Mansur Yavaş ve CHP
İmambakır Üküş; Mansur Yavaş bırakın gitmeyi o konuşma ve tavırla CHP'de artık ben de varım dedi. Daha da önemlisi varlığını yalnızca tüzük kurultayında kötü Yönetim sürecine itirazla sınırlamadı.
Hemen her gün Mansur Yavaş ve CHP ile ilgili bir “haber” çıkıyor.
Büyük çoğunluğu da Mansur Yavaş'ın CHP'den ayrılması ile ilgili.
Hem yandaş medyada bu konuda bol “haber” ve “yorum” var.
Hem de “CHP medyası” diye tanımlanan kesimde de benzer çok sayıda “haber” ve” yorum” var.
Anlaşılan “herkes”(!) Mansur Yavaş'ın CHP'den ayrılmasını ve Mansur Yavaş'ın CHP'den gitmesini istiyor veya bekliyor.
İşin “garip” tarafı kendini Mansur Yavaş destekçisi olarak tanımlayan çok sayıda kişi de benzer açıklamalar yapıyor.
Mansur Yavaş'ın deyimiyle herkes dört koldan “fitne ateşine’’ odun taşıyor.
Peki neden?
Neden başını yandaş medyanın çektiği ama kimi CHP’li medyanın da yer aldığı bir kampanya var.
Mansur Yavaş'ın CHP'deki varlığı kimi veya kimleri “rahatsız” ediyor?
CHP'de Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarında iki isim sürekli gündemde.
2023'te Kılıçdaroğlu'nun adaylığı sürecinde de aynı isimlerin adaylığı gündemdeydi.
CHP içinde ve kamuoyunda bu isimler o zamanlarda çok konuşuldu.
Şimdi de bu iki isim konuşulmaya devam ediyor.
Bu isimler Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu.
Dolayısıyla Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu etrafında kümelenenler “fitne ateşine” odun atmakta birbiriyle yarışıyor.
Ancak dikkat çekici olan ise bu isimlere “taraf” olanlardan çok yandaş medyanın bu konuda ki istekli tutumu.
Nedeni çok basit.
Çünkü AKP'nin siyasi ömrü bitti.
Çünkü AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi ömrü bitti.
Hem son Cumhurbaşkanlığı seçimleri hem de yerel seçimler sonuçları bunu çok açık bir şekilde ortaya koydu.
Artık AKP'nin seçim kazanma şansı yok.
Artık AKP'nin Genel Başkanı Erdoğan'ın seçim kazanma şansı yok.
AKP ve Erdoğan için bir tek çıkış yolu var o da CHP'nin kendi içinde bölünmesi.
CHP’nin kendi için de çatışma halinde olması.
Onun için AKP ve yandaş medya “fitne ateşine” odun taşımakta birbiriyle yarışıyor.
Acı olan ise ister bilerek ister bilmeyerek CHP içinde de birçok kesimin odun taşımakta AKP'lilerle yarışması.
***
Mansur Yavaş'ın CHP'nin tüzük kurultayında yaptığı konuşma fitne ateşini körüklemek isteyenlere büyük bir fırsat yaratmış gibi görünüyor.
CHP'nin içinden ve dışından bu konuşmayı “CHP'den kopuş için ilk adım” gibi değerlendiren çok kişi oldu.
Bence bu değerlendirmelerin tamamı yanlış.
Tam tersine bu konuşma ve ortaya konan tavır ilk defa Mansur Yavaş'ın CHP içine adım atması oldu.
Bugüne kadar Mansur Yavaş CHP dışı bir unsurdu.
Zaten bugüne kadar da Mansur Yavaş da kendisini Ankara büyükşehir başkan adaylığı ve başkanlığıyla sınırlamıştı.
Mansur Yavaş ilk defa CHP içinde tartışmalara taraf oldu.
Mansur Yavaş ilk defa CHP'de ben de varım dedi.
Hem de çok haklı ve meşru bir zeminde.
Kendi hakkıyla birlikte başta 14 Büyükşehir belediye başkanı olmak üzere bütün belediye başkanlarının hakkını korudu; onların sözcüsü ve temsilcisi olarak konuştu.
Hepsinin haklı tepkisi ve desteğini arkasına aldı.
Mansur Yavaş öyle haklı ve meşru bir “itiraz”da bulundu ki CHP genel başkanı ve İBB başkanı Ekrem İmamoğlu bütün Türkiye’nin gözü önünde cereyan eden süreci yaşadı.
Tam tersine Mansur Yavaş bırakın gitmeyi o konuşma ve tavırla CHP'de artık ben de varım dedi.
Daha da önemlisi varlığını yalnızca tüzük kurultayında kötü Yönetim sürecine itirazla sınırlamadı.
Mansur Yavaş o konuşmada 6’li masa mutabakat metnine ve Kılıçdaroğlu'na sahip çıkarak ayrıca önemli bir politik tutum aldı.
Ayrıca Mansur Yavaş o konuşmada bununla da yetinmedi parlamenter sisteme geçiş konusunda da açık bir tutum aldı.
Bütün kurultay boyunca bir kez adı ağza alınmayan “mutabakat metni” ve “güçlendirilmiş parlamenter” sisteme sahip çıkan ve dillendiren tek isim oldu.
Eğer CHP içinde bir tartışma konusu olacaksa bu parlamenter sistem ve CHP'nin imzası olan “mutabakat metnine” konusu olacak gibi görünüyor.
Gerçekten CHP hala 6’lı masada imzalanan “mutabakat metnine” sahip çıkıyor mu?
Gerçekten CHP tek adamın rejimine karşı mı?
Gerçekten CHP bu “ucube rejime” karşı mı?
Gerçekten CHP güçlendirilmiş parlamenter rejimden yana mı?
Bugünden yarına bir seçim yok.
Dolayısıyla CHP içinde Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerine bir ayrıştırma çabası hangi amaç ve niyetle yapılırsa yapılsın AKP'ye hizmet etmek olur.
Bugün yapılması gereken “aday yarıştırmak” değil başta CHP olmak üzere bütün toplumsal muhalefeti birleştirmek için mücadele etmektir.
Bugün yapılması gereken yerelde başarılı iktidar örneklerini yaratmak merkezi iktidara giden yolu açmaktır.
Bugün yapılması gereken bu baskıcı ve otoriter rejime karşı birleşebilecek herkesi birleştirmektir.
Bugün yapılması gereken yaşananlardan ders almaktır.
Gördük ki %34 veya %37 değil %48'i aşan bir oy bile alsanız seçimi kazanamıyorsunuz.
Yapılması gereken %50 +1’i kazanacak yolu açmaktır.
***
Mansur Yavaş'ı CHP'nin dışına itmek isteyenler veya CHP'den ayrılmasını bekleyenler bence boşuna bekliyor.
Tam tersine artık CHP içinde bir Mansur Yavaş gerçeği var.
İmambakır Üküş, istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları