İmambakır Üküş; CHP, ideolojik ve politik çizgisini ''net''leştirme ihtiyacı kadar; bu ''inançsız kadro''lardan kurtulma ihtiyacıyla da karşı karşıyadır…
CHP’de çok uzun bir süredir “yapısal” sorunlar var…
Kuruluşun ve Kurtuluşun partisi CHP; kendi içinde zamana yayılan bir “evrim” geçirdi…
Kuruluş ve kurtuluş günlerinin partisi olan CHP’nin kökleri aslında daha eskilere dayanır…
***
CHP’deki ilk “yapısal” dönüşüm “1959’da ilk hedefler Beyannamesi’yle ortaya kondu…
Bu “değişim” ve “yenilenme” sürecini 1965’te CHP genel başkanı İsmet İnönü CHP’nin çizgisi “ortanın solunda” olduğu şeklinde tanımlamıştır…
“Değişim” ve “yenilenme” süreci devam etmiş dahi sonra Bülent Ecevit’in genel başkanlığında CHP siyasal çizgisini “demokratik sol” veya “sosyal demokrat” tanımlamıştır…
***
SODEP ve SHP süreçlerinin sonunda yenilmiş ve yıpranmış olan hareket zorunlu olarak yeniden açılan Deniz Baykal liderliğindeki CHP’ye katılmak durumunda kalmıştır…
Yaşanan olumsuz süreçler nedeniyle CHP, bu durumdan kurtulmak için çeşitli “arayış”lar içinde olmuştur…
“Yeni sol”dan, “Anadolu Sol”una, Tony Blair’in “üçüncü yol”una kadar çeşitli “yol”lar denenmiş ama her deneme başarısızlıkla sonuçlanmıştır…
***
CHP’nin yaşadığı ideolojik ve politik savrulmalar, CHP’nin örgütsel yapısını da “zaaf”a uğratmıştır…
Her “kırılma” döneminde bir kısım kadrolar CHP’den koparken bir kısım “kimliksiz-renksiz” isimlerde CHP’ye doluşmaya başlamıştır…
Süreç içinde aslında CHP’nin “ideolojik”, “politik” ve “örgütsel” omurgası kırılmıştır…
***
Özellikle yeniden “ayrışma” süreci ve CHP’de Erdal İnönü ve Murat Karayalçın öncülüğünde istifa eden binlerce insan CHP’nin yaşadığı bu “savrulmaları” daha da derinleştirmiştir…
“İdeolojik” ve “politik” olarak yaşanan “savrulma”ları, bu “ayrılış” sonrası gelen “CHP’li olmayan” kadrolar CHP’yi bir “dönüşüme” zorlamıştır…
Artık CHP köklerinden kopmaya; çözümü “merkez sağ”dan ve “liberal”lerde arar hale gelmiştir…
***
CHP’de yaşanan ve ideolojik ve politik savrulmalar sonucu ilk defa CHP’nin “ideolojik eksenli seçmeni” başka partilere de “oy” verir hale gelmiştir…
CHP’li seçmende de “oy geçişkenliği” yaşanmaya başlamıştır…
CHP’li seçmen ANAP’a da DSP’ye de, MHP’ye de “oy” verir hale gelmiştir…
***
Son iki seçimde; 2011 Haziran ve 2015 Haziran seçimlerinde ise CHP bir “siyasi Kızılay” ve “ilk yardım” partisi haline gelmiştir…
2011’de MHP’ye yönelik “kaset operasyonları” nedeniyle “MHP’yi baraj aştırmak” için CHP’li seçmen MHP’ye “oy” vermiştir…
2015’te ise bu yine CHP’li seçmenin “HDP’yi baraj aştırmak” için HDP’ye “oy” vermiştir…
***
CHP; ne yazık ki MHP’ye ve, HDP’ye karşı “net” bir “duruş”; net bir “tavır” geliştirememiştir…
Bu nedenle 2015 seçimlerinde CHP hem MHP’ye hem de HDP’ye “oy” kaybetmiştir…
Çok çeşitli nedenlerle CHP seçmenlerinin bir bölümü MHP’ye bir bölümü HDP’ye oy vermiştir…
İşin daha kötüsü ise, CHP yönetimi bu “oy kayışını” görmesine rağmen “bir şey” yapmamasıdır…
***
CHP’nin bu durumunun birçok nedeni var…
Ama çok önemli nedenlerden birisi ise yönetimden sade üyesine hiç kimsenin CHP’nin birinci parti olacağına; iktidar olacağına inanmamasıdır…
CHP, ideolojik ve politik çizgisini “net”leştirme ihtiyacı kadar; bu “inançsız kadro”lardan kurtulma ihtiyacıyla da karşı karşıyadır…
***
CHP; siyasi bir Kızılay değildir…
CHP; bir “ilk yardım” kuruluşu değildir…
CHP; hedefini ve amacını tek başına iktidar olarak somutlamak zorundadır…
CHP; CHP’ye inanmayanlarla kopuşmak zorundadır…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel yayın Yönetmeni