İmambakır Üküş; Evet. Yalan söyleyenden başbakan olmaz. Ama yalan söyleyenden Genel başkan da olmaz…
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP genel başkanı olduğu günden itibaren Türkiye’ye “şeffaflık, açıklık ve dürüstlük” vaat etti…
CHP tarihinde görülmemiş bir destekle Kılıçdaroğlu CHP genel başkanı oldu…
Ancak, Kılıçdaroğlu CHP genel başkanı seçildikten sona başta Kurultay da söyledikleri olmak üzere, söylediği her şeyin tersini yaptı…
İnanılmaz destek ve coşkuyla CHP genel başkanı seçilen Kılıçdaroğlu, kendi elleriyle ortaya çıkan umudu söndürmeyi başardı…
***
Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Tayyip Erdoğan’a en büyük eleştirisi de “açık ve şeffaf” olmamasıdır…
Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı “dürüst siyaset yapmıyor” diye eleştiriyor…
Neredeyse her yerdeki konuşmasını “yalancıdan başbakan olmaz” diye başlıyor…
“Yalancıdan başbakan olmaz” diye bitiriyor…
***
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı için hiçbir ismi kimseye dayatmayacaklarını açıkladı…
Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için tüm toplum kesimlerini dinleyeceklerini ve önerileri toplayacaklarını açıkladı…
Bu amaçla siyasi partiler, kitle örgütleri, sendikalar ve çeşitli toplum temsilcileriyle görüşmeler başlattılar…
***
CHP il başkanları toplantısı yaptı…
İl başkanlarından kimin cumhurbaşkanı olmasını istediklerini yazmaları istendi…
İl başkanları da gönüllerinden geçen 3 ismi yazarak “kutu”ya attılar…
***
CHP milletvekilleriyle toplantı yaptı…
Kimi Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsunuz diye soruldu…
Milletvekilleri kimi aday görmek istiyorsa yazdı…
***
CHP parti meclisini topladı…
Kimi Cumhurbaşkanı görmek istiyorsanız diye soruldu…
Onlarda kimi görmek istiyorlarsa o ismi yazıp verdiler…
***
CHP en son Belediye başkanlarını topladı…
Adı Cumhurbaşkanı olarak geçen Yılmaz Büyükerşen’in belediye başkanı olduğu Eskişehir’de misafiri oldular…
Belediye başkanları da kimi Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsa, dileklerini belirttiler…
***
Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP heyeti Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı diye görüşme trafiği başlattı…
MHP ile görüştüler…
DSP ile görüştüler…
BBP ile görüştüler…
BDP ile görüştüler…
HDP ile görüştüler…
İP ile görüştüler…
SP ile görüştüler…
***
Sendikalarla görüştüler…
Türk-İş ile görüştüler…
DİSK ile görüştüler…
KESK ile görüştüler…
Hak-İş ile görüştüler…
Memur-Sen ile görüştüler…
Kamu-Sen ile görüştüler…
Kamu-iş’le görüştüler….
***
İş dünyasıyla görüştüler…
TÜSİAD’la…
MÜSİAD’la…
TUSKON’la…
Odalar ve Borsalar birliğiyle konuştular…
***
Barolar birliğiyle görüştüler…
TBMMOB ile görüştüler…
Tabipler Birliği ile görüştüler…
Esnaf örgütüyle görüştüler…
***
Sanatçılarla, aydınlarla, gazetecilerle ve aktivistlerle görüştüler…
***
Azınlık temsilcileriyle görüştüler…
Alevi örgütleri ve temsilcileriyle görüştüler…
***
Kimi açık-aleni görüşmeler oldu…
Kimi “dar” ve “kapalı” görüşmeler oldu…
Hepsinde Kemal Kılıçdaroğlu, “sizin önerileriniz doğrultusunda, herkesi kucaklayan bir cumhurbaşkanı adayı belirleyeceğiz” dedi…
***
“MHP ile ikinci görüşmeye bir isimle gideceğiz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu o ismi kiminle tespit etti…
O isim CHP MYK’sında konuşulup karara bağlandı mı?
O isim CHP parti meclisinde konuşulup tartışılıp karara bağlandı mı?
O ismi kim nasıl belirledi?
O ismi MHP nasıl kabul etti?
MHP o ismi o saatte mi öğrendi?
Bu kadar önemli ve hayati bir karar CHP ve MHP yarım saatte nasıl verebildiler?
Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kim önerdi?
İl başkanları mı?
Milletvekilleri mi?
Sendikalar mı?
Kitle örgütleri mi?
Sanatçılar ve Aydınlar mı?
Alevi Örgütleri temsilcileri mi?
Azınlıkların temsilcileri mi?
İş dünyası mı?
Siyasi partiler mi?
***
DİSK mi, KESK mi, Hak-İş mi önerdi?
TUSİAD, TUSKON, MUSİAD mı önerdi?
HDP, ÖDP, İP, SP ve başka bir parti mi önerdi?
***
Edip Akbayram, Ataol Behramoğlu, Rutkay Aziz veya hangi sanatçı önerdi?
***
CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu tüm Türkiye’nin gözünün içine baka baka yalan söyledi…
Cumhuriyete, demokrasiye, laikliğe, eşitliğe ve özgürlüğe inan bir aday önereceğiz dedi..
Bula bula Amerikancı, Suudi Arabistan temsilcisi, 12 Eylül’ün faşist diktatörü Kenan Evren”in “parlattığı” Sunni siyasi İslam’ın temsilcisi Ekmeddin İhsanoğlu’nu bulup aday gösterdiler…
Hem de ilk günden ismi belli olmasına rağmen…
Hem de ilk günden Devlet Bahçeli ve KIlıçdaroğlu’nun “ortak adayı” olmasına rağmen…
***
Evet…
Yalan söyleyenden başbakan olmaz…
Ama yalan söyleyenden Genel başkan da olmaz…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni