loading
close
SON DAKİKALAR

Sarıgül ve Gezi Direnişi

İmambakır Üküş
Tarih: 27.06.2013
Köşe: @imambakirukus
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

İmambakır Üküş; Mustafa Sarıgül, ''Taksim Dayanışması''nın çağrısıyla yapıla görkemli Pazar mitinginde aynı zamanda ''eyleme son'' çağrısı yapılması için çok çalıştı...

Gezi direnişi Türkiye'yi sarsmaya devam ediyor...

Türkiye, gezi direnişiyle birlikte yeni döneme girdi...
 
Artık her şey gezi direnişin önce ve gezi direnişinden sonra diye ayrılacak...
 
Çünkü, Taksim gezi direnişi Türkiye'nin tüm paradigmaları alt-üst etti...
 
 
***
 
Gezi direnişi aynı zamanda bir Turnusol görevi görüyor...
 
Gezi direnişine bakış açısı da çok önemli...
 
Gezi direnişi karşısında insanların ve kurumların aldığı tavır da çok önemli...
 
Direnişin içinde olmak, yanında olmak...
 
Direnişin karşısında olmak gibi...
 
 
***
 
Beklenmedik ve herkesin ama herkesin tüm ''plan''larını alt-üst eden bir direniş, gezi direnişi...
 
Hala, eski ''kalıp'' ve ''şablon''larla direnişi anlamaya çalışanların, sonuçsuzluklarının nedeni bu...
 
Hiç bir şekilde, hiç bir ''kalıp'' ve ''şablon''a sığmayan bu direnişi anlamak için önce bütün ön yargılardan ve hazır formüllerinizden vazgeçmeniz gerekiyor...
 
Yoksa ya tam karşısında, düşman bir tavır alısınız...
 
Tıpkı, AKP'nin yaptığı gibi...
 
Ya da ''şaşkınlık'' ve ''hayranlık'' içinde ''dışarıdan'' bir ''izleyici'' gibi ''alkış'' tutarsınız...
 
 
***
 
Taksim gezi direnişi politik ve sosyolojik yanıyla öne çıktı...
 
Ama, her büyük ve etkileyici kitle eyleminde olduğu gibi ''popüler'' ve ''magazin'' yanıda epey yankı buldu...
 
Kimisi iktidara yaranmak için karşıt söylemler geliştirdi...
 
Kimisi yükselen dalgadan ve ''popüler'' rüzgardan faydalanmak için çaba gösterdi...
 
Hangi ''sanatçı'' ne dedi...
 
Kim ''Gezi''ye geldi...
 
Kim gelmedi...
 
Özellikle popüler sosyal medya sayesinde bunları an be an izleme imkanımız oldu...
 
 
***
 
Haliyle böyle ''popüler'' ve ''şenlikli'' ortamı kaçırmayacağı düşünülen Mustafa Sarıgül neden hiç bir ''atraksiyon'' yapmadı...
 
Ya da yapamadı...
 
Hatta, sosyal medyada Mustafa Sarıgül kayıp ilanları verildi...
 
Gerçekten de ''Düğün evinin tefcisi, cenaze evinin yascısı'' lakabını hakkıyla veren ve hakkında bu konu da kitaplar yazılan Mustafa Sarıgül'ün ''ortada'' olmaması hem şaşırtıcı hem de kuşku vericiydi...
 
Bu o kadar yankı verdi ki, Mustafa Sarıgül bir ''fotoğraf''la Taksim'e geldiğini duyurmak zorunda kaldı...
 
Ama ne yazık ki, yayınlanan büyük ihtimalle ''montaj'' o ''fotoğrafta'' bir ''sorun'' vardı...
 
O da, tarihti...
 
Yayınlanan fotoğrafta Taksim'de ''gaz'' değil, ''şenlik'' vardı...
 
 
***
 
Peki, Sarıgül Taksim'e hiç gelmedi mi?
 
Peki Sarıgül hiç gezi direnişiyle ilgilenmedi mi? 
 
Sarıgül, neden ''meydan''lara çıkmadı ya da çıkamadı...
 
Sarıgül, bu kadar ''kamera'' varken neden hiç ''şov'' yapamadı?
 
 
***
 
AKP'nin ama özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Taksim gezi direnişine düşmanca bakışı varken, Sarıgül Gezi direnişini sahiplenebilir mi?
 
Başbakan Tayyip Erdoğan, gezi direnişiyle ilgisi olduğunu varsaydığı herkesi ''tehdit'' ederken Mustafa Sarıgül Taksim Gezi Direnişini sahiplenmesi ve destek açıklamaları yapması mümkün mü?
 
Tabii ki değil...
 
Mustafa Sarıgül'de bir çok ''salon'' ve ''tatlı su'' siyasetçisi gibi, ortalıkta görünmemeyi seçti...
 
Keşke, onunla sınırlı kalsaydı...
 
Keşke, kaçtığı ve saklandığı deliklerden hiç çıkmasaydı...
 
Ama Sarıgül bu hiç durur mu?
 
Mutlaka büyük ve popüler eylemden kendisine bir ''post'' çıkarmalıydı...
 
Sanılanın aksine Mustafa Sarıgül, Taksim Gezi Direnişiyle çok ''ilgilendi''...
 
Hem de çok...
 
 
***
 
Mustafa Sarıgül, Taksim'e iki kez geldi.
 
O fotoğraf ''montaj''lı olabilir...
 
Ama Mustafa Sarıgül iki kez Taksim Meydanına geldi...
 
31 Mayıs'ta sabah saldırısından sonra CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Taksim Meydanında İstanbul'daki 12 CHP'li belediye başkanıyla saldırıları protesto için saat 13:00'te basın toplantısı düzenlemem kararı aldı ve duyurusu yapıldı...
 
Taksim Meydanında ''The Marmara'' oteli karşısında yapılmak istenen basın açıklamasına polis müdahale etti...
 
CHP Genel Başkan Yardımcıları Erdoğan Toprak, CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, milletvekilleri ve belediye başkanları, İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ve İl yöneticilerinin de olduğu topluluk biber gazı ve tazyikli suyla dağıtıldı...
 
Daha sonra yine aynı yerde CHP'liler buluşmaya devam etti, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve bir çok yurttaşla eyleme süreç içinde katıldı...
 
31 Mayıs'ta polisin halka karşı nasıl şiddet uygulandığını hep beraber yaşayarak gördük...
 
İşte Mustafa Sarıgül, akşam saatlerinde yanında bir grup Şişli Belediye çalışanları ve yöneticileriyle alana geldi...
 
Tam onlar alana geldiklerinde polis yeni bir saldırıya daha başlamıştı...
 
O gazdan etkilenen Mustafa Sarıgül ve yanındakiler hızla ''The Marmara'' oteline geçtiler...
 
Otelin 20. katında onlara ayrılmış yerde kaldılar...
 
Yine aynı otelin katında ''bazı'' CHP'liler de kalıyordu...
 
Sonra, 1 Haziran'da meydan polis çekildikten bir kaç saat sonra yine etrafta Şişli'den bir grupla alana geldi...
 
Göstericilerin kimi tepkisi üzerine de alandan hızla çıktı...
 
Bu kadar mı?
 
Keşke bu kadar olsa...
 
Keşke bununla sınırlı kalsa...
 
 
***
 
Ne olduysa o 31 Mayıs otel buluşmasında veya karşılaşmasında oldu...
 
Mustafa Sarıgül, hiç orta da görünmeden de direnişi etkileyebileceğini düşündü...
 
Ya da ''Kadir abisi'' ona düşündürdü...
 
Mustafa Sarıgül, o gün orada karşılaştığı/konuştuğu kişilere ''direnişe her türlü katkıyı vermeye hazır olduğunu'' söyledi...
 
Yine o zaman diliminde arada olan kimi CHP yöneticileri de Sarıgül'ün bu girişimine destek ve onay verdiler...
 
Ve böylece Mustafa Sarıgül, bir ''şekilde'' direnişle ''irtibatlı'' olmuş oldu...
 
Ancak, kısa sürede ''kazın ayağı''nın hiçte öyle olmadığı görüldü...
 
Sarıgül'ün direnişle ''ilgisi'' direnişe destek için değil, direnişin bir an önce bitirilmesi için olduğu anlaşıldı...
 
Mustafa Sarıgül, ''Kadir abisi''ne veya bizzat Başbakan Erdoğan'a ''merak etmeyin' ben hallederim'' mi dedi acaba?
 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın açıklamalarından sonra Mustafa Sarıgül'de ''mesaj alındı, artık bitirmek gerek'' diyordu...
 
Mustafa Sarıgül, ''Taksim Dayanışması''nın çağrısıyla yapıla görkemli Pazar mitinginde aynı zamanda ''eyleme son'' çağrısı yapılması için çok çalıştı...
 
Ama sonuç vermedi...
 
Halk, sokaklara kimsenin çağrısıyla çıkmadı ki, ''biri''lerinin çağrısıyla ''eyleme son'' versin...
 
Halkın sokaklara çıkmasına neden olan meşru ve demokratik talepleri vardı...
 
Ve halk halen o taleplerin arkasında...
 
Ve hala o taleplerin için mücadele ediyor...
 
 
***
 
Mustafa Sarıgül, direnişi ''bitiren adam'' olmak istedi ama olamadı...
 
O ''büyük uzlaştırıcı''ve ''hoşgörü'' ustası olduğunu göstermek istedi ama olmadı...
 
''Kadir abisi'nden Başbakan ve ''hocaefendi''den büyük ''aferin'' almak istedi ama olmadı...
 
Direniş eylem sana göre iş'ler değil Mustafa Sarıgül..
 
Sen giz mezarlık yanlarına ''kule''ler dik...
 
Gördüğün her yeşil alanı ''imar''a aç...
 
Okul ve spor alanlarını ''rezidans'lar dik...
 
Sen git, ''''ine, gücüne bak...
 
Bu ''''ler sana göre değil Mustafa Sarıgül...
 
Bak az daha eziliyordun...
 
Orada ki ''çevik kuvvet'' nereden tanısın seni...
 
Bak ''gaz''ın ortasında kaldın...
 
Sen git ''iş'lerine bak...
 
Taksim Meydanı san göre değil...
 
Sen git Nişantaşı'na sosyeteyle açılışlar yap ''partiler'' yap...
 
Ne meydan ne de bizim partilerimiz sana göre değil...
 
Senin Nişantaşı partilerinde ''şampanya'' patlar...
 
Bizim meydan partilerimizde biber gazı ve ses bombası...
 
Bu "'ler sana göre Mustafa Sarıgül...
 
Bak demedi deme...
 
Bu kadar ''para'' ve ''imar rantı'' gözünü çıkarmadı...
 
Bu biber gazı fişekleri ''gözünü'' çıkarır...
 
Benden söylemesi...
 
 
***
 
Bırak git artık Mustafa Sarıgül...
 
Düş yakamızdan...
 
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları