‘Kaçakçıya Çıkmış Adımız’…*

Her zaman olduğu gibi “Uludere katliam”ını da unutacağız…

Her zaman olduğu gibi “Uludere katliam”ını da unutacağız…

Yakında öldürülen o yoksul köylüleri hatırlayan bile olmayacaktır…

Yıllardır doğunun-güney doğunun kanayan ve kanatan yarası kaçakçılık yine devam edecek…

Yine Kürt yoksulları 50 Lira için o yollarda “hamal”lık yapacak…

***

Devlet biliyordu…

Kaymakam biliyordu…

Karakol komutanı biliyordu…

Bölge komutanı biliyordu…

Genel Kurmay başkanı biliyordu…

İçişleri bakanı biliyordu…

Başbakan biliyordu…

Cumhurbaşkanı biliyordu…

Bilmeyen bir halkımızda…

O da ölümlerle öğrendi…

***

Devlet haraç alıyordu…

Karakol komutanı haraç alıyordu…

Korucular haraç alıyordu…

Kaçaklık işinin başında birçok yerde korucular vardı…

Yüzlerce katır yüklü mazot, çay ve sigara her gün giriş yapıyordu…

Bunu bilmeyen mi vardı?

Bundan faydalanmayan mı vardı?

***

Ve devlet taziyeye bir tek “korucu” aileye gitti…

Diğer yoksul Kürt köylülerini arayan soran olmadı…

O can pazarından sağ kurtulan köylüye de bir şey soran olmadı…

Eminim, siz bu satırları okurken yine yoksul Kürt köylüleri 50 Liraya hamallık için o yollardalar…

***

Bir “devlet” nasıl kendi insanlarını bombalar…

Bir “devlet” nasıl kendi insanlarına karşı savaş uçakları kullanır…

Hani, Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesiydi…

***

Türkiye’de yoksulların kimsesi yok…

İster Kürt yoksulu olsun, ister Türk yoksulu…

Yoksulların “kaderi” bu olsa gerek Türkiye’de…

Ya maden ocaklarında…

Ya iş kazalarında…

Ya mayın tarlalarında…

Ya kaçak yollarında…

Ya fındık, pamuk toplamak için yollarda…

***

Türkiye, bu “kaderi” değiştirmek zorundadır…

Artık siyasilerin kuru “nutuk”larıyla geçiştirilemeyecek kadar önemli ve acil bir durum söz konusudur…

Kürdü’yle, Türkiye bütün yoksulların birleşme ve mücadele zamanı geldi, geçiyor bile…

Yoksa daha çok ölülerimizin arkasından ağlar dururuz…

*Ahmet Arif: Otuz Üç Kurşun…

İmambakır Üküş