek'le yaptığı görüşmenin "üstü" örtüldü...
Medya da hemen hemen yer almadı...
O görüşme sonrası basına da hiç bir açıklama yapılmadı...
Nedense, kimse de "niye görüşüldü" ve "ne konuşuldu" diye de sormak "aklına" gelmedi...
***
Ve sonrası Burhan Kuzu çok istemesine rağmen "Türkiye'deki mevcut gelişmeler" dolayısıyla adaylıktan vazgeçtiğini açıkladı...
Kendisinin "AKP'nin kurucusu ve sorumluluk sahibi" olarak niteleyen Burhan Kuzu "çok istememe rağmen, başbakanla yaptığım çok uzun bir görüşmeden sonra aday olmamanın daha doğru olacağı" kanaatine ulaştığını açıkladı...
Gezi direnişinin AKP'yi etkilemesi ve Başbakanın "zor" durumu karşısında Burhan Kuzu aday olamadı...
AKP, Cemil Çiçek'le yola devam etme kararı aldı...
Sonuçta, gezi direnişi Burhan Kuzu'nun meclis başkanlığını "yedi"...
Bakalım gezi direnişi daha kimlerin "başını" yiyecek...
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni