İmambakır Üküş; Genel Kurmay bakanının ordu ile ''iş'' yapan bir ''aile''nin nikah şahidi olması etik midir? Şimdi Ordu’nun yapacağı ihalelerde ''haksız rekabet'' koşulları olmayacak mı?
Türkiye'nin yangın yerine döndüğü bir süreçte genel kurmay başkanının Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan'ın kızının düğününe hem de nikah şahidi olarak katılması büyük tartışmalara neden oldu...
Nikah şahidi olduğu gün 8 şehidin sonsuzluğa uğurlanıyor oluşu ayrıca o günde 2 şehidin oluşu tepkilerin daha da yoğunlaşmasına neden oldu...
Tartışmalar ve tepkiler daha çok şehitlerin olduğu günde böyle gösterişli bir nikahın yapılmasına ve genel kurmayın orada bulunmasına yönelik oldu...
Ancak; Genel Kurmay başkanı olarak hem de tören elbisesiyle Hulisi Akar'ın orada bulunmasının başkaca anlamları da vardı...
***
Türkiye'nin içinden geçtiği zorlu süreçte böyle bir nikah gösterisinde yer alması zaten çok açık yanlıştı...
Şehitler gerekçe gösterilerek "milli bayram"ların bile iptal edildiği bir süreçte binlerce insanın katılımıyla politik bir güç gösterisine dönüştürmek istenen bir nikahta genel kurmay başkanının ne işi olabilirdi?
Ayrıca bölgede sıcak çatışmalar; Güneydoğuda yaşanan sokağa çıkma yasaklarının olduğu bir süreçte Genel Kurmay başkanının yapacağı başka şey yok mu?
En azından şehitlere saygı gereği yaptıklarına dikkat etmesi gerekmez mi?
****
Ama sorun basit bir ‘’görgüsüzlük’’ ve ‘’iktidara yaranma’’dan daha ötedir…
Genel Kurmay başkanı "politik" bir "tercih"te bulunmuştur...
Genel Kurmay başkanı o gün o şahitlerle birlikte olarak “politik” bir “tercih”te bulunmuştur…
O gün orada olmak ve 8 kişiyle fotoğraf vermek tamamen “politik” bir “tercih”tir…
***
Genel Kurmay başkanı aynı zamanda Mustafa Kemal’in askeridir…
Mustafa Kemal’in modern Türkiye iddiasının sürdürücüsüdür…
O gün birlikte fotoğraf verdiği hangi kişi Mustafa Kemal’in iddiasıyla uyuşuyor…
O gün bir arada olduğu fotoğrafta 8 kişiden hangisi laik ve çağdaş bir dünyanın temsilcidir…
Bırakın laikliğin temsilcileriyle bir arada olmayı Genel Kurmay başkanı Hulisi Akar “laiklik anayasadan çıkarılmalıdır” diyen kişi birlikte aynı fotoğraf karesinde yer almıştır…
***
O günkü fotoğraf karesine iyi bakın…
O günkü fotoğraf karesine yer alan yerli ve yabancı bütün isimleri çok iyi bakın…
Hepsinin ortak bir özelliğini göreceksiniz…
Hepsi laiklik karşıtı; hepsi batılı çağdaş yaşam karşıtı…
***
Ordu veya Genel Kurmay çok yanlış olarak hep “laikliğin teminatı” olarak görülmüştür…
Laikliğe dair güvence hep yanlış bir şekilde orduyla özdeşleştirilmiş; Ordu’nun laikliği koruyacağı yanlış inancı topluma egemen olmuştur…
Laiklik karşıtları da çok bilinçli bir şekilde Laiklik=asker anlayışını öne çıkarmışlardır…
Halbuki pratikte 12 Mart ve 12 Eylül Askeri darbeleri Türkiye’de laikliğe karşı yapılmış en büyük darbelerdir…
***
Türkiye’de tam tersine gericiliğin önünü her zaman ordu/asker açmıştır…
AKP’nin bugünkü iktidarına giden yolları 12 Eylül Askeri faşist darbesi açmıştır…
Kenan Evren döneminde yurt içinde ve yurt dışında İslami örgütler güçlendirilmiştir…
Bu amaçla Suudi Arabistan’la birlikte birçok organizasyona imza atmıştır Kenan Evren…
***
Biliyorsunuz AKP hakkında Anayasa Mahkemesinin aldığı bir karar var…
Kapatılma davasında Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatmamış ama “laiklik karşıtı odak” olduğunu ilan etmişti…
Gerçekten’de AKP iktidarı adım adım laiklik karşıtı eylemleri hayata geçirdi…
Sonunda meclis başkanı “laikliği anayasadan çıkarma” önerisinde bulunuyor…
***
Toplumda “laikliğin teminatı” olarak bilinen ordunun/genel kurmak başkanının “laikliği anayasadan çıkaralım” diyenle birlikte aynı fotoğraf karesinde bulunulması/bulundurulması basit bir nikah şahitliği değildir….
Topluma “korkmayın; bakın Genel Kurmay başkanı bile aynı kişiyle aynı yerde aynı fotoğrafta” mesajı verilmek isteniyor…
Dahası bu yapılırken o fotoğraf karesinde yer alanların hepsinin hayatı aynı zamanda “laiklik karşıtı” olmak üzerinde şekilleniyor…
Genel Kurmay başkanının kendisi de böylece “laiklik karşıtı odak” halinin bir parçası oluyor…
***
Türkiye’nin içinde yer aldığı “politik gerilim” süreci açısından da bu fotoğraf oldukça “manidar” bir fotoğraftır…
Cumhurbaşkanı ettiği “tarafsızlık” yeminini bir tarafa bırakılmış bütün muhalif partilere ve örgütlere düşmanca saldırıyor…
Özellikle CHP lideri Kılıçdaroğlu ile yaşadığı “tartışma” bütün “adap” ve “edep” kurallarını aşmıştır…
Böylesi bir süreçte Genel Kurmay başkanının o fotoğrafta ne işi olabilir?
***
Cumhurbaşkanı bu nikah şahitliğiyle bir taşla iki kuş hedeflemiştir…
Bir yanda “laik karşıtı” simgesi haline gelen İsmail Kahraman’la Hulisi Akar’ı aynı fotoğraf karesine sokmuştur…
Bir diğer yanda ise Kılıçdaroğlu’na karşı Hulisi Akar’ı yanında hem de “aileden” biri olarak sunmuştur…
Hulisi Akar’ın bu kadar politikaya merakı varsa çıkarsın üniformasını “düşük profilli” genel başkan arayan AKP’ye genel başkan olsun; Genel Kurmay başkanı değil…
***
Gerçekten Genel Kurmay başkanı Hulisi Akar hangi gerekçeyle nikah şahidi olmuştur…
Aileden biri midir?
Evlenen çiftlerin yakın aile dostu mudur?
Kimin adına kimin “yakını” olarak orada yer almıştır…
***
Biliyorsunuz damadın ailesi ordu ile iş yapıyor…
Genel Kurmay bakanının ordu ile “iş” yapan bir “aile”nin nikah şahidi olması etik midir?
Şimdi Ordu’nun yapacağı ihalelerde “haksız rekabet” koşulları olmayacak mı?
Sahi; Genel Kurmay başkanı nikahta ne taktı?
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği genel Yayın Yönetmeni