Sahi Düşen Uçağımıza Ne Oldu?
İmambakır Üküş yazdı, ''Türkiye, Suriye’ye karşı savaş kışkırtıcılığı yapıyordu''…
Gerçekten “balık hafıza”lı bir toplumuz…
Her şeyi “unutma”ya meyilliyiz…
Dün fırtına koparan bir “mevzu” yarın aklımıza bile
gelemeyebiliyor…
***
Daha dün gibi…
Suriye’de bir uçağımız “düştü”…
Neredeyse yer yerinden oynuyordu…
“Hain Esed” rejimi nasıl olurda bir Türk uçağını
düşürebilirdi…
İki pilotumuz kayıptı…
Başbakan Erdoğan neredeyse kendisi savaş uçağına binip,
Suriye’ye savaş başlatacaktı…
Herkes Suriye’yi suçluyordu…
Ana muhalefet partisi CHP genel başkanı Erdoğan’ı “boş
tehditler savurmakla suçlamış, Suriye’ye daha etkin tavır alınmasını”
istemişti…
Ortada düşen bir uçak ve kayıp iki pilotumuz vardı…
***
Önce kayıp pilotların “postalları” ve “kask”ları bulundu…
Hiç kimse bu “postal”ların nasıl ayaklarından çıktığını
sormadı…
Hiç kimse bu “kask”ların nasıl başlarından çıktığını
sormadı…
Sonra, uçağın parçalarına ulaşıldı…
Sonra da, pilotların cansız bedenlerine…
***
Türkiye, büyük iddialı laflar ediyordu…
Türkiye, Suriye’ye karşı savaş kışkırtıcılığı yapıyordu…
Suriye, “uluslararası sularda” uçağımızı düşürmüştü…
İddiamız buydu…
Ancak, “ilginç” olan ne Amerika ne de İsrail’in bu konuda
hiç konuşmamasıydı…
Uçan kuşa bile bölgede izleyen Amerika ve İsrail Suriye
konusunda tamamen “sessiz” kaldı…
***
Önce, uçağımızın uluslararası sularda değil, Suriye hava
sahasında düştüğü belli oldu…
Sonra, uçağımızın Suriye’nin iddia ettiği gibi “uçaksavar”la
düşürülmediği ortaya çıktı…
Ama, daha önemlisi en son genel kurmay bir rapor yayınladı,
“uçağımıza isabet eden hiçbir şeye” rastlanmamıştı…
Kısacası, hiçbir “silahlı” saldırı sonucu uçağımız
düşürülmemişti…
Ve en önemlisi, uçağın düşürülmesinde-düşmesinde Suriye’nin
hiçbir rolü yoktu…
Böylece Amerika ve İsrail’in neden “suskun” olduğu da belli
olmuştu…
Çünkü, Amerika’da İsrail’de uçağın Suriye tarafından
düşürülmediğini biliyordu…
Ama bu “bilgi” Türkiye’den “saklan”dı…
Amaç, Türkiye’nin “gaza gelip” Suriye’ye savaş açmasıydı…
Ama olmadı…
Oldurulamadı…
***
Peki, yine ilk güne dönüp soralım…
O uçağa Suriye’ye gitme emrini kim verdi?
O uçağın Suriye’de ne işi vardı?
Hangi görevle o uçuş yapılmıştı…
O uçağımıza ne oldu?
Düştü mü, Düşürüldü mü?
Düştü ise neden?
Düşürüldü ise kim?
***
Sahi, siz iki Türk savaş pilotunun uçağın
düşmesi-düşürülmesi sonucu öldüğünü hatırlıyor musunuz?
Sahi, siz bir Türk savaş uçağı enkazının Suriye’de denize
gömüldüğünü hatırlıyormusunuz…
Sahi, siz Türkiye’de muhalefet var mı zannediyorsunuz…
Yoksa, Türkiye’de muhalefet mi Suriye’de düştü, düşürüldü…
Denizin dibinde, enkaz olarak mı yatıyor?
İmambakır Üküş
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları