loading
close
SON DAKİKALAR

Mesut Pektaş’ın 'Zorlu' Maceraları

İmambakır Üküş
Tarih: 23.05.2013
Köşe: @imambakirukus
Kaynak: wwww.istanbulgercegi.com

İmambakır Üküş; 'O dönem hatırlarsanız Kadir Topbaş, Zorlu grubunun tavrını Şeyh El Maktum’a örnek gösteriyordu…'

“Askeri vesayet” döneminin en büyük “Alameti Farika”larından birisi de her banka veya holding yönetim kuruluna mutlaka bir “asker”in atanmasıdır…

1960’dan 2000’li yıllara kadar bakın hangi “sektör”de çalışma yaparsa yapsın mutlaka her büyük şirketin yönetimine bir askerin görev aldığını göreceksiniz…

Emekli olan veya özel istekle “erken” emekli olan “asker” rütbesinde bir “şirket”te görev almıştır…

Alt rütbelerdeki askerler “personel”de “idare amirliği”nde görev alırken…

Üst rütbeli “asker”lerse şirket veya banka yönetim kurulunda görev almıştır…

***

Şimdi Allaha çok şükür “askeri vesayet” dönemi sona erdi…

Şimdi “sivil vesayet” dönemi başladı…

Artık “şirket” veya “banka”ların yönetim kurullarına “asker” alınmıyor…

Şimdi “imam”lar dönemi başladı…

Artık, her “şirket” veya “banka” yönetimi bir “imam” almak zorunda…

Veya “baş imam”a ve ailesine yakın birisini yönetime almak zorunda…

***

Eskiden “şirket” veya “banka” yönetimlerine alınan “asker”lerin önemli bir “işlev”leri olmazdı…

Özellikle “Askeri İhale”ler ve savunma bakanlığı ihaleleri dışında fazla bir “aracılık” rolleri de olması mümkün değildi…

Yine de o dönemlerde “muktedir” olan “askeriyeye” yakın olmak önemliydi…

Özellikle 12 Eylül sonrası döneminde bu “yakınlık” epeyce “iş” bitirmeye yarıyordu…

Bunun aslında doruk noktası esas olarak Tansu Çiller hukümetleri dönemidir…

“Kürt sorunu”nu bahane ederek Tansu Çiller ve “asker bürokrasi”si inanılmaz bir “lale devri” yaşadı…

“Tak-Şak” paşalarla Tansu Çiller o dönem astığı, kestiği kestikti…

***

Ama şimdi devir değişti…

Şimdi “imam”lar güçlü “nefes”leriyle her yolu açıyorlar…

Artık ne “yasa” ne de “hukuk” geçerli “imam”ların önünde…

En inanılmaz rant ve vurgun projelerini yapmak istiyorsan ya bir “yandaş”ı projeye ortak edeceksin ya da “nefes”i güçlü bir “imam”ı bulacaksın…

İşte Mesut Pektaş’ta “nefes”i güçlü olanlardan birisi…

AKP iktidarının en yakınındaki bir isim…

İstanbul büyükşehir belediyesinde Kadir Topbaş’ın “genel sekreter”liğini yapmış birisi…

Adı hep iktidarın bürokrasiye üst düzey bir atama yaptığında geçenlerden birisi…         

***

İETT arazisini ihalesinde ve Karayollarının  ihalesi döneminde İstanbul büyükşehir belediyesinde genel sekreter…

İETT arazisini almaya Şeyh El Maktum’u “ikna seferi”ne Kadir Topbaş adına Şişli belediye başkanı Mustafa Sarıgül”e eşlik ediyor…

O dönem hatırlarsanız Kadir Topbaş, Zorlu grubunun tavrını Şeyh El Maktum’a örnek gösteriyordu…

"Zorlu bize güvendi, mahkemeler ve itirazlara rağmen inşaata başladı" demişti Kadir Topbaş...

Bu “güven” ilişkisi o kadar karşılıklı gelişmiş ki, İstanbul büyükşehir belediye başkanının genel sekreteri tam da o dönemlerde belediyeden ayrılıp “Zorlu Gayrimenkul Yatırım”a geçiyor…

Ne büyük tesadüf değil mi?

Takdir-i ilahi işte…

***

Dün büyükşehir belediyesi adına “Zorlu grubu”na inşaata başlaması için “ikna” etmeye çalışan Mesut Pektaş bu kez “Zorlu grubu” adına belediyeyi İstanbul’un kalbine bıçak saplamaya “ikna” etmeye çalışıyor…

Çok başarılı bir “ikna”cı olduğu anlaşılan Mesut Pektaş, Karayollarının yerine “dev” bir inşaatın yapılmasına hem büyükşehir belediyesini hem de Beşiktaş belediyesini “ikna” ediyor…

“Vestel-zorlu” grubunun Karayollarının yerine yaptıkları inşaat tam bir katliamdır…

İstanbul’un kalbine hançer saplamaktır…

***

Bütün yasal süreçler tamamlanmadan ama “Vestel-zorlu” grubu “Mesut Pektaş’ın “kaptan”lığında inşaatı bitirdi…

Yasal imar ve inşaat izninin en az katı fazlasını yapan “Zorlu”ya “dur” diyen hiç kimse yok…

Herkes inanılmaz “ikna” edilmiş durumda…

İstanbul büyükşehir belediye başkanı Kadir Topbaş…

Beşiktaş belediye başkanı İsmail Ünal…

Çevre ve Şehircilik bakanı Erdoğan Bayraktar…

Ve tabii ki başbakan Tayyip Erdoğan…

Herkes “ikna edilmiş durumda… 

Herkes “memnun” durumda…

***

İstanbul’un sahibi yok…

İstanbul’un hesabını soran yok…

“İkna” eden edene…

Bu kent katliamına “ikna” olanlar nasıl “ikna” edildiklerini bir anlatsalar da bizler de öğrensek…

***

Unutmayın; hiçbir “cinayet” gizli kalmaz…

Bununda kalmayacaktır…

İmambakır Üküş

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları