İmambakır Üküş, ''Saldırıya uğrayan' Bekir Bozdağ konuşmasından sonra gitti yerine oturdu. Tebrikleri kabul etti'...
Bu yıl Hacıbektaş-ı Veli anmalarına Bekir Bozdağ'a yönelik protestolar damgasını vurdu...
AKP'nin Gezi direnişinden bu yana halka yönelik baskı ve şiddetin son halkası Hacıbektaş'ta yaşandı...
Zaten, AKP'nin olası protestolar için kente yığdığı olağanüstü "polis gücü"de ne amaçladığını ortaya koydu...
***
İlk defa kente "TOMA"lar getirilmişti...
Her yıl insanların meydan ve çevresinde konaklamasına izin verilirken, bu yıl gece yarısı polis meydan ve çevresindeki herkesi "zor" kullanarak boşalttırdı...
Tören başladığında ise her yer keskin nişancılar ve polislerle kuşatılmış durumdaydı...
***
Hemen her konuşmacı buna CHP genel başkanı Kemal Kılçdaroğlu dahil, 5 dakikayı aşmayan bir sürede konuştu...
Ancak Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ yarım saati aşan bir sürede konuştu...
Daha konuşması başlamadan AKP yetkililerinden gelen mesajlardan başladı protestolar...
Ve artarak devam etti...
Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ'ın "Size başbakan Tayyip Erdoğan'ın selamlarını getirdim" dediğinde ise tepkiler doruk noktasına ulaştı...
Başbakan Bekir Bozdağ kürsüye çıkarken de, kürsüden inerken de etrafında polisten oluşan "etten duvar" oluşturuldu...
Ancak, bu "etten duvar" bile Bekir Bozdağ'ın protesto edilmesini önleyemedi...
"Hangi yüzle buraya geliyorsunuz" diyen bir yerel gazeteci, Bekir Bozdağ'ın "koruma"ları tarafından darp edildi...
Tekme ve yumruklarla yere yatırılan protestocu, yerlerde onlarca koruma tarafından feci şekilde dövüldü...
Polisin bu şiddetine karşı yükselen protestolar üzerine, CHP Genel başkan yardımcıları Umut Oran, Gökhan Günaydın ve CHP milletvekili Durdu Özpolat müdahale etti...
Milletvekillerine de şiddet uygulayan polis, protestoların artması üzerine protestocu kişiyi alandan alarak, milletvekilleriyle birlikte alan dışına çıktı...
Daha sonra bir provokasyonu önlemek için milletvekilleri polisle birlikte protestocu kişiyi "karakol"a götürdü...
***
Genel Başkan yardımcıları Umut Oran ve Gökhan Günaydın ve milletvekilleri Durdu Özpolat'ın olaya müdahalesi "olası" ve "istenen" büyük bir provokasyonu önledi...
Eğer CHP'li yöneticiler olmasaydı, orada daha büyük protestolar olabilirdi...
Hükumetin Hacıbektaş'a yığdığı "polis gücü" de böylesi bir provokasyona işaret ediyordu...
***
Olay, kamu oyuna "Bekir Bozdağ'a saldırı" veya "Bekir Bozdağ'a yumruk" şeklinde yansıdı, yansıtıldı...
Ancak hiçbir şekilde Bekir Bozdağ'ın korumalarının yarattığı şiddet ve vahşetten kimse bahsetmiyor...
Evet Vahşet...
Korumalar sanırım "Vahşi batı"dan "Teksas"dan getirilmişti...
Hangi yasal yetki acaba korumalara silahsız bir protestocunun kafasını ayaklar altına almayı emrediyor...
Dövülerek yere yatırılan protestocu, bir yandan yerde dayak yemeye devam ederken, polislerin bazısı da kafasına ayaklarıyla basıyordu...
***
Gezi direnişinde elinde palasıyla kadınlara ve gençlere saldırana polisin gösterdiği "şefkat"le elinde hiç bir şey olmayan ve tesirsiz hale getirilmiş, yerde yatan bir protestocuya gösterilen vahşet AKP'nin iç yüzünü ortaya koyuyor...
***
İşin en ürkütücü ve korkunç yanı ise polisin tavrıdır...
Bu yalnızca polisin yaptığı şiddet dolayısıyla değil, esas olarak "polis" giderek "devlet"in polisi olmasından çıkarak AKP polisi olmasındandır...
Polis, büyük çoğunluğu özellikle "koruma polis"leri kendilerini AKP'nin polisi olarak görmesidir...
Polis, artık kendini "hukuk"la ve "yasa"yla tanımlamıyor...
Polis, artık AKP karşıtı her muhalif hareketi "düşman" olarak algılıyor...
Ve ona göre davranıyor...
***
Bekir Bozdağ'a "yumruk attı" deniyordu...
Bekir Bozdağ"a "saldırı" deniyordu...
Sonra "saldırı girişimi" dendi...
Diyelim ki gerçekten bir "saldırı" oldu...
Diyelim ki daha büyük bir "eylem" oldu...
Diyelim ki bir "saldırgan" birisini bu hükumet yetkilisi de olabilir sivil bir yurttaşta "silahla" bile vursa, bu yakalanan "kişi"ye şiddet uygulanmasını haklı göstermez...
Yasa da ve hukukta, yumruk atanı yere devirin döve döve her yerini kırın mı diyor?
Polisin gözü o kadar dönmüş ve bir o kadar siyasallaşmanın yarattığı körleşmeye uğramış ki; on binlerce insanın önünde bir kişiyi öldüresiye dövüyor...
Allahtan olağanüstü bir "koruma" çemberinden kimse ne olduğunu fark edemedi...
***
"Saldırıya uğrayan" Bekir Bozdağ konuşmasından sonra gitti yerine oturdu...
Tebrikleri kabul etti...
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile el sıkıştı...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu anons edildi...
Kemal Kılıçdaroğlu, kürsüye çıktı...
Halkı selamladı ve konuşmasını yaptı...
Peki bu arada ne mi oluyordu?
Bekir Bozdağ'ın "koruma"ları yere devirdikleri protestocuyu dövmeye devam ediyorlardı...
***
Bir "fiske" bile değmeyen Bekir Bozdağ mağdur...
Her yeri kırıklar ve morluklar dolu ve hala hastanede "müşahede" altında olan kişi "saldırgan"...
Sizin "adaletiniz" batsın...
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni