İmambakır Üküş; 12 Mart’ta ve 12 Eylül’de idam edilen bir tek 'siyasal İslamcı' yoktur. AKP tam tersine, darbelerin açtığı yoldan bugünlere gelmiştir…
AKP, “algı” yaratmada çok usta…
Zaten AKP kuruluşundan itibaren bir “algı operasyonu”…
ABD’nin “ihtiyaç”ları üzerinden oluşan bir “koalisyon” AKP…
***
Türkiye “darbe”lerden çok çekti…
Darbe zamanlarının dışında ise çok sayıda “sıkıyönetim” ve “OHAL” (olağan üstü haller) uygulamalarıyla demokrasi hep “askıda” kaldı…
Özellikle 12 Eylül Askeri Faşist darbesi toplumda çok büyük etkiler yarattı…
12 Eylül öncesi koşullarda geniş halk yığınlarını etkilemişti…
***
AKP, kuruluşundan itibaren “Darbe mağduru” rolünü oynadı…
Bilmeyen zanneder ki 12 Eylül başta olmak üzere tüm “darbeler” AKP’ye karşı yapılmış…
Bilmeyen zanneder ki, AKP ve temsil ettiği “zihniyet” darbelerden mağdur olmuş…
***
Kılıçdaroğlu’nun, Tayyip Erdoğan’ın yaptırdığı “kaçak” yapı, “Ak-Saray’a gidenler “kirlenir diyince, vekil başbakan Davutoğlu, CHP’yi “darbecilikle”, “darbelerle” birlikte olmakla suçlamış…
Gerekçe olarak 27 Mayıs’ı göstererek, DP’ye karşı yapılan 27 Mayıs’ı CHP’ye bağlamış…
Peki, bu iddia doğru mu?
***
DP, CHP içinde yaşanan bir “kopuşma” sonucu ortaya çıktı…
DP’nin kurucu kadroları hem CHP’nin kuruluşunda hem de CHP’nin 1950’lere kadar iktidarda bulunmuş kadrolarla kuruldu…
Adnan Menderes’te Celal Bayar’da CHP’den ayrılarak DP kuruluşuna öncülük ettiler…
DP, “hürriyet” ve “adalet” vaatleriyle iktidar oldu…
Ama hızla baskıcı ve yasakçı bir iktidara dönüştü…
Akıl almaz baskılar ve yasaklarla Türkiye yönetilmeye başlandı…
Hayatın her alanındaki yasakçı ve baskıcı zihniyete karşı tepkiler yükselmeye başladı…
Tepkilerin yükselmesi DP’yi daha yasakçı ve baskıcı bir hale getirdi…
Türkiye büyük bir siyasi “kriz”le karşı karşıya kaldı…
CHP ve İsmet İnönü bu “kriz”den çıkışın yolunun “erken seçim” olabileceğini dile getirdi…
Yaşanan “kriz” ancak bir “seçim”le aşılabilinirdi…
DP’nin Türkiye’yi yönetmesi artık mümkün değildi…
DP, bırakın “erken seçim”e gitmeyi, parlamentoya ve siyasi partilere bile “yasak”lar getirmeye başladı…
“Kriz”, 27 Mayıs’a yol açtı…
***
27 Mayıs, DP iktidarına son verdi ama esas büyük darbeyi CHP’ye vurdu…
Seçime gidilseydi, iktidara gelecek durumda olan CHP, darbeden dolayı bu şansını yitirdi…
CHP özellikle İsmet İnönü, kendisine karşı her türlü baskıyı hatta ölüm tehdidi yapan DP’lilerin “adil yargılanması” için elinden geleni yaptı…
Yassı Ada Mahkemelerinin idam kararını önlemek için İsmet İnönü olağanüstü gayret gösterdi…
İsmet İnönü’nün bu çabası sonucu verilen onlarca idam kararının uygulaması önlendi…
CHP’nin ve İsmet İnönü’nün bütün çabasına rağmen DP’li 3 kişinin idamı önlenemedi…
***
12 Mart Askeri darbesi Sol’a karşı yapıldı…
Yüzlerce ilerici-devrimci genç, darbecilerce sokak infazlarıyla öldürüldü…
Devrimci gençlik önderi 3 genç idam edildi…
Bütün ilerici-demokratik örgütler kapatıldı…
Binlerce ilerici-demokrat/devrimci tutuklandı…
12 Mart, Sol’u ezerken Sağ’ın önünü açtı…
***
12 Eylül Askeri Faşist Darbesi de esas olarak Sol’a karşı yapıldı…
12 Eylül öncesi başlatılan Sol’a karşı “kıyım”, darbeden sonra en üst düzeye çıktı…
Sokaklarda, karakollarda ve cezaevlerinde binlere varan ilerici-devrimci öldürüldü…
On binlerce insan, ilerici-devrimci görüşlerinden dolayı tutuklandı…
Cezaevleri, işkence haneye dönüştürüldü…
***
12 Eylül Askeri darbesi, Sol’u ezerken “siyasal İslam”ın önünü açtı…
Kenan Evren, her konuşmasına “ayetler”le başlıyordu…
Dağa taşa “dini mesaj” içeren bildiriler atıyorlardı…
CIA, darbecilerle birlikte Türkiye’de “ılımlı İslam”ın yolunu döşüyordu…
Kenan Evren ve Askeri Cunta, Suudi Arabistan’la birlikte “siyasal İslam”ı örgütlemek için işbirliği yapıyordu…
Suudi Arabistan vakıfları ve örgütleri, Türkiye’deki “benzer” yapıları “finanse” ediyordu…
Yurt dışındaki “dini örgütlenme”, Suudi Arabistan’ın Rabıta örgütü desteği ve finansmanıyla yürütüyorlardı…
***
12 Mart’ta ve 12 Eylül’de idam edilen bir tek “siyasal İslamcı” yoktur…
12 Eylül’ün mağdurları esas olarak sol ve kısmen de “ülküçü”lerdir…
AKP tam tersine, darbelerin açtığı yoldan bugünlere gelmiştir…
***
AKP’liler “sahte mağdur”lardır…
Hiçbir askeri darbeye karşı çıkmamışlardır…
Bu nedenle de hiç bedel ödememiştir…
Tüm darbelerde bedel ödeyen Sol ve CHP olmuştur…
Ne yazık ki AKP’nin bu “algı operasyon”larına liberaller destek olmuştur…
CHP ve Sol ise AKP’nin yüzündeki maskeyi indirmekte başarılı olamamıştır…
İmambakır Üküş
İstanbul gerçeği Genel Yayın Yönetmeni