İmambakır Üküş; İstanbul ve Ankara'yı kaybeden Türkiye'yi kaybeder. Bu 'ekip' İstanbul ve Ankara'yı kaybetti. Bu 'kayıp' yeni bir Türkiye'nin habercisidir. Esas olarak başta CHP ve bütün 'HAYIR bloğu'nun bunun yaratacağı sonuçlar üzerine yoğunlaşması...
Referandum sonuçları Türkiye'de ve dünya'da daha çok tartışılacak...
OHAL koşullarında ve büyük bir eşitsizlik içinde yapılan referandumda halkın iradesinin ne kadar sandığa yansıyacağı tartışmalıydı...
Fakat referandum sonuçları Türkiye'yi farklı bir noktaya taşıdı...
Hem de YSK'nın tartışmalı mühürsüz oy kararına rağmen...
***
"Başkanlık bloğu" seçimlere büyük bir güçle ve büyük bir avantajla başladı...
Ortalama arkasında %65'lik destekle başladı kampanyaya "Başkanlık bloğu"...
Devletin ve kamunun (belediye ve kamusal şirketlerin) bütün imkanları
"Başkanlık bloğu"nun emrindeydi...
Medyanın tamamına yakını, radyosu, televizyonu ve gazetesiyle
"başkanlık bloğu"nun emrindeydi...
***
"Başkanlık bloğu"nu kimler oluşturuyordu?
Başına AKP, MHP genel merkezi, BBP, Hüda-Par, Türkiye'deki Barzaniciler ve kimi Kürt partileri...
Bu
"blok"un öncülüğünü ise
"tarafsız" olması gereken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapıyordu...
Siyasi patiler dışında; Türk-İş, Hak-İş, MEMUR-SEN, TOBB benzeri Türkiye'nin en büyük sendikaları ve kitle örgütleri de
"başkanlık bloğu" içinde yer alıyordu...
***
Başta İstanbul, Ankara olmak üzere yüzlerce belediye
"başkanlık bloğu" için kamunun bütün gücünü seferber etmişti...
Devletten ve belediyelerden ihale alan bütün iş adamları bütün gücüyle
"başkanlık bloğu"nu destekledi...
Maddi olarak desteklemekle kalmadılar; bütün çalışanlarını referandumda AKP ve MHP mitinglerine yönlendirdiler...
Belediyelerde çalışanlar, devlette çalışanlar, devlete ve belediyelere iş yapan şirketlerin tüm çalışanları desteğe mecbur bırakıldılar...
***
Ama tüm bunlardan önemlisi
"Başkanlık bloğu"nun yelkenlerini dolduran 15 Temmuz darbe girişimi rüzgarı vardı...
15 Temmuz darbe girişimi toplumda çok ciddi siyasal ve toplumsal etkiler yaptı...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP toplumun darbecilere karşı tepkilerinin yarattığı rüzgarı kendi hedefleri için kolayca kullandı...
Zaten neredeyse kampanya üç şey üzerinden yürütüldü...
Birincisi; Eyy Avrupa, ikincisi Eyy FETÖ, üçüncüsü; EYY Kılıçdaroğlu....
***
Ancak bütün eşit olmayan koşullara ve OHAL sopasına rağmen
"başkanlık bloğu" istediği sonuca ulaşamadı...
Bütün hilelere ve şaibelere rağmen elde edilen sonuç %51,4 oldu...
Toplumun YSK hilelerine rağmen yarısı bütün baskılara ve tehditlere rağmen
"HAYIR" dedi...
Bu çok önemli bir direnişti; çünkü benzer ağır baskı koşullarında 12 Eylül'de halk referandumda 82 anayasasına %92 civarında bir oy vermiştir...
***
Referandumun yüzdelerin ötesinde çok önemli sonuçları var...
Bu sonuçların en önemlisi İstanbul ve Ankara sonuçlarıdır...
1994 yılından bu yana ilk defa bu
"ekip-bu siyasal gelenek" İstanbul ve Ankara'da seçim kaybetti...
Bu sonuç bütün Türkiye sonuçlarından bile çok önemli bir sonuçtur...
***
İstanbul ve Ankara'yı kaybeden Türkiye'yi kaybeder...
İlk defa bu
"ekip" İstanbul ve Ankara'yı kaybetti...
Bu
"kayıp" yeni bir Türkiye'nin habercisidir...
Esas olarak başta CHP ve bütün
"HAYIR bloğu"nun bunun yaratacağı sonuçlar üzerine yoğunlaşması gerekir...
***
Bu güne kadar hep
"sahiller CHP'ye oy veriyor" deniyordu...
AKP; sahiller dışında yer alan tüm yerleri kendi oy deposu olarak görüyordu...
Ancak bu referandum bu
"efsanesini" de yerle bir etti...
AKP ve MHP genel merkezinin başını çektiği sağ-milliyetçi muhafazakar siyaset
"sahiller" dışında da kaybetti...
***
"Başkanlık bloğu" İstanbul ve Ankara dışında tüm Türkiye'de de oy kaybetti...
Karadeniz ve İç Anadolu'da bile bu
"blok" oy kaybetti...
Kısmen oy artırdığı illerse Doğu ve Güneydoğu oldu...
Onun dışında her yerde oy kaybetti...
***
Adana, Mersin, Balıkesir, Denizli, Antalya, Muğla, İzmir, İstanbul, Ankara, Hatay, Manisa, Aydın Eskişehir ve Tekirdağ'da seçmen tercihini açık ve net bir şekilde
"Hayır"dan yana yaptı...
Özellikle Denizli, Balıkesir, Manisa, Hatay, Adana ve Mersin sonuçları çok önemli...
"Sahiller" dışında yer alan ve muhafazakar kimlikli kentler buralar...
Ayrıca; Kocaeli, Bursa ve Osmaniye'de de beklenenin çok üstünde Hayır oyları çıktı...
***
MHP içindeki muhalifler beklenenin üzerinde etkili oldu...
Hem de bütün yasaklara ve engellemelere rağmen...
Karadeniz ve İç Anadolu başta olmak üzere tüm Türkiye'de daha büyük düşüşleri MHP önledi...
MHP'nin EVET'e oy taşıyamadığı çok açık ama MHP'nin önemi oy taşımada değil kayıpları önlemede ortaya çıktı; MHP olmasaydı veya MHP muhalifleri etkin çalışma olanağı bulsaydı HAYIR oranı % 60'ları bulurdu...
***
Türkiye'nin bütün kentlerini kaybeden bir siyasi iktidarın Türkiye'yi yönetmesi mümkün değildir...
Türkiye'nin bütün üretim, ticaret, sanayi, turizm, sanat, kültür vb. üretim merkezleri Hayır dedi...
AKP ve
"başkanlık bloğu" sanayi üretimi olan Kayseri ve Gaziantep dışında Karadeniz ve İç Anadolu'ya sıkıştı...
Doğu ve Güneydoğu oyları olmasa
"Başkanlık bloğu" daha da dramatik bir yenilgiyle karşı karşıya kalacaktı...
***
HDP; bu referandum kampanyasını iki eş başkanı, 12 Milletvekili, 5 bini aşkın yöneticisi tutuklu iken yürütmek durumunda kaldı...
Yine HDP; Doğu ve Güneydoğu'da bütün belediyelerine
"el konulmuş" ve AKP militanı durumunda kamu yöneticilerinin atandığı bir ortamda referandum çalışması yaptı...
Ama baskıdan daha önemlisi OHAL koşullarında çalışma yaptılar; daha doğrusu çalışma yaptırılmadı...
Yüz binlerce insan yerinden yurdundan edilmişti ve oy kullanamadı; bu koşullarda yine de çok yüksek bir oranda Hayır çıktı...
***
Hayır'ın sahibi kim?
CHP mi veya bir başka parti mi?
Hayır'ın sahibi yok...
Zaten Hayır'ın gücü ve güzelliği de tam da buradan kaynaklanıyor...
***
Tabii ki Hayır kampanyasında yer alan en güçlü ve örgütlü güç-parti: CHP...
Ancak CHP Hayır kampanyasının başarısını kendine mal etmeye kalkarsa hem kendine hem de Hayır bloğuna en büyük kötülüğü yapmış olur...
CHP; bu süreçten ve bu sonuçlardan ders almalıdır...
Bu kampanyanın yürüyüşünden ve sonuçlarından ders alarak CHP kendisini her anlamda yenilemelidir...
***
CHP'nin alacağı en büyük derslerden birisi bu kampanya sonucu yıkılan "Türkiye'de %65-70 sağ-muhafazakar seçmen var" şehir efsanesidir...
AKP'nin de en çok güvendiği ve referandumda yenilmesine yol açan da bu
"şehir efsanesidir"...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP nasıl olsa %60'ların altında kalmayacak bir
"sağ-milliyetçi-muhafazakar" seçmene güvendi...
Ancak referandum sonuçları durumun hiçte öyle olmadığını ortaya koydu...
***
Doğru hedef...
Doğru çalışma...
Doğru söylem...
İnandırıcı ve sahici çalışmayla bu
"şehir efsanesi" yerle bir oldu...
***
CHP önümüzdeki yerel seçimlerini ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak istiyorsa
"referandum derslerine" çok iyi çalışmak zorunda...
16 Nisan referandum sonuçları bütün olumsuzluklara, eşitsiz koşullara ve OHAL'e rağmen kazanmanın mümkün olduğunu gösterdi...
Önemli olan CHP'nin de bunu görmesi ve kavraması...
Daha da önemlisi bu "dersler" ışığında CHP'de "değişim" ve
"yenilenme" iradesinin ortaya konabilmesi...
İmambakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni