Sendikalar İdam Sehpasında
İmambakır Üküş; Görünen o ki, nasıl işçi sınıfının haklarına sahip çıkmadılarsa, kendi varlıklarına sahip çıkamıyor; çıkamayacaklar…
İşçi sınıfının ekonomik demokratik haklarını temsilcisi olması gereken sendikalar, günümüzde bu özelliklerini çok yitirmiş durumda…
İşçi sınıfının hak ve özgürlükleri için mücadele etmesi gereken sendikalar, kendi varlıklarını koruma derdine düşmüş durumda…
Görünen o ki, nasıl işçi sınıfının haklarına sahip çıkmadılarsa, kendi varlıklarına sahip çıkamıyor; çıkamayacaklar…
12 Eylül faşizminin hedefinde işçi sınıfı ve örgütleri vardı…
Cuntacılar, gelir gelmez önce grevde olan işyerlerinde grevleri kaldırdılar…
Sonra sendikaların faaliyetleri durdurdular…
Toplu sözleşme ve sendikalaşma haklarını “askıya” aldılar…
DİSK’e ve bağlı sendikalara dava açtılar…
Binlerce işçi önderini tutukladılar, işten attırdılar…
Teslim ol çağrılarına direnen Deri –iş genel başkanı Kenan Budak’ı sokak ortasında infaz ettiler…
***
Tekelci sermayenin talepleri doğrultusunda Anayasa ve bağlı yasaları hazırlayan 12 Eylül faşizmi, yeni dönemde de işçi sınıfının mücadele ve örgütlenmesini engellemeyi hedefliyordu…
Yeni sendikalar kurmayı fiilen yasaklayan-engelleyen maddelerle doluydu…
(O zaman sıkı yönetim şartlarında, üç kişinin bir araya gelmesi yasaktı…
İlk kurulan bağımsız sendika LASPETKİM-İş hakkında ilk soruşturma, sendikanın kurucusu 7 kişinin “izinsiz” olarak bir araya gelip sendika kurmasıyla ilgiliydi…
Sendikanın Avukatı ve o dönem her şeyi Av. Kadri Markoç, sıkıyönetim adli müşavirliğine verdiği savunmada “bu yedi kişi hiçbir araya gelmedi… Ben avukat olarak hazırlanan tüzüğü, her kişiye tek tek imzalattım. Kimse, bir araya gelmemiştir” demişti…)
Sendikaların örgütlenmesinin önüne işkolu barajı konmuş; bir işkolunda toplu sözleşme imzalamak için o işkolunda sigortalı işçilerin %10’unu üye yapma şartı getirilmiştir…
Bununla yetinilmemiş, aynı zaman işyerinde çalışanlarında %51’ini üye yapma şartı konmuştu…
Üyelik ve istifa için noter şartı getirilerek üyelik zorlaştırılmıştır…
Ayrıca, üye olan kişinin üyeliği anında noterden işverene bildirilmesi sağlanmış, böylece işçi sendikalaştığını kendisi işverene kendisi ihbar eder duruma getirilmiştir…
Bununla yetinilmemiş, işyeri yetki tespiti çalışma bakanlığının insafına bırakılmıştır…
Yeni dönemde yeni sendikalar kurulmasın diye başkaca de tedbirler yasalaştırılmıştır…
Sendika kuruculuğu ve yöneticiliği için bilfiil bir yıl kesintisiz o işkolunda çalışma zorunluğu getirilmiştir ki, o dönem zaten ilerici veya öncü işçiler bir yıl kesintisiz hiçbir işyerinde çalışamıyordu…
Ayrıca Sendika yönetici olmak içinde 10 yıllık işçilik şartı konmuş, genç işçilerin sendika yöneticisi olması engellenmiştir…
***
Sendikal yasaklara karşı, mücadele, işçi sınıfının hakları ve özgürlükleri için ön koşuldur…
Ancak sendikalar bu yasaklarla mücadele yerine bu yasaklardan beslenme yolunu seçmiştir…
O günlerde belki işe yarayan bu tavırlar, bugün bütün sendikaların yok oluşuna giden yolu açmıştır…
***
Sağlıksız ve keyfi olarak belirlenen ve hangi işkolunda kimin yetkili sendika olduğunu belirleyen işkolu barajı istatistikleri epeydir yayınlanmıyordu…
Çünkü gerçek olarak yayınlanırsa hiçbir sendika işkolu barajını geçemez…
Toplu sözleşme imzalayamaz…
Çalışma bakanlığı bilinçli bir şekilde, bütün sendikaların boynuna yağlı ilmeği geçirmiş, hangisinin taburesine tekme atacağı keyfini kendine saklamıştır…
Bütün sendikaların başında sallanan bu kılıç, bakanlığın elinde güçlü bir tehdide dönüşmüş durumda…
***
Yıllardır mücadeleyi büyütmek, sendikal hak ve özgürlükler için mücadele yerine, kendi koltuklarını korumayı seçen sendika bürokrasisi, artık yolun sonuna gelmiştir…
Özelleştirmeler, taşeronlaştırma ve sendikasızlaştırmayla zaten yeterince küçülen sendikalar, bugün varlık-yoklukla karşı karşıya…
***
İLO sözleşmelerine imza atmasına ve Avrupa’da yüzlerce kez söz vermesine rağmen Türkiye, Sendikal mücadele ve örgütlenme önündeki engelleri kaldırmamıştır…
Bunun suç ortakları da ne yazık ki bizzat sendikaların kendisidir…
Sendikalarda ki egemenliklerini koruma adına yaptıkları bu işbirliği, bugün bütün sendikaların kapısına kilit vurma noktasına getirmiştir…
***
Artık mevcut sendikal anlayış ve yapıların; kadroların işçi sınıfına verebileceği hiçbir şey kalmamıştır…
İmambakır Üküş
istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları