Kongrelerde Deniz Baykal – Kemal Kılıçdaroğlu Farkı

Bırakın, örgüt ve delege kendi aklı ve vicdanıyla karar versin… Birilerini şantaj ve tehdidiyle değil…

Deniz Baykal…

CHP’yi uzun bir süre “demir yumruk”la yönetti…

Seveni de Sevmeyeni de çok…

Gerek politikalarını…

Gerek parti içi demokrasi ve hukuka ilişkin tavrını eleştiren yüzlerce insan var…

Kemal Kılıçdaroğlu…

CHP’nin yeni genel başkanı…

Yeni CHP’yi O’da tek başına yönetiyor…

Parti içinde ve parti meclisinde Deniz Baykal’a nasip olmayan “yetki”ler elinde…

Seveni de sevmeyeni de çok…

***

Bütün partililer için kongreler çok önemlidir…

Hele İstanbul, İzmir ve Ankara kongreleri daha da önemlidir…

Bu illerde kimin il başkanı ve il yöneticisi olduğu, genel başkanlar içinde öncelikli sorun ve tercih konusudur…

Her genel başkan birlikte başarıyla çalışabileceği bir il başkanı ve ekibi ister…

Bundan daha “doğal”ı da yoktur…

“İstemek” ayrı bir şey…

“Baskı yapmak” ayrı bir şey…

***

Deniz Baykal genel başkanlığı döneminde her zaman bu konulardaki tercihi açık açık yapmıştır…

Kimi il başkanı görmek istiyorsa, çıkıp açık açık söylemiştir…

Hatta, yetmemiş; gelip ilçe başkanlarını toplayıp, isteğini açık açık söylemiştir…

Ya da hala adaylıktan ısrar eden başkan adayını çağırıp çekilmesini söylemiş, söyletmiştir…

Örneğin; İstanbul’a gelip “Gürsel Tekin’i il başkanı olarak görmek istiyorum. Bu dönem onunla yola devam etmek istiyorum” demiştir…

Örneğin; İzmir’de 450 civarında imza toplanmasına rağmen il başkanı Rıfat Nalbantoğlu “hayır, sen aday olmayacaksın… Adayım Ekrem Bulgun” demiştir…

Doğrudur…

Yanlıştır…

Beğenirsiniz…

Beğenmezsiniz…

Ama bir genel başkan tavrını her zaman “açık” olarak koymalıdır…

Ha, koymuşta ne olmuştur…

Birçok kez geçmişte örnekleri boldur, Deniz Baykal’a rağmen kongre özgür iradesiyle başkanını da seçtiği olmuştur…

***

Kemal Kılıçdaroğlu’nda ise “yöntem” farklı…

Kemal Kılıçdaroğlu “demokrat”…

Partide kimin seçildiğiyle “ilgilenmiyor”…

“Sandıktan kim çıkarsa o il başkanımdır” diyor…

“Kimse, benim adıma il başkan adayı arayışına girmesin” diyor…

Diyor da, ne oluyor…

Çağırıyor Erdoğan Toprak ve Nihat Matkap’ı veriyor talimatı…

“Gidin, Zeki Alçın’ı seçtirin”…

“Gidin, Oğuz Kaan Salıcı’yı seçtirin”…

Ama genel başkan “tarafsız”…

Ama genel başkan “kongrede kimin aday olduğuyla ilgilenmiyor”…

***

Siz inandınız mı?

Ben, “inandım”…

Ben, “kandım”…

Ben, “kandırıldım”…

***

Bu oyuna hiç gerek yok…

İnsanları karşı karşıya getirmeye gerek yok…

Bırakın demokrasi işlesin…

Örgüt, özgür iradesiyle kimi seçerse seçsin…

Bırakın, Örgüt CHP’ye yalnıza yönetici olarak gelen, il yönetici olarak “atandıktan” 13 gün sonra birini il başkanı seçecek kadar kendine yabancılaşmışsa sorun zaten yok…

Bırakın, örgüt ve delege kendi aklı ve vicdanıyla karar versin…

Birilerini şantaj ve tehdidiyle değil…

İmambakır Üküş