İmambakır Üküş; İstediği 'rüzgarı' yakalayamayan AKP devletin bütün gücünü kullanarak 'Evet rüzgarı' yaratmak istiyor. Zaman azaldıkça AKP’nin baskısı ve provokasyonları artacaktır…
Referandum gününe az kaldıkça AKP’nin baskısı artıyor…
İstediği “rüzgarı” yakalayamayan AKP devletin bütün gücünü kullanarak “Evet rüzgarı” yaratmak istiyor…
Ancak ne yaparsa yapsın istediği “
rüzgarı” yaratamıyor…
Yapay olarak üretilen “
Avrupa krizi” bile AKP’ye istediği “
rüzgarı” veremedi…
***
AKP’nin bütün seçim stratejisi her zaman “
kutuplaşma” ve “
kamplaşma” üzerine oldu…
AKP; her zaman Türkiye’nin sağ muhafazakar seçmenini “
bloklayan” bir seçim kampanyası yürüttü…
Bu referandumda da buna “
oynadı” ama tutmadı…
Özellikle başta CHP olmak üzere “
Hayırcıların” tavrı AKP’nin bu stratejisini boşa çıkardı…
***
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP bu referandumu bir “
seçim kampanyasına” dönüştürmek için her yola başvurdu/başvuruyor…
Ancak; CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun tavrı bu girişimi de boşa çıkardı…
CHP ve Kılıçdaroğlu; “
bu bir seçim değil, referandum” diyerek ayrıca “
bu parti meselesi değil memleket meselesi” diyerek AKP’nin girişimini boşa çıkardı…
AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sağ ve muhafazakar seçmeni birleştirme girişimi başarısız oldu…
***
CHP ve Kılıçdaroğlu’nun kampanya merkezine AKP ve Recep Tayyip Erdoğan eleştirilerini koymaması çok doğru bir hamle oldu…
Bu girişim aynı zamanda AKP’nin ezberini de bozdu…
AKP ve Erdoğan yerine “
neden Hayır” demek gerektiğinin anlatılmasına yönelik çalışmalar başarılı oldu…
Ama daha önemlisi AKP’nin ezberini bozarak AKP’yi ortada bırakması oldu…
***
AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP ve Kılıçdaroğlu’nun AKP’yi ve Cumhurbaşkanını hedef almaması rahatsız etti…
Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi “
klasik” çekişme noktasına çekmek için Kılıçdaroğlu ve CHP’ye yönelik en ağır eleştiri ve hakaretleri arka arkaya sıraladılar…
Ancak; CHP ve Kılıçdaroğlu bütün saldırılara rağmen bu oyuna gelmedi…
Kılıçdaroğlu ve CHP’nin tavrıysa AKP’yi daha da saldırgan bir dil kullanmaya itti…
***
Neden “
Evet” dediklerini açıklayamayanlar “
Hayır”cıları kötüleme yarışına girdiler…
“
Hayır” demekle terörist olmayı eşdeğer olarak ilan ettiler…
“
Hayır” demekle FETÖ’cü olmayı eş değer ilan ettiler…
“
Hayır” demekle IŞİD, PKK, FETÖ’cü olmayı eş değer ilan ettiler…
Ancak bu saldırgan ve kutuplaştırıcı dil “
Evet”e bir fayda sağlamadı…
***
“
Evet” diyenler tek kutuplu ve tek renkli…
“
Evet”i ısrarla savunanlar çok küçük bir azınlık…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan etrafında kümelenmiş küçük bir azınlık dışında AKP’nin büyük kitlesi de sokakta “
Evet”e aktif çalışmıyor…
AKP içinde de “
Evet” kampanyası tutmuş durumda değil…
Onun için zaten devletin ve kamunun bütün imkanları kullanılmasına rağmen sokaklarda “
Evet rüzgarı” yok…
***
“
Evet”çilerin aksine “
Hayır”cılar bin bir çeşit ve bin bir renkli…
Birbirinden farklı hatta birbirine çok zıt kutuplarda yer alanlar Hayır’da birleşmiş durumda…
Sağcısı, solcusu, dindarı, muhafazakarı her partiden insan kendince bir gerekçeyle “
Hayır” diyor…
Bu “
Hayır” kampanyası yürütenlerin zenginliğini ve gücünü oluşturuyor…
***
İstediği “
rüzgarı” bir türlü yakalayamayan AKP zaman azaldıkça daha saldırgan ve provokatif olacaktır…
Bu nedenle başta CHP ve Kılıçdaroğlu olmak üzere bütün “
Hayır”cıların çok dikkatli olması gerekir…
Söyleyecekleri her sözü ve verecekleri her örneği çok iyi tartarak söylemeliler…
Özellikle hassas ve üzerinde polemik yaratılacak konulara hiç girilmemesi gerekir…
Kampanyanın, tümüyle neden Hayır denildiği üzerine yoğunlaştırılması gerekir…
***
CHP ve Kılıçdaroğlu AKP’nin tuzağına düşmemelidir…
AKP ve Erdoğan eleştirileri ve tartışmalarına kendilerini kaptırmaması gerekir…
AKP’nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isteği tam da budur…
Hatta tek adamlık, diktatörlük tartışmaları bile şimdi çok da önemli değil…
***
AKP’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en “
rahatsız” olduğu bunun bir “
rejim değişikliği” olduğunun söylenmesidir…
“
Rejim değişikliği” ve “
Rejim değişiyor” algısı AKP’ye oy veren seçmende bile “
kaygı” ve “
tereddüt” oluşturuyor…
Esas olarak kampanyada “
rejim değişiyor” ve bu değişiklikle “
rejim değişecek” algısının öne çıkarılması gerekiyor…
Neden ve nasıl bir “
rejim değişikliği” öngörüldüğünün öne çıkarılması gerekiyor…
***
AKP’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve MHP’nin eleştirileri üzerinden bir kampanya yürütülmemeli…
Bu bir seçim değil, bir referandum…
Burada partiler yarışmıyor…
Bu referandumda “
rejim tartışması” oylanacak…
***
Seçmenin önüne partilerin ve liderlerin tartışılmasından bağımsız olarak “
anayasa tartışmaları” öne çıkarılmalı…
Bu anayasa değişikliğinin nasıl bir “
rejim değişikliğine” yol açacağı anlatılmalı…
Partilere ve liderlere aidiyetten bağımsız bir şekilde bu anlatılırsa kampanya başarıya ulaşacaktır…
Zaten AKP’nin ve Erdoğan’ın en büyük açmazı da bu…
***
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP istiyor ki kendileri tartışılsın…
İstiyor ki kendi eleştirilsin…
İstiyor ki kendi üzerinden “
Hayır” çağrısı yapılsın…
Ancak bu yolla kutuplaşma ve bloklaşma yaratmayı umuyor ve istiyorlar…
***
Sakin olan sonuca daha yakın olacak…
AKP’nin saldırgan tutumu nedeniyle hiç kimse paniğe kapılmamalı ve tepkisel davranmamalıdır…
AKP’nin tüm provokasyonlarına karşı sakin ve soğukkanlı bir şekilde tavır alınmalıdır…
Zaman azaldıkça AKP’nin baskısı ve provokasyonları artacaktır…
Başta CHP ve Kılıçdaroğlu olmak üzere bütün Hayırcıların hem dikkatli hem de sakin olmaları gerekiyor…
İmambakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni