''İşaret'' – ''Sinyal'' Demokrasisi
İstanbul il kongresi kendi başına öneminin yanı sıra, çıkaracağı 174 kurultay delegesi dolayısıyla da önemli…
CHP’de kongre süreçleri devam ediyor…
Ankara il
kongresi yapılan bütün baskılar ve yönlendirmelere rağmen istenilen sonuca
ulaşamadı…
Gergin geçen Ankara
CHP il kongresinden sonra gözler İstanbul il kongresine çevrildi…
İstanbul il
kongresi kendi başına öneminin yanı sıra, çıkaracağı 174 kurultay delegesi dolayısıyla da önemli…
İstanbul sonuçları,
kurultayı da belirleyecek-etkileyecektir…
***
CHP tüzüğünün birçok
“gizli” maddeleri varmış…
Birini daha önce yazmıştım…
Ankara, İstanbul
ve İzmir gibi büyükşehirlere “Alevi” kökenli il başkanı olamaz diye…
Şimdi yeni bir maddeyi daha öğrenmiş olduk…
Bizim bildiğimiz, kongreler üyelerin ve delegelerin “özgür iradesi”ni ortaya koydukları,
seçim yaptıkları yerlerdir…
Ancak, artık bu geçerli değil…
Şimdi geçerli olan “işaret”
edilmek…
Ya da “sinyal”
vermekmiş…
“İşaret”i veya “sinyal”i kim veriyor…
Genel Merkez yöneticileri veya genel başkan…
***
Bütün adı adaylıkta geçen isimleri CHP genel merkezini ve Kemal
Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ediyor…
Doğaldır…
Etmeliler,
görüşlerini-önerilerini sunmalıdırlar…
Sonra…
İşte sonrası “ilginç”…
Her görüşen “genel
başkandan olumlu “sinyal”ler”aldım” diyor…
Ya da “genel başkan
beni “işaret” edecek” diyor…
Hadi, tüm aday adaylarının bu “rüya”yı görmesini “doğal”
karşılayalım…
Ya bazı genel başkan yardımcıları…
İstanbul’u “dizayn” etmeye çalışan bu zatı-muhteremler kendilerini Kemal Kılıçdaroğlu’nun “işaret”cisi, “sinyal”ci olarak sunuyorlar…
CHP genel başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul İl kongresiyle açıkça hiçbir
yönlendirme olmayacağını söylemesine rağmen bu “sinyal”ciler ne yapmak istiyor…
***
Ya da ilçe kongrelerinde delegelerinden oy alarak seçilen ve
ilçeleri temsil etmesi gereken ilçe başkanlarına ne demeli?
Birçok ilçe başkanı açıkça “genel başkanın işaretini bekliyoruz” diyor…
Ve ya genel merkezin “sinyal”ini
bekliyor…
***
Eğer “işaret”le
seçim olacaksa…
Eğer “sinyal”le
seçim olacaksa…
Kongreye ne gerek var…
Erdoğan Toprak “sinyal”i versin olsun bitsin…
***
Bu düşünceler, yol ve yöntemler parti içi demokrasiyi
ortadan kaldırır…
İl ve ilçe başkanlıklarının özgürlüğünü yok eder…
İl ve ilçe başkanlıkları “biri”lerinin “memur”u
haline getirir…
***
Son bir sözüm de İstanbul’daki “sinyalci başı” botokslu siyasetçiye…
İlçe başkanlarına bol keseden vaatler veriyorsun…
Genel başkan Kemal
Kılıçdaroğlu adına “imza”
istiyorsun…
Kimi ilçe başkanlarına belediye
başkanlığı…
Kimi ilçe başkanlarına milletvekilliği
öneriyorsun da…
Bakalım, Kurultayda sen ne yapacaksın…
Eğer tüzükte botokslu siyasetçi kontenjanı yoksa, senin bir
daha seçilmen mümkün değil…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun
çarşaf liste sözü var…
Unutma…
İmambakır Üküş
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları