MHP’lileşerek kaybeden AKP, Türkiye ittifakı ve Kılıçdaroğlu’na saldırı
İmambakır Üküş: AKP özellikle İstanbul seçimleri sonrası takındığı tavırla seçmenini kazanmaya değil kaybetmeye çalışıyor… AKP, İstanbul’da oyların yeniden sayıldığı 17 günlüde kendi seçmeninden kopuş sürecini hızlandırmıştır… AKP, İstanbul’da oyların yeniden sayılması ve bitip tükenmez itirazlarıyla eli başka partiye oy vermeye gitmeyen seçmenin CHP’ye oy verebilir hale getirmiştir…
AKP kurulduğu günden itibaren her seçimde birinci parti olarak çıkmış bir parti…
AKP kurulduğu günden 7 Haziran’a kadar hem girdiği her seçimden birinci parti olarak çıkmış ve hem de tek başına iktidar olarak çıkmış bir parti…
AKP kurulduğu ilk günden itibaren girdiği her seçimden oylarını artırarak çıkmış bir parti…
Bunun istisnası 7 Haziran seçimidir…
***
7 Haziran seçimlerinden AKP yine birinci parti olarak çıkmış ama tek başına iktidar olamamıştır…
7 Haziran seçimlerinde AKP yine birinci olarak çıkmış ama bu kez oy artıramamış tam tersine oy kaybetmiş bir parti olmuştur…
7 Haziran’da AKP ilk defa tek başına iktidar olamamıştır…
7 Haziran’da ilk defa AKP iktidardan düşmüştür…
***
1 Kasım özel koşullarını ve istisnasını bir yana bırakırsanız 7 Haziran’dan bu yana girdiği her seçimi AKP kaybetmiştir…
7 Haziran’dan bu yana AKP artık tek başına iktidar olan bir parti değildir…
7 Haziran’dan bu yana AKP girdiği her seçimden oy kaybederek çıkmıştır…
Artık AKP sürekli kaybeden bir partidir…
***
AKP 16 Nisan referandumunda kaybetmiştir…
OHAL koşullarına, bütün baskılara ve tehditlere rağmen alınan oy ortadadır…
Devletin bütün imkanları her anlamda seferber edilmesine rağmen alınan sonuç ortadadır…
Medyanın tüm desteğine rağmen alınan sonuç ortadadır…
***
24 Haziran seçimlerine AKP tek başına girememiştir…
Artık AKP seçimlere tek başına girip tek başına seçim kazanacak parti olmaktan çıkmıştır…
24 Haziran seçimlerine AKP, MHP, BBP ve HÜDA-PAR ile birlikte girmiştir…
Devletin bütün imkanlarının seferber edilmesine ve ittifaka rağmen esasen AKP kaybetmiştir…
***
31 Mart yerel seçimlerinde AKP tek başına seçime girememiştir…
Ancak ittifaka rağmen (MHP, BBP, HÜDA-PAR) AKP kaybetmiştir…
Ama daha önemlisi AKP İstanbul ve Ankara’yı kaybetmiştir…
Ankara ve İstanbul’u kaybetmekle kalmamış; Adana, Antalya, Mersin, Bolu, Kırşehir, Bilecik ve Artvin’i de kaybetmiştir…
***
AKP uzun zamandır ideolojik ve politik söylem olarak MHP’lileşme yolunda adım atıyor…
AKP, MHP’lileştikçe kaybediyor…
AKP, MHP’lileştikçe CHP’ye, İYİ Parti’ye ve HDP’ye karşı kaybediyor…
AKP, MHP’lileştikçe MHP’ye karşı da kaybediyor…
***
24 Haziran’da “olağan koşullarda” barajın altında kalacak olan MHP, AKP sayesinde barajı aştı…
MHP barajı aşmakla kalmadı iktidar ortağı oldu…
Çünkü AKP meclis çoğunluğunu kaybetti…
Artık AKP mecliste bir başka partinin desteği olmadan hiçbir şey yapamaz durumda…
***
31 Mart’ta bütün partiler kendi adıyla seçime girseydi bugün ortalıkta MHP diye bir parti kalmazdı…
MHP hiçbir büyük il veya ilçe de AKP desteği olmadan hiçbir seçimi kazanamazdı…
AKP, BBP, HÜDA-PAR desteğine rağmen Adana ve Mersin’i kaybetti…
AKP, BBP, HÜDA-PAR desteğine rağmen birçok ilden büyük Nazilli’yi kaybetti…
***
AKP, CHP karşısında kaybetti…
AKP, İYİ Parti karşısında kaybetti…
AKP, HDP karşısında kaybetti…
Ama AKP bir il ve ilçeyi MHP karşısında da kaybetti…
***
AKP’nin MHP ile ittifakı AKP’nin siyaset alanını daralttı…
Ama daha önemlisi bugüne kadar çeşitli gerekçelerle AKP’ye oy veren seçmenin AKP’den kopmasına yol açtı…
AKP büyük kentlerde AKP’ye oy veren kentli muhafazakar ama demokrat-özgürlükçü seçmeni kaybetti…
AKP büyük kentlerde Kürt muhafazakar ama demokrat-özgürlükçü seçmeni kaybetti…
***
AKP’nin MHP’lileşme politikası iç ve orta Anadolu’da seçmenin bir bölümünü MHP’ye yöneltti…
Büyük kentlerde AKP’den kopuşa yöneltti…
Büyük kentlerdeki AKP yenilgisinin nedeni MHP’lileşme eğilimine tepkidir…
AKP’den büyük kentlerde kopuş başlamıştır; bunun sonu AKP’nin bitişi olacaktır…
***
Ancak AKP’den büyük kentlerdeki kopuş hala güçlü ve derin değildir…
Hala, AKP’ye tepki gösteren veya kopuş yaşayan seçmen başka bir partiye yönelmiş değildir…
Hala, büyük kentlerdeki kopuş bir çöküşe yol açacak durumda değildir…
Bunu en iyi İstanbul sonuçlarında görebiliriz…
***
İstanbul’da CHP daha çok oy aldığı veya başarılı olduğu için kazanmadı…
AKP’li seçmenin bir bölümü ilk defa İstanbul’da sandığa gitmediği için CHP kazandı, AKP kaybetti…
AKP’li seçmenin bir bölümü hala başka partiye oy vermeye eli gitmediğinden, “geçersiz oy” kullandığı için CHP kazandı AKP kaybetti…
AKP’li İstanbul seçmeninin bir bölümü AKP’ye “dur” demek, AKP’yi “uyarmak” istediği için CHP kazandı AKP kaybetti…
***
AKP özellikle İstanbul seçimleri sonrası takındığı tavırla seçmenini kazanmaya değil kaybetmeye çalışıyor…
AKP, İstanbul’da oyların yeniden sayıldığı 17 günlüde kendi seçmeninden kopuş sürecini hızlandırmıştır…
AKP, İstanbul’da oyların yeniden sayılması ve bitip tükenmez itirazlarıyla eli başka partiye oy vermeye gitmeyen seçmenin CHP’ye oy verebilir hale getirmiştir…
AKP, büyük kentlerdeki “uyarıyı” bir kopuşa götürmüştür…
***
Asılında AKP ve özellikle AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın bu sürecin farkında olduğunu görüyoruz…
Seçim sonrası yapılan kendi tabanına yönelik ajitasyon kısımlarını bir yana bırakırsak açıklamalarda bunlar var…
Özellikle “demir soğutma” ve “Türkiye ittifakı” çağrısı AKP’deki yeni yönelişin ipuçları…
Ama bunları AKP’de ve Türkiye’de yapmak Erdoğan’a rağmen çok zor…
***
Türkiye’nin normalleşmeye ihtiyacı var…
Türkiye’nin demokratikleşmeye ihtiyacı var…
Türkiye’nin “nefes almaya” ihtiyacı var…
Peki, Türkiye bunu başarabilecek mi?
***
Aslında Erdoğan’ın önüne 15 Temmuz darbe girişimiyle tarihi bir fırsat çıktı…
Erdoğan, ortaya çıkan bu tarihi fırsatı değerlendiremedi…
Ya da kötü değerlendirdi…
Türkiye demokratikleşme ve normalleşme fırsatını kaçırdı…
***
15 Temmuz darbe girişimi sonrası AKP bu süreci kendi egemenliğini kurma yönünde değil de, demokratikleşme ve uzlaşma yönünde kullansaydı bugün Türkiye her anlamda ve her yönüyle başka bir yerde olurdu…
Ancak, bu tarihi fırsat küçük hesaplarla heba edildi…
Dar, baskıcı, hegemonik bir yapı kurulmak istendi…
Tam bu yapıyı inşa edip “kazandık” derken AKP her alanda ve her anlamda kaybetti…
***
AKP, “kazandım” ve “karşımdaki her kesimi demir balyozla gömdüm” derken kaybetti…
AKP, siyasi olarak kaybetti…
AKP, seçmenlerini kaybetti…
AKP, tek başına iktidarı kaybetti…
***
AKP “kazandım” ve “artık kimse bırakın kazanmayı kafasını bile kaldıramaz” dediği bir otoriter baskıcı rejim kurdu…
MHP’lileşerek kurduğu bu otoriter ve baskıcı rejim AKP’ye güç kaybettirdi…
Ama daha önemlisi Erdoğan’a siyaset yolunu, iktidar yolunu açan İstanbul’u kaybetti…
AKP, kendisini var eden Ankara’yı ve İstanbul’u kaybetti…
***
Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırı basit bir “protesto” veya “bir kendini bilmez” grubun galeyana gelişi değildir…
Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırı Türkiye’yi büyük bir felaketin eşiğine getirmiştir…
Kılıçdaroğlu’na saldırı Türkiye’nin birliğine yönelik bir tehditti…
Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırı esas olarak AKP’ye ve Erdoğan’a karşı yönelik bir tehdittir…
***
Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırı “demiri soğutalım” çağrısına yönelik bir cevaptır…
Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırı “Türkiye İttifakı” çağrısına yönelik bir cevaptır…
Kılıçdaroğlu’na yönelik çağrı bir “iç savaş” çağrısıdır…
Sevindirici olansa MHP, Devlet Bahçeli, Süleyman Soylu ve Hulusi Akar dışında toplumun büyük bölümünün bu saldırıya olan demokratik tepkisidir…
***
Görünen o ki devletin ve AKP’nin içinde bir kesim bu “işlerin” içindedir…
Görülen o ki MHP ve Devlet Bahçeli bu “işlerin” içindedir…
Görülen o ki AKP’nin içinde bir kesim “demiri soğutma” yerine Türkiye’yi “ısıtma” yanlısıdır…
Görünen o ki AKP içinde bir yüzleşme ve hesaplaşmayı önlemenin yolu olarak kimileri Türkiye’yi ateşe atmayı hedefliyor…
***
31 Mart seçim yenilgisi AKP ve Erdoğan için bir şanstır…
AKP kendi gerçeğiyle yüzleşmelidir…
AKP, MHP’lileşmenin kendisine kaybettirdiği gerçeğini görmelidir…
AKP, kendisiyle yüzleşerek, kendisiyle hesaplaşarak kendini yenileme yoluna gitmelidir…
***
AKP ve Erdoğan 31 Mart seçim yenilgisini kazanca dönüştürebilir…
AKP ve Erdoğan 31 Mart’ta başlayan kopuşu önleyebilir…
Bunun için ilk adım Türkiye’yi normalleştirmektir…
Bunun için ilk adım Türkiye’yi demokratikleştirmektir…
İmambakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları