İmambakır Üküş; Levent Gök’ü grup başkan vekilliği aday gösteren Kılıçdaroğlu, CHP meclis grubundan 'tokat gibi' bir cevap aldı…
CHP kötü yönetiliyor diyorduk daha önceleri…Ama artık bunu bile diyemiyoruz…Artık, CHP yönetilemiyor…CHP’de ciddi bir “yönetim krizi” var…CHP’de ciddi bir “otorite krizi” var…***Kılıçdaroğlu, girdiği her seçimden “kayıp”la çıktı…Hem ülkedeki seçimlerden…Hem de parti içi seçimlerinden…“Tüzük gücüyle” sağladığı “otorite” ise kurultay süreciyle birlikte çöktü…Ne Kılıçdaroğlu’nun ne de Parti Meclisinin aldığı oylarla CHP’nin yönetilebilmesi mümkün değil…***Olağanüstü kurultay, Kılıçdaroğlu’na çok ciddi bir “uyarı”ydı…Ancak görünen Kılıçdaroğlu’nun bu “uyarı”yı dikkate almadığı….Tam tersine, Kılıçdaroğlu “atadığı” MYK ile kurultay iradesini “hiçe” saydığını gösterdi…***Kurultay iradesine rağmen “işler” yapmaya devam etmek istiyor Kılıçdaroğlu…MYK ataması yaparken “Dış ilişkiler” bölümünden sorumlu genel başkan yardımcılığını “boş” bıraktı…Kurultay “iradesine” rağmen o koltuğu “boş” tutarak Murat Özçelik”i başdanışman atayarak, oraya “doldurulmayı” hedefledi…Yetmedi, şimdi bazı “isim”leri Parti Meclisinden “istifa” ettirerek Murat Özçelik’i Parti Meclisine almak istiyor…Yine “etik” olmayan yollar deniyor…***Kılıçdaroğlu’nun en büyük iki “sorunu” var…Birincisi; istediğini açık ve net olarak söylemiyor…İkincisi; Vasıfsız ve temsil yeteneği olmayan isimlerle partiyi yönetmeye çalışıyor…***İl kongreleri olur…Kılıçdaroğlu çıkar “taraf değiliz, kim seçilirse o benim il başkanım” der…Ama tersini yapar…Genel başkan yardımcıları ve yetkili-yetkisiz herkesle delege ve ilçe başkanları üstünde “baskı” kurarak kendi istediğini seçtirmeye çalışır…İşte İstanbul örneği…İşte Ankara örneği…İşte İzmir örneği…***Şimdi de Parti Meclisini “boşaltmak” istiyor…Ama bunu “açıkça” yapmıyor…Halbuki, açıkça istediğini söylese genel başkanın “elini rahatlatmak için” istifa edecek Parti meclisi üyeleri çıkardı…***Levent Gök’ü grup başkan vekilliği aday gösteren Kılıçdaroğlu, CHP meclis grubundan “tokat gibi” bir cevap aldı…Genel merkezin yönlendirmelerine ve Kılıçdaroğlu’nun bizzat dahil olmasına rağmen Levent Gök seçilememiştir…Daha da önemlisi İzzet Çetin, bütün baskılara rağmen Levent Gök’ten fazla oy almıştır…CHP, meclis grubu kurultay iradesine karşı oynamak istenen oyuna “dur” demiştir…Ayrıca, Kılıçdaroğlu adına “vekillere ayar” veren MYK üyelerine de “dur” demiştir…***Levent Gök, adaylık önerisi kabul ederek kurultay iradesine saygısızlık etmiştir…Madem gönlünde grup başkanvekilli olmak, “kırmızı plakalı” arabaya binmek vardı neden parti meclisine aday oldun…Parti meclisine seçilecek bir partilinin hakkını aldın…Şimdi, ne oldu da bir ay geçmeden Parti meclisinden vazgeçiyorsun...Kim, sana ne “vaat” etti…***CHP genel sekreteri Gürsel Tekin genel başkanla yaptığı görüşmeyi aktaran İzzet Çetin’i eleştirmiş…İzzet Çetin, genel başkana gidip “işaret ettiğiniz birisi yoksa aday olacağım” demiş…Kılıçdaroğlu’da her zamanki gibi “hay hay çok memnun olurum, işaret ettiğimiz birisi yok” demiş…Burada “sorun” İzzet Çetin”in “cahil”liği…Kılıçdaroğlu’nun “lugat”ını bilseydi, bu söyleminin “evet adayım var, çekil” demek olduğunu bilirdi…Halbuki milletvekili, belediye başkanı veya il başkanı olmak isteyip Kılıçdaroğlu’yla görüşen birisine görüşmeyi aktarsaydı, Kılıçdaroğlu’nu ne demek istediğini “şıp” diye anlardı…***Merak etme Gürsel Tekin…Birgün Kılıçdaroğlu’yla da başkalarıyla da yapılan her görüşme “açığa” çıkar…Telaşa mahal yok…Her şey sırasıyla…O günler yakın…***Kurultayın ve milletvekillerinin “uyarı”larına rağmen CHP, “ben yaptım oldu” diye yönetilmez…Bu gerçekle yüzleşmek zorundasınız…İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni