Gezi, Yolsuzluk ve CHP

İmambakır Üküş; Mustafa Sarıgül, İstanbul’da milyonlarca insanın sokağa çıkmasına neden olan kent yağmasının sembol isimlerinden birisidir…

2013 AKP için “yıkım yılı” oldu…

Önce Gezi direnişi AKP’nin duvara çarpmasını sağladı…

Sonra, “yolsuzluk ve rüşvet” operasyonu silindir gibi AKP’yi ezdi geçti…

Yaşananlar “AKP koalisyon”unun parçalanmasını sağladı…

***

Gezi direnişi AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın karizmasının ve yenilmezliğini yıkmasının ötesinde önemlidir…

11 yıllık AKP iktidarının baskısı ve girdiği her seçimden güçlenerek çıkması tüm toplumsal güçlerde moral bozucu etkiler yarattı…

Giderek toplumda AKP’nin “yıkılmaz” olduğunun algısı yerleşti…

Halkın kendine güveni kayboldu…

Aydınlarda ve gençlere güvensizlik had safhaya ulaştı…

***

Gezi direnişinin en önemli özelliği “dayanışma” ve “gençliğin atılımı” oldu…

O güne kadar bir araya gelmesi mümkün olmayan tüm toplumsal güçler bir arada, birlikte mücadele etti…

Ve her yerde barikatların en önünde gençler vardı…

***

CHP’nin direnişle ilişkisi “kararsız” bir ilişkiydi…

Bir yanda “gönlü” direnişten yanaydı…

Ama özellikle genel başkanlık katını işgal etmiş olan “sağ”cılar tarafından körüklenen bir “korku” vardı…

“Aman, kötü şeyler olur ve CHP’nin üstüne kalır” anlayışı CHP yönetimini “kararsızlığa” itti…

Buna rağmen CHP “kitle”si direnişin içinde yer aldı…

Bir çok CHP milletvekili ve yöneticisi direnişçilerle birlikte oldu…

Ama CHP direnişle, direnişçilerle “organik” bir “bağ” kuramadı…

Bunun sonucu da sokağa çıkan, hayatında “ilk” kez eylemlere katılan milyonlarca insandan CHP’ye yönelen çok az insan oldu…

***

AKP’nin yolsuzluk ve rüşvet batağına battığı “17 Aralık” operasyonuyla ortaya çıktı…

Cemaat, AKP çatışmasından veya başka nedenlerden ortaya çıkmış olsun, hiç önemli değil…

Kamyon, AKP’ye çarpmıştır…

Pislik ortaya dökülmüştür…

Sorun, yalnızca “yolsuzluk ve rüşvet” değildir…

AKP’nin “savunması” da önemli bir “sorun”dur…

AKP, bizlerin yıllardır söylediği “devlet içinde örgütlenmiş çete” olgusunu kendisi de söylemeye başlamıştır…

***

Temiz toplum Temiz Siyaset talebi tüm toplumu bir araya getiren bir talep olmuştur…

Sağcısı solcusu, tüm toplum “hırsız”dan hesap sorulmasını talep ediyor…

Hukuk devleti olma talebi, herkesin ortak talebi olmuştur…

Yargının bağımsızlığı isteği, yargıya müdahaleye tepki giderek ortak talep oluyor…

***

CHP’ye iktidar yolunu açacak toplumsal koşullar giderek olgunlaşıyor…

Rüzgar, hafifte olsa CHP için esiyor…

Her ne kadar rüzgar yelkenleri dolduracak kadar olmasa da, koşullar CHP’nin lehine gelişiyor…

Ama ne yazık ki tüm Türkiye koşulların CHP için olgunlaştığını görse de bir tek CHP durumun farkında değil…

***

CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun her konuşmasında gezi direnişine övgü var…

“Diktatöre karşı direnen gençlerin o tertemiz alınlarından öpüyorum” diyor Kemal Kılıçdaroğlu…

Gezi direnişinin taleplerine ve mücadelesine sahip çıktıklarını ve Gezi direnişinden “ders” aldıklarını her konuşmasında söylüyor…

Ancak, ne yazık ki yaşananlar CHP’nin gezi direnişinden hiçbir şey anlamadığını gösteriyor…

CHP, İstanbul’da Mustafa Sarıgül’ü, İzmir’de Aziz Kocaoğlu’nu aday gösterdi…

Mustafa Sarıgül, İstanbul’da milyonlarca insanın sokağa çıkmasına neden olan kent yağmasının sembol isimlerinden birisidir…

AKP ile birlikte Şişli’deki tüm yeşil ve okul alanlarını imara açan kişi Mustafa Sarıgül’dür…

Şimdi Likör fabrikası planları ve Şişli Meslek Lisesi arsası için “mahkeme” iptal kararı verdi…

Peki, Sarıgül bu “planlara” itiraz etmiş mi?

Tabii ki hayır…
Sarıgül bu iki “plan”ında planlayıcısıdır…

***

Bu “plan”ların “organizasyon” işinden dolayı Mustafa Sarıgül’ün “kardeşim” dediği sağ kolu Hüseyin Avni Sipahi son “operasyon”da gözaltına alındı…

Kim bu Hüseyin Avni Sipahi?

İstanbul’daki tüm yağma ve talan “planları” ve “imar” oyunlarında “başrol”de olan bir “isim”…

Havaalanında Kemal Kılıçdaroğlu’nu bekleyen halk “hırsız var” sloganları atıyor…

Sarıgül’ün otobüsünden Mustafa Sarıgül, Hüseyin Avni Sipahi ve Oğuz Kaan Salıcı birlikte iniyor…

Hüseyin Avni Sipahi, İstanbul’daki “organizasyon”da başrolde…

Halkın “hırsız var” diye bağırırken AKP’lilerimi bunları mı işaret ettiğini, kastettiğini anlayamadım…

***

Aziz Kocaoğlu, Gezi direnişinde işçileri ve sendikacıları tehdit eden, onlara hakaret eden iki belediye başkanından biri…

Diğeri İ. Melih Gökçek…

Aziz Kocaoğlu Fuarı, polislere teslim etti…

Fuar ve Fuarın otoparkı işkence merkezi oldu…

Polislere kumanya dağıttı…

TOMA’lara su verdi…

Ama DİSK, Kesk, TMMOB ve Tabipler birliğinin çağrısıyla eylem yapan işçileri işten atmakla tehdit etti…

Sendikalara ve sendikacılara hakaret etti…

***

Aziz Kocaoğlu Türkiye’de ilk “Grev kırıcı” belediye başkanı unvanını taşıyor…

İşçiler greve çıkmayı beklerken, YHK’ya başvuran Aziz Kocaoğlu, bir tek 12 Eylül’de yapılan yöntemle işçiler ve sendikalara rağmen sözleşme imzalattı…

***

Mustafa Sarıgül, İstanbul’da gezi direnişini kırmak, bitirmek için elinden geleni yaptı…

Aziz Kocaoğlu, İzmir’de direnen işçilere ve sendikalara “küfür” ve “hakaret” etti…

İkisi de CHP adayı…

Bu mu gezi direnişinden anladığınız…

Daha, Ankara’da Mansur Yavaş’ı Hatay’da Lütfü Savaş’ı söylemiyorum bile…

Yolsuzluklara karşı temiz toplum diyorsun, konvoyunun başında Hüseyin Avni Sipahi yürüyor…

Hala Adana’da Aytaç Durak ve Zihni Aldırmaz’la görüşen CHP milletvekilleri, genel başkan yardımcıları var…

***

Her zaman olduğu gibi CHP’nin düşmanı CHP…

Temiz toplum ve temiz siyaset talebi, daha çok özgürlük daha çok özgürlük talebi CHP’ye iktidar yolunu açacaktır…

Yeter ki inandırıcı ve samimi olsun…

İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni