Herkes İçin CHP’mi?
CHP, rotası sola dönmedi… Tam tersine, sağın mezarlığında dolaşmaya başladı…
CHP, Mayıs
kurultayıyla birlikte toplumda büyük bir heyecan
ve umut dalgası yarattı…
Kılıçdaroğlu’nun
salonda ki sol söylemi, salondan “devrimci
Kemal”, “Halkçı Kemal” sloganıyla karşılık buldu…
Nazım’ın
dizeleriyle biten konuşmasına salonun “Faşizme
karşı omuz omuza” diyerek cevap verdi…
***
Ancak yaşanan pratik hiçte öyle olmadı…
CHP, rotası sola
dönmedi…
Tam tersine, sağın mezarlığında dolaşmaya başladı…
Mezarlıktaki ölülerden “diri”ler
yaratmaya çalıştı…
***
Ama daha önemlisi ve CHP’yi
ideolojik-politik olarak kaygan zemine
oturtan ana yönelimiydi…
Kemal Kılıçdaroğlu,
yeni CHP yolunda kendine yeni bir “ekip”
kurdu…
Veya bu ekibi “buldular”…
Bu ekip, parti meclisinin yerine ikame edildi…
Parti hukuku ve tüzük yok sayıldı…
CHP’nin seçim bildirgesi ve kampanya
metinlerini parti meclisi görmedi, onaylamadı…
Herkes gibi, CHP
parti meclisi de seçim bildirgesini ve vaatlerini medyadan öğrendi…
***
Bütün dünyada aralarında nüans ayrılıkları olsa da, sol veya sosyal demokrat partiler
genelde halkçıdırlar…
Demokrasiden ve ezilenlerden yana bir politikayı savunurlar…
Daha çok işçi sınıfı ve tüm ezilenleri temsil ederler…
Kimisi daha çok solda ve dolayısıyla daha fazla emek yanlısı…
Kimisi daha az solda ve ortacı…
Ama ne olursa olsun, bütün sol ve sosyal-demokrat partilerin
politikası esas olarak ezilenlerden
yana olmak durumundadır…
***
CHP, seçim kampanyasını daha çok reklamcıların bulduğu
anlaşılan bir temaya “herkes için CHP’ye” oturtmak istedi…
Görünüşte, çok cafcaflı, albenili bir laf…
Çok popülist, kulağa ‘hoş’
geliyor…
Evet, “hoş” ama
politik olarak “boş” bir söylem…
***
Her partinin-siyasetin temel aldığı bir toplumsal güç vardır…
Her partinin kazanmayı hedeflediği toplumsal kesimler vardır…
Hiçbir zaman için politik
ve toplumsal taleplerde “herkes” için olan bir şey yoktur…
***
Emperyalizme karşısınızdır…
Bu tavrınızdan Emperyalistler hoşlanmaz…
Emperyalizmin işbirlikçileri hoşlanmaz…
Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin çanak yalayıcıları
hoşlanmaz…
Dolayısıyla “Bağımsız
Türkiye” dediğinizde herkes için CHP
olmaz…
***
Toplumun ezilenlerinden yanasınızdır, toplumun ezenleri sizden yana olmaz…
Sömürü düzenine hayır dersiniz, sömürü düzeninden yana
olanlar sizden yana olmazlar…
Demokrasiden yanasınızdır, demokrasi karşıtları sizden yana
olmaz…
Küçük üreticiden yanasınızdır, piyasanın tekelleri sizden
olmaz…
Kadınların toplumsal ve cinsiyet eşitliğinden yanasınızdır,
buna karşı olanlar sizden yana olmaz…
Sağlık hizmetlerinin ücretsiz olmasını istersiniz, İnsan
sağlığından para kazananlar size karşı olur…
Parasız eğitim dersiniz, paralı eğitimden fayda sağlayanlar
size karşı olur…
***
Siyaset zaten bu değil midir?
Kimden yanasınız, kime karşısınız?
İşte CHP’nin
temel politikasızlığı sınıf temel
düşünmemesidir…
Siyaset, toplumsal taleplerle kesişen bir alandır…
Reklamcı kafası ve popülizmiyle siyaset yapmaya kalkarsanız,
böyle ortada kalırsınız…
Bir gün o yana, bir gün bu yana savrulur durursunuz…
Bir gün söylediklerinizi, ertesi gün yalanlamak zorunda
kalırsınız…
***
CHP, tavrını netleştirmek zorunda…
Zaten CHP’nin temel sorunu da bu?
Kimin için CHP…
Kimin CHP’si…
***
CHP’deki
ideolojik-politik ve örgütsel krizin temellerin de CHP’nin temel siyaset tarzıyla ilgili belirsizlikler yatıyor…
Bundan dolayı da, CHP içindeki çekişmelerde kısır döngüyü aşamıyor…
***
CHP çoğulcu bir
kitle partisi olmak zorundadır…
İçinde çeşitli eğilimleri barındıran, bu eğilimlere kendini ifade etme şansını vermek zorundadır…
CHP’deki
arayışların CHP’yi güçlendirecek bir tarzda gelişmesi için bu tartışma ve
arayışların önü açılmalıdır…
***
CHP içinde
kendilerini isimlendirip tanımlamamış
olsalar da var olan eğilimleri tek
tek ele alıp değerlendirmek gerekiyor…
İmambakır Üküş
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları