Şeker Fabrikaları; Tokat ve CHP

***

Türkiye'de tarımdaki neo-liberal politikaların tarımı nasıl çökerttiği bir çok yönüyle ortaya konuldu...

Tokat'ı ayakta tutan tütün fabrikalarının özelleştirme kapsamında kapanmasının sonuçları tartışıldı...

Aynı şekilde Turhal'ı ve Tokat'ı yakından ilgilendiren Turhal Şeker Fabrikasının geleceği de tartışıldı...

Turhal Şeker Fabrikasındaki üretimin düşüşü ve çalışan sayısının azalışının Turhal'a ve Tokat'a etkisi ortaya konuldu...

***

Tütün fabrikalarının kapatılması ve tütün üretiminin ortadan kalkmasından sonra Tokat'ın yaşadıklarında görünenler Turhal Şeker Fabrikasının kapatılmasında Turhal'ın da başına gelecekleri gösteriyor...

Turhal Şeker Fabrikasını özelleştiremeyen veya kapatamayan AKP Turhal Şeker Fabrikasının kendi kendine kapanmasını öngörüyor...

AKP; özelleştirilemeyen veya kapatılmayan bütün şeker fabrikalarını bir anlamda ölüme terk etmiş durumda...

Şeker fabrikalarının hiç bir şekilde yenilenmesine izin verilmediği gibi yeni işe alımlar da söz konusu değil...

***

Şeker fabrikalarının tümünde çalışanların yenilenmemesi sonucu; çalışanların büyük çoğunluğu emeklilik sınırında...

Emekli olanların yerine de yenisi alınmıyor...

Şeker fabrikalarında yeni yetişen bir kuşak artık söz konusu değil...

Mevcut çalışanların emekliliğinden sonra ne olacağı merak konusu...

***

Şeker fabrikalarını yalnızca bir "fabrika" olarak düşünmemek gerekiyor...

Şeker fabrikaları aynı zamanda Cumhuriyet'in yeni Türkiye'sinin rol modelleri...

Her şeker fabrikası; eğitim ve aydınlanma merkezi olarak düşünülmüş...

Şeker fabrikaları: okulları, tiyatroları, gazinoları ve sinemalarıyla şehrin yaşam merkezi olmuş...

***

Piyasacı politikaların kaderine terk edilen Türkiye tarımının acı sonuçlarını şimdi hep birlikte görüyoruz...

Kapanan ve özelleştirilen her fabrika aynı zamanda bir Cumhuriyet değerinin yok oluşu de demek oldu...

Tütün, deri-kundura, Sümerbank ve şeker fabrikalarının kapanışının sosyal, toplumsal ve kültürel etkilerini de hep birlikte düşünmek ve sorgulamak gerekiyor...

***

AKP; işçiye ve köylüye düşman politikalar uygulamasına rağmen yine de işçilerden ve köylülerden en fazla oy alan bir parti...

Turhal Şeker Fabrikasında çalışan bir taşeron işçisi şikayetini ve talebini ilettiğinde Kılıçdaroğlu çarpıcı bir açıklama yaptı: "AKP'den şikayet ediyorsunuz ama yine de gidip oyunuzu ona veriyorsunuz" dedi...

Gerçekten de AKP'nin piyasacı, neo liberal politikaları sonucu büyük "yıkım" yaşayan kentler AKP'ye en yüksek oranda oy veren yerler...

CHP başta olmak üzere tüm toplumsal muhalefetin bunu çok iyi bir şekilde sorgulaması gerekiyor...

***

CHP tarımda yabancı tekellere karşı çiftçinin ve üreticinin yanında olmalı...

Çiftçinin ve üreticinin taleplerine karşı çiftçinin taleplerine sahip çıkmalı...

Ama en başta tarımda piyasacı ve neo liberalizme karşı tavrını açık ve net olarak ortaya koymalıdır...

Tarımda liberalizmin sembolü olan Kemal Derviş'le ilişkilerini CHP yeniden gözden geçirmelidir...

***

CHP'nin düzenlediği panelin sonuç bölümüne katılan Kılıçdaroğlu, aynı zamanda panelin kapanış konuşmasını yaptı...

Panel sonrası STK temsilcileri, panelistler ve CHP İl ve ilçe örgütleri temsilcilerinin katılımıyla yapılan yemeğe katıldı Kemal Kılıçdaroğlu...

Turhal'daki etkinliğe CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP PM Üyesi Orhan Sarıbal, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, Sivas Milletvekili Ali Akyıldız ve Tokat Milletvekili Kadim Durmaz ve Amasya İl Başkanı Reşat Karagöz katıldı...

***

27 Eylül'deKİ panelden sonra 28 Eylül'de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bölgedeki şeker pancarı üreticilerine seslendi...

Kılıçdaroğlu'nun yaptığı konuşma oldukça etkili ve CHP'nin tarım politikaları açısından bir dönüm noktasıydı...

Özellikle Kılıçdaroğlu'nun şeker fabrikası ziyaretinde Şeker-İş Sendikasına yaptığı çağrıyı toplantıda dile getirmesi oldukça önemliydi...

Kılıçdaroğlu; bütün Türkiye'de nişasta bazlı yapılan bütün ürünleri boykot etmeye herkesi davet etti...