İmambakır Üküş; Deniz Baykal adaylığını açıklamasaydı, bu bir 'veda' olarak değil CHP yönetimine ve Kılıçdaroğlu’na bir 'isyan' olarak değerlendirilecekti…
Deniz Baykal, CHP’de “simge” bir isim…
En zor şartlarda CHP’yi ayakta tuttu…
Israrlı ve kararlı çabalarıyla CHP’yi bugünlere getirdi…
Doğal olarak da bu uzun süreçte doğruların yanında yanlışları da oldu…
Seveni de sevmeyeni de “bol” bir insan…
***
Deniz Baykal’ın genel başkanlığında CHP çok zor günleri de yaşadığı…
CHP’yi barajın altına çekmek için uluslararası kampanyalar açıldı…
“Deniz Baykal” gitsin kampanyalarıyla CHP barajın altında kaldı…
“CHP’ye oy vermeyelim, Deniz Baykal gitsin” diye kampanyalar açılıyordu…
Şimdi de “Kılıçdaroğlu gitsin diye CHP’ye oy vermeyelim” kampanyaları açılıyor…
Dünde bu kampanyalar yanlıştı, bugünde yanlış…
***
Deniz Baykal’ın en çok eleştirildiği konulardan birisi “ön seçim” konusudur…
Kendisi her dönem ön seçime girerek aday olan Deniz Baykal, neden sonradan ön seçime karşı oldu…
Burada herkesin 1999 seçim sonuçlarına bakması gerekir…
1999’da yapılan “ön seçim” sonuçlarına bakması gerekir…
***
Deniz Baykal, 1999 seçimlerinden sonra ön seçimden yana olmadı…
Ama parti içinde büyük oranda delegeleri gözetti…
Kendisine “muhalif” olan isimlerede listelerde hep yer verdi…
Parti içi “denge”leri gözeterek aday listelerini hazırladı…
Ama, ne olursa olsun yapılan hiçbir şey ön seçimin yerini tutamazdı…
***
CHP, uzun bir aradan sonra tarihi bir karar alarak bir çok seçim çevresinde “ön seçim” kararı aldı…
Hem de MYK’nın “ezici çoğunluğu” buna karşı olmasına rağmen CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ön seçimden yana tavır aldı…
“Bu üye yapısıyla ön seçim olmaz” veya “ön seçim doğru sonuç vermez” diyenlere rağmen ön seçim kararı alındı…
Bütün eksiklerine ve yetersizliklerine rağmen bu karara sahip çıkılmalıyız…
***
Şimdi sıra ve görev CHP üyelerinde…
1999’da gibi bir “hezimet” yaşanmamalı…
CHP, üyeleri “kimlik” ve ‘’inanç” üzerinden veya “güç” ve “rant” ilişkileri üzerinden “tercih”ler yapmamalıdır…
CHP’yi iktidara taşıyacak kadrolardan yana “tercih” yapmalı; yapabilmelidir…
***
Deniz Baykal, genel başkanlığı bir “komplo”yla bıraktıktan sonra hep CHP’ye ve Kemal Kılıçdaroğlu’na sahip çıktı…
Partinin ve ülkenin içinde bulunduğu durumlarla ilgili eleştiri ve önerilerini çeşitli zeminlerde dile getirdi…
Ama hep CHP’yi ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu gözetti…
Kılıçdaroğlu’yla onu karşı karşıya getirmek isteyen girişimlere izin vermedi…
Ama CHP ve yönetimiyle ilgili “kaygılarını” açık veya doğrudan genel başkana iletmekten geri durmadı…
***
Bu süreçte, baştan itibaren Deniz Baykal ön seçimden yana tavrını açıkça ortaya koydu…
Hem örgütlerde açıkladı hem de CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “neden ön seçim” yapılması gerektiğini anlattı…
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kendisine Antalya 1. Sıra teklif edilmesine rağmen, bu teklifi “teşekkür” ederek reddetti, ön seçime gireceğini açıkladı…
Ve Antalya’da gece gündüz örgütlerde çalışarak şimdi ön seçime hazırlanıyor…
***
Türkiye zor bir süreç yaşıyor…
CHP’yi zor bir seçim süreci bekliyor…
Haklı olarak bir çok kişi “neden Deniz Baykal aday oluyor” diyor…
Bu “eskilerden bıktık” diyen çok…
Bu “eskilerde ne bu hırs” diyen çok…
Ancak Deniz Baykal açısından durum böyle değil…
Deniz Baykal adaylığını açıklamasaydı, bu bir “veda” olarak değil CHP yönetimine ve Kılıçdaroğlu’na bir “isyan” olarak değerlendirilecekti…
***
Deniz Baykal aday olarak CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na sahip çıkan bir adım atmıştır…
Aday olarak CHP ve Kılıçdaroğlu aleyhine açılmak istenen kampanyaların önünü kesmiştir…
Deniz Baykal, kendisini Antalya örgütüne teslim etmiştir…
Deniz Baykal’ın milletvekilliğine CHP yönetimi veya Kılıçdaroğlu değil, Antalya örgütü karar verecektir
…
Bugün Deniz Baykal’ın ön seçime girecek olması CHP’de değişim ve yenilenmenin göstergesidir…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni