Gezi Direnişi ve Yavuz Bingöl

İmambakır Üküş; Yavuz Bingöl’de Mustafa Sarıgül’de bir çok başka isim gibi Gezinin ilk haftasından itibaren Abdullah Gül’ün ''mesaj alınmıştır, bitirmek lazım'' talimatını yerine getirmek için çalıştılar…

Yavuz Bingöl’ün Hürriyet’te Ahmet Hakan’a yaptığı açıklamalar büyük tepki çekti…

Yavuz Bingöl’e yönelik çok sert açıklamalar yapıldı…

Yavuz Bingöl’ün ne “dönek”liği ne de “yalakalık”ı kaldı, söylenmedik…

Hoş Yavuz Bingöl’ü protesto edenler çoktu ama can siperane savunanlarda vardı…

Yavuz Bingöl’e en büyük destek “benim sanatçım” diyen “cum-baş” Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi…

Bunu vekil başbakan Ahmet Davutoğlu izledi…

***

Yavuz Bingöl’ün “Türkülere ihaneti” yeni başlamamıştı…

Uzun zamandır Yavuz Bingöl başka “yolun” yolcusu olmuştu…

Artık o “sınıf atlamış”tı…

Dizilerde boy gösteriyor, magazin sayfalarının vazgeçilmezi oluyordu…

Yazılanların aksine Yavuz Bingöl, sol gecelere zaten çıkmıyordu…

Fabrikalarda ve direnişlerde “türkü söylediği” ise tamamen bir “şehir efsanesi”siydi…

Yavuz Bingöl’ün geçmişinde böyle bir şey zaten yoktu…

***

Yavuz Bingöl “baharı örgütleyemedi” ama Yavuz Bingöl’ün kendisi kolayca “örgütlendi”…

O çok önceleri “Tayyip abi”nin kanatları altına girmişti…

Tıpkı Mahsun Kırmızıgül gibi…

***

“Gezi ye katıldı, geziyi destekledi; şimdi nasıl Berkin Elvan için bunları söyledi” deniyor…

Yavuz Bingöl’de Ahmet Hakan’la söyleşisinde ve başka yerlerde de “Gezi ilk haftasında iyiydi, sonra başka noktaya geldi” açıklamalarını yapıyor…

Evet, Yavuz Bingöl Gezi direnişinde Gezi Parkına geldi…

Ama direnişe katılmak için değil…

Tam tersine, “mesaj alınmıştır, bitirmek lazım” deyip AKP’nin propagandasını yapmak için…

***

Yavuz Bingöl’de Mustafa Sarıgül’de bir çok başka isim gibi Gezinin ilk haftasından itibaren Abdullah Gül’ün “mesaj alınmıştır, bitirmek lazım” talimatını yerine getirmek için çalıştılar…

“Sesimiz duyuldu” diyorlardı…

“Daha fazla ısrar etmek zarar verecek” diyorlar…

Dedikleri olmayınca da, Sarıgül örneğinde olduğu gibi “direniş kırıcılığı’’ yapmaktan çekinmediler…

***

Yavuz Bingöl, kendisi gezi direnişine katılmadı…

Destek olmadı…

O “görevli” olarak gezi direnişine gönderildi…

Onun görevlendirense şimdi kanatları altına sığındığı Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildi…

O zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan; Yavuz Bingöl ve Mahsun Kırmızıgül’ü görevlendirmişti…

O zaman yapılan meşhur “Başbakanla Taksim Dayanışması temsilcilerinin görüşmesi”ni sağlamakla görevli olan Yavuz Bingöl ve Mahsun Kırmızıgül’dü…

***

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “görevlendirmesiyle” geziye geldiler…

“Arabuluculuk” teklif ettiler…

Durum çok açık ortadaydı…

Oturuldu/konuşuldu-tartışıldı…

Sonuçta o “görüşmeye katılma” kararı alındı…

Taksim Dayanışması temsilcilerinin tek derdi vardı; direnişi taleplerinin kabulüyle bitirmek…

Bu amaçla talepleri bir kez daha en yetkililere doğrudan ifade etmek için “katılma” kararı alındı…

O “görüşmenin” hazırlayıcısı ve örgütleyicisi Yavuz Bingöl ve Mahsun Kırmızıgül’dür…

***

O zamanda görüldü ki “farklı” bir “ilişki” söz konusu…

O toplantılarda da görüldü ki Yavuz Bingöl’de Mahsun Kırmızıgül’de “Abi, abi” diye ortalığa düşmüşler…

O toplantıda görüldü ki Yavuz Bingöl’de Mahsun Kırmızıgül’de “kralın soytarısı” olmuşlar…

O toplantıda görüldü ki, Yavuz Bingöl’de Mahsun Kırmızıgül’de “kralın” şamar oğlanı olmuşlar…

***

Aslında kim, neden ve nasıl Yavuz ismini koymuşsa, geleceği çok iyi görmüş…

Yaptıklarıyla ismi yakışmış…

Bir Alevi’ye yapılacak en büyük hakaret ona tarihin en büyük alevi katliamcısı “Yavuz” ismini vermektir…

Bingöl, “Yavuz” ismini hak ettiğini ve boşuna konmadığını bir kez daha sergiledi…

O “Abi’si”nin kanatları altında, “yol”una bakıyor…

“Yol düşkünlüğüymüş”, “ihanet”miş umurunda değil…

O “abi benim iş ne oldu” derdinde…

***

Merak etme Yavuz Bingöl, seninde “Abi’nin” de “işini” bu halk yakında görecek…

Kendine yeni “görev”ler yeni “iş”ler bak…

İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni