İmam Bakır Üküş; Emperyalist Kapitalist sistemin bir kriz içinde. Finans-Kapitalin ekonomik ve politik çıkmazı dünyanın var olan sorunlarını daha da derinleştiriyor. Her zaman olduğu gibi krizin bütün sonuçlarını emekçi sınıfların sırtında yüklüyor…
Emperyalist kapitalist sistemin bir kriz içinde olduğu aşikar...
Finans-kapitalin ekonomik ve politik çıkmazı dünyanın var olan sorunlarını daha da derinleştiriyor…
Her zaman olduğu gibi finans-kapital bütün dünyada krizin bütün sonuçlarını emekçi sınıfların sırtına yüklüyor…
Emperyalist güçler bütün dünyada politikalarını yeniden göz geçiriyor; yeniden düzenliyor…
***
Türkiye, dünyada yaşanan süreçlerden “bağımsız” olarak da büyük bir krizin eşiğinde…
Her geçen gün bu kriz süreci derinleşiyor…
Artık Türkiye’de hiç kimse önünü göremiyor…
Yerli ve yabancı finans-kapital güçleri bile…
***
Türkiye yolun sonuna geldi…
Üretim ekonomisinden kopmanın, rant ve faiz politikalarının acı sonuçları yaşanıyor…
Ekonomide kırılganlığa bir de siyasi belirsizlik eklenince, Türkiye’nin önü kapanıyor…
Özellikle OHAL uygulamaları, var olan ekonomik ve politik olumsuzlukları kat be kat artırıyor…
***
Kriz, Avrupa ve Amerika’da siyasal sonuçlarını ortaya çıkardı…
Avrupa’da ve Amerika’da “aşırı sağ”ın yükselmesi krizin yol açtığı siyasal sonuçlardan birisidir…
Emperyalist kapitalist sisteme yönelemeyen öfke ve tepki Amerika ve Avrupa’da göçmenlik karşıtlığına ve ırkçılığa yol açıyor…
Avrupa ve Amerika’da göçmenlik karşıtı, ırkçı ve İslam düşmanı hareketler güçleniyor/yükseliyor…
***
Krizin siyasal sonuçlarından birisi “aşrı sağ”ın yükselmesi ise bir diğeri de “geleneksel sol”un dışında yer alan sol parti ve örgütlerin güçlenmesidir…
Avrupa’da birçok ülkede güçlü “merkez sol” partiler olan sosyal demokrat partiler çöküş yaşıyor…
Sistemin bir parçası haline gelen ve neo-liberal politikaların kurbanı olan sosyalist ve sosyal-demokrat partiler büyük yenilgiler aldılar…
Daha sol, daha halkçı, kamucu ve savaş karşıtı politikaları savunan “yeni sol” hareketler ve partilerse büyük bir çıkış yakaladılar…
***
Kriz kendiliğinden devrimci sonuçlar yaratmaz…
Tam tersine kriz aynı zamanda faşizmin yükselişinin de ön koşuludur…
Krizin yarattığı sonuçlar; işsizlik, yoksulluk, geleceğine olan umutların azalması faşizme de kitle temeli yaratır…
Ekonomik ve politikin krizin sonucu; milliyetçilik, ırkçılık, lümpenlik, göçmen düşmanlığı aynı zamanda faşizmin demagojik yapısını da oluşturur…
***
Krizin bir sonucu siyasal gericiliktir…
Krizin bir diğer sonucu da toplumsal, siyasal ve kültürel çürümedir…
Ekonomik ve siyasi krizin derinleşmesi toplumdaki bütün değer yargılarının yıkılmasına ve çürümesine yol acar…
Bu çürümede faşizmin kitle temelini oluşturur; ona yükseleceği bir toplumsal zemin yaratır…
***
Ekonomik ve siyasal krizin çürümeye ve faşizme yol açmamasının yolu devrimci politik önderliklerin varlığına bağlıdır…
Avrupa’da yalnızca “aşrı sağ” yükselmemiştir aynı zamanda daha “sol” hareketlerin/partilerin yükselmesine yol açmıştır…
Ancak ne yazık ki Türkiye’de “aşrı sağ” yükselirken onun karşısında güçlü ve etkili bir “sol” yükselme söz konusu değil…
Avrupa’da daha farklı olarak da Türkiye’de “merkez sol”un dışında daha “sol” ne bir yükseliş ne de bir varlık söz konusu olmuştur…
***
Türkiye’de AKP’nin gitmesini isteyen çok büyük bir kitle var…
Bunların bir kısmı AKP’yi iktidara getiren uluslararası güçlerin onu götürmesini bekliyor…
Bir kısmı yine uluslararası güçlerin AKP içinde yeni bir yapılanma yapmasını ve Erdoğan’sız bir AKP bekliyor…
Bir kısmıysa “ kriz duasına” çıkarak, olası güçlü bir ekonomik krizin AKP’yi yıkabileceğini düşünüyor; onu bekliyor…
***
AKP’nin yenilgisi için küresel güçlerden medet ummak ne kadar yanlışsa, AKP içi bir “operasyon”a bel bağlamak da o kadar yanlıştır…
Ayrıca; ekonomik ve siyasal krizin AKP’yi yıkabileceği öngörüsü de büyük yanlıştır…
Yaşanan krizde halkçı-devrimci bir seçenek yaratılamazsa krizin sonuçları AKP’yi daha güçlü kılacaktır…
***
Eğer krizin yarattığı olanaklardan halkçı-devrimci güçler yararlanamazsa; krizin sonuçları Türkiye’yi daha “sağ”a çekecektir…
AKP’nin daha baskıcı ve otoriter politikalarının kitle temeli krizle artacaktır…
Toplumsal çürüme ve yozlaşmanın yarattığı lümpenleşme AKP’yi daha faşizan politikalara yöneltecektir…
15 Temmuz sonrası sokaktaki görüntüleri hiç akıldan çıkarmayalım; toplumun en yoksulları Türkiye’de sokaklarda “terör” estirdi…
***
Krizin kendisi AKP’yi yıkmaz…
Krizde halkçı-devrimci çözümü olan partiler AKP’yi yıkabilir…
Ne yazık ki başta CHP olmak üzere Türkiye “sol”unun bütünü krizden çıkış için seçenek olma durumunda değil…
Esas; bu sorunla ve gerçekle önce yüzleşmeliyiz ki adım atabilelim…
***
Bu süreçten devrimci çözümle çıkmak mümkün…
Bunun içinse sürece öncülük edecek bir devrimci yapılanma ve bir devrimci parti bir zorunluluk…
İmam Bakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni