Nihat Matkap Ve Kuralsızlığın Siyaseti
Nihat Matkap, yeni CHP’deki kafa karışıklığının ve belirsizliğinin örneği olan bir konuşma yaptı.
Göreve geldiğinden 50
gün sonra İstanbul örgütüyle buluşan Nihat
Matkap, yeni CHP’deki kafa karışıklığının ve belirsizliğinin
örneği olan bir konuşma yaptı.
Bütün ilçe yönetimlerinin, ilçe gençlik ve kadın kollarının,
belediye ve il genel meclis üyelerinin; eski il ve ilçe başkanlarının, eski ve
yeni milletvekillerinin, SHP ve DSP’de görev alanlarında davetli olduğu
toplantı, beklenen heyecan ve coşkuyu yaratamadı
***
Davetliler dışında çok sayıda “ne söylenecek, kongre takvimimi
açıklanacak” beklentisiyle gelenlere rağmen; katılım ne yeni İstanbul il
yönetiminin ne de Nihat Matkap’ın İstanbul’da
hareketlenme yaratamadığının bir göstergesi.
Zeytinburnu’ndaki
“füze kalkanına hayır” için imza ve gençlik şölenine katılımdaki durumu da göz önüne alırsanız, İstanbul CHP’nin yapılan atamaya tepkisini daha iyi anlamış
olursunuz.
***
İstanbul il
örgütünün yol haritasını açıklayan
yeni il başkanı Oğuz Kaan Salıcı, “hedeflerinin İstanbul” olduğunu açıkladı.
İstanbul’u hangi program ve nasıl
bir örgüt-örgütlenmeyle alınabileceğine dairse hiçbir somut açıklama yapamadı.
Kendi örgütünü kazanamayan, kendi içinde demokratik bir
birlik sağlayamayan bir yapının İstanbul’a
olacak katkısını hep beraber yaşayarak göreceğiz.
Parti içi demokrasi ve demokratik tüzük konusunda hiçbir iddiası ve söyleyecek sözü olmayan Oğuz Kaan Salıcı’nın konuşması, oldukça genel ve hiçbir politik ve ideolojik içeriği olmayan bir konuşmaydı.
***
Günlerdir CHP
kulislerinde Nihat Matkap’ın
İstanbul’da önemli açıklamalar yapacağı iddia ediliyordu. hatta bir çok yerde kongre takviminin açıklanacağı
söyleniyordu.
***
50 gün sonra
İstanbul örgütünün karşısına çıkabilen Nihat
Matkap’ın bu toplantıyı neden il başkanı ve il yönetimi atanmadan yapmadığı
sorusu aklımızda takılı kalıyordu.
İlçe başkanlarının görüşme talebine cevap vermeyen CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroglu ve örgütten sorumlu genel başkan yardımcısı Nihat Matkap, atamalardan sonra bu
toplantıları yapıyordu…
Atamalardan önce ilçe başkanlarına randevu vermeyen Kemal Kılıçdaroglu, il başkanı
atamasından sonra ilçe başkanlarıyla toplantı yapıyordu.
Yine atamalardan önce “acaba
bu İstanbul’daki ilçeler ve örgütler ne düşünür ne talep eder” diye “merak”(!) etmeyen örgütten sorumlu
genel başkan yardımcısı Nihat Matkap
örgütü toplayarak bir nevi “gaz”
alıyordu.
***
Ve dağ fare doğurdu.
Korku imparatorluğunu yıktık diyenler, partiyi demokratikleştireceğiz; her şey
parti hukukuna uygun olacak diyerek yönetime gelenler, hiçbir hukuku tanımayacaklarını
alenen ilan ettiler.
Nihat Matkap’ın
konuşmasından parti içi demokrasinin
kurumsallaşması ve demokratik tüzük
için kurultay tarihi bekleyenler hayal
kırıklığına uğradı.
Bırakın tüzük kurultayı tarihi, tüzük kurultayının olup
olmayacağının da belli olmadığını ilan etti.
“Kongreleri
başlatabiliriz de, başlatmayabiliriz de…”
Kurultayı “zamanında
yapabiliriz ya da 6 ay veya 1 sene
erteleyebiliriz”.
Her şey olabilirde olamazda…
(Anlaşılan genel
merkez bu aralar Bülent Ortaçgil’in “olmalı mı olmamalı mı” şarkısını çok
dinliyor, hadi hayırlısı.)
***
Yani kısacası; partiyi kendimize
göre dizayn etmeden ne kongre yaparız nede kurultay.
Her şey olabilirde olamazda şartı buna bağlı anlaşılan.
***
Nihat Matkap’ın
ve CHP’de siyaset yapacak herkesin
salonun tepkisini doğru okuması lazım
Heyecan ve coşkudan yoksun toplantının; heyecan ve coşku olan
kısımları, ne zaman parti içi demokrasi veya önseçimden denmişse olmuştur.
Önseçim ve parti içi demokrasi vurgularına salon coşkuyla katılmıştır
***
Demokratik bir tüzük ihtiyaç
mı? CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bunu ihtiyaç kabul
etmiş ve tüzük taslakları
hazırlatmış.
Peki, neden tüzük
kurultayı tarihi ilan edilmiyor?
***
12 Haziran
seçimlerinde bazı çokbilmişler, örgütü-partiyi
yok sayarak yalnızca reklam
kampanyasıyla sonuç alınabileceği fikrini kabul ettirmişti genel merkeze. Partinin
bütün parası, reklam ajanslarına
verilerek parti örgütleri çaresiz bırakılmıştı.
Anlaşılan şimdide “aydın” fikirli birileri genel başkan Kılıçdaroglu’nu kongresiz-kurultaysız-üyesiz-delegesiz-
partiyi yönetebileceğine ikna etmiş görünüyor.
***
Eskiden bir eğitim bakan “bu okullar olmasaydı maarifi ne
güzel idare ederdim” demiş.
Anlaşılan yeni CHP
yönetimi de şu “üyeler ve örgütler
olmasaydı bu CHP’yi reklam ajanslarıyla ne güzel idare ederdik” diye
düşünüyorlar
***
CHP yönetimini bu
dertten kurtarmanın yolu (CHP yönetimi
bu kıyağımı unutmasınlar Beykoz da villam yok ama böyle cin fikirlerim var,
onların ajanslarınki kadar olmasa da…)
Meclis hazır açılmışken bir yasa önerisi hazırlasınlar…
Amaç zaten her konuda Avrupa
Birliği standartları değil mi?
Siyasi partiler yasası değiştirilsin; il ve ilçe örgütleri
kurma zorunluluğu kaldırılsın
Böylece ne delege derdi nede kongre derdi olur
***
Avrupa’da hiçbir merkezi ve örgütü olmayan internet
üzerinden kampanya yürüten korsan parti
meclise girebildi
Bizde niye olmasın…
Kongrelerle üyelerle uğrayacağımıza -ki hepsi nankördür ne yapacağı belli olmaz- hangi
reklam ajansı iyidir diye uğraşalım.
Bunu içinde zahmete gerek yok, Erdoğan Toprak yetkili olsun…
O ajans işlerden
iyi anlıyor. Böylece bitsin bu dert.
İmambakır Üküş
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları