İmambakır Üküş; Dünyayı alt-üst eden Glasnost ve Perestroika politikalarını ise bugün hatırlayan yok neredeyse. Umarım Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin sonu da böyle olmaz…
Gorbaçov ismini mutlaka duymuşsunuzdur…
Veya Gorbaçov’la ilgili mutlaka bir şeyler biliyorsunuzdur…
Hele siyasetle ilgiliyseniz…
Hele “Sol” siyasetle ilgiliyseniz…
Mutlaka biliyor veya hatırlıyorsunuzdur…
***
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’de bir “kaset komplosu”yla Deniz Baykal istifa ettiğinde genel başkanlık yolu açıldı veya “açtırıldı”…
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP genel başkanı seçildiğinde “merkez medya” ve “yandaş medya”da “inanılmaz” bir “sevinç”le karşılandı…
Kemal Kılıçdaroğlu, için inanılmaz bir “rüzgar” yaratıldı…
Gerçekten de bugüne kadar hiç kimseye “nasip” olmayan bir “destek”le Kemal Kılıçdaroğlu CHP genel başkanı oldu…
***
Kemal Kılıçdaroğlu, hem toplumda hem de CHP’de büyük bir “heyecan” dalgası yarattı…
“Halkçı” ve “devrimci” bir söylemle yola çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP içinde büyük “umut” yarattı…
***
O kurultay öncesi ve sonrası Kemal Kılıçdaroğlu “rüzgar”ı estirmek isteyenler Kılıçdaroğlu’na çeşitli “isim”ler verdi…
Yeni bir “Karaoğlan” efsanesi yaratılmak istendi…
Kimi “Gandi Kemal” dedi…
Kimi “Halkçı Kemal” dedi…
Kimi “Yeni Karaoğlan” dedi…
Hatta “Ecevit Kasketi” giydirildi…
Kimi de “CHP’nin Gorbaçov’u” dedi…
***
Peki, kimdi Gorbaçov?
Ya da tam ismiyle Mihail Gorbaçov…
SBKP genel sekreteri…
SBKP yani Sovyetler Birliği Komünist Partisi…
SBKP Genel Sekreteri seçildiği 1985’ten 1991’e kadar Sovyetler Birliğini yönetti…
Bürokratikleşen ve çürümeye başlayan SBKP’yi ve Sovyetler Birliği’ni “Glasnost” ve “Perestroika” politikalarıyla “değişim” ve “yenilenme”sini sağlayacağını iddia etti…
Glasnost yani “Açıklık”…
Perestroika yani “yeniden yapılanma”…
***
Gorbaçov, çürüyen ve Bürokratikleşmiş/Hantallaşmış “yapı”yı değiştirmek için çok büyük bir “iyi niyetle” işe başladı…
Gorbaçov, yalnızca SBKP ve Sovyetler değil tüm dünyada büyük bir “etki” yarattı…
Dünyanın bütün “Komünist” partileri “Değişim” ve “Yenilenme” hamleleri yaptı…
Herkes Gorbaçov’un izinden gitti…
Gorbaçov, önce SBKP’nin ve Sovyetler Birliğinin “geçmiş”ine “savaş” açtı…
Gerekçe çok “masumane”ydi…
“Geçmişimizle yüzleşiyoruz” veya “geçmişimizle hesaplaşıyoruz” adı altında geçmişe yönelik büyük bir savaş başlattı…
Geçmişte yapılmış “Hata”larla Hesaplaşma için başlatılan adım sonunda gelinen nokta, geçmişin topyekun inkarı oldu…
SBKP Ekim Devrimi ve tüm kazanımlarını red eden bir konuma geldi…
Bütün Komünist partilerde aynı yolu izledi…
Geçmişlerine amansızca saldırdılar…
Sonuç?
Geriye ne SBKP ne Sovyetler ne de Komünist partiler kaldılar…
SBKP ve Sovyetler dağıldı…
70 yıldır “bir arada” yaşayan halklar birbirine düşman oldu…
Tüm “Doğu blok”u dağıtıldı…
Tüm Komünist partiler parçalandı…
***
Kılıçdaroğlu’da CHP genel başkanı olur olmaz benzer iddialarla ortaya çıktı…
CHP’nin ve Cumhuriyet’in geçmişiyle “yüzleşmemiz gerekir” dedi…
“Tek parti dönemiyle yüzleşeceğiz” dedi…
Hem Cumhuriyetin Kuruluş döneminin CHP’si hem de kendinden önceki CHP’nin “eleştiri”lerinin önünü açtı…
“Eski”den kopmak adına olmadık işler yapıldı…
Olmadık insanlar parti yönetimine taşındı…
CHP’nin geçmişi kurtulunması gereken bir “yük” olarak algılandı…
Hatta yavaş yavaş CHP’yi “sembolize” eden her şeyden vazgeçildi…
“Çaktırmadan” CHP’nin “Altıok”u bile 90. Yıl logosu adı altında yeni “logo”yla değiştirildi…
***
Kemal Kılıçdaroğlu “Eski CHP”den “kurtulma” fikrine “ikna” oldu veya olduruldu…
Eskiye dair ne varsa ortadan kaldırılmaya çalıştı…
CHP’nin varlık sebebi olan ilkeler ve politikalar terk edildi…
İnanılmaz bir “yeni” arayışı yaşandı…
İşin ilginci ‘’yeni’’ diye sunulan her şey hem ‘’eski’’ hem de ‘’yenilmiş’’ şeyler olmasıydı…
Sağ partiler mezarlığından devşirilen isimler “yeni” diye parlatıldı…
İşin trajikomik yanıysa Kemal Kılıçdaroğlu’nun “yeni”lerinin kimisinin 70 yaşını bile geçmiş olmasıydı…
Gorbaçov çok büyük bir “iyi niyet”le çıktığı yolun sonunda hem SBKP’yi hem de Sovyetler Birliği’ni dağıttı…
Dünyayı alt-üst eden Glasnost ve Perestroika politikalarını ise bugün hatırlayan yok neredeyse…
Umarım Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin sonu da böyle olmaz…
Ancak, görünen “köy” kılavuz istemiyor…
Tehlike çanları bu kez CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu için çalıyor…
Biliyorsunuz aynı nehirde iki kez yıkanmak mümkün değil…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni