SODEV Kongresi Üzerine
İmambakır Üküş yazdı, ''Dün Deniz Baykal CHP’sinde “gizlenen” bir özellik olan SODEV’lilik şimdi önemli bir 'kartvizit' olmuştu''…
SODEV’in 19. Kongresi yapıldı…
Türkiye gibi bir ülkede “sosyal demokrat” bir “düşünce”
kuruluşuna 20 yıla yakın ayakta durması çok önemli…
Bu nedenle SODEV’in bugüne gelmesinde “emeği” geçenleri
kutlamak gerek…
***
SODEV önemli bir boşluğu dolduruyor…
Özellikle “Sosyal Demokrasi Okulu” ve “Yerel yönetimler
okulu”yla “Sosyal demokrat” – “Sol” düşüncenin yaygınlaşmasına önemli bir katkı
sunuyor…
Hele CHP’nin bile bu konuları yeni gündemine aldığını
bilirseniz SODEV’in yaptıklarının önemini daha iyi anlarsınız…
***
SODEV Sol’un çeşitli kesimleriyle ilişki kurmada veya
herkesi ortaklaştırma da da önemli bir yere sahiptir…
Özellikle Irak’ın işgalinden sonra ki Savaş karşıtı
buluşmalarda SODEV’in önemli bir “kolaylaştırıcı” rolü olmuştur…
SODEV; Sosyalistlerden Kürt hareketine kadar çok çeşitli
kesimlerle iletişim içinde olan ve bütünleştirici bir rolü hep hakkıyla
yerine getirdi…
***
Ancak, herkesin sandığı gibi SODEV yekpare bir örgüt
değildir…
Kurucuları ve üyeleri arasında çok çeşitli eğilimlerden
insanlar vardır…
Her ne kadar Ercan Karakaş ismiyle özdeşleşmiş gibi olsa da,
SODEV içinde farklılıkları barındıran bir örgüttür…
İçinde sosyalistler olduğu gibi bugün AKP saflarında olan
“eski sosyal demokrat”lar da vardır…
***
Yakın zamanda CHP içinde siyaset yapan veya özellikle bir
“ikbal” bekleyenler için SODEV önemli bir “adres” oldu…
Nebil İlseven ve ardından Oğuz Kaan Salıcı gibi
SODEV’lilerin İstanbul il başkanı olmaları ve Ercan Karakaş’ın CHP Parti Meclisi
üyesi olması SODEV’e olan “ilgi”yi arttırdı…
Dün Deniz Baykal CHP’sinde “gizlenen” bir özellik olan SODEV’lilik
şimdi önemli bir “kartvizit” olmuştu…
Bu nedenle SODEV’in kapısından yıllardır adım atmayanlar
veya hiçbir etkinliğine katılmayanlar birden bire SODEV’e bir zamanlar üye
olduklarını hatırladılar…
Bu kongrede bunların bazılarının ”resmi geçidi”ni izledik…
***
Zeynel Öztürk ismini biliyor musunuz bilmiyorum…
Hani o Deniz Baykal CHP’sine ağıza alınmayacak laflar
söyleyip, bir Mehmet Sevigen “operasyon”uyla CHP’li Kağıthane belediye başkan
adayı olan ve her şeyi unutan kişi…
Hani o ağzından “ön seçim” ve “parti içi demokrasi” lafları
düşmeyip hayatında hiç bunların yanından geçmeyen kişi…
Har yere aday…
Belediye başkanlığı olmadı milletvekilliğine aday…
Orasıda mı olmadı…
İlçe başkanlığına aday…
Adaylık olsun da neresi olduğu önemli değil, Zeynel Öztürk
hazır ve nazır…
***
SODEV’in kongresine “katıldı”…
Ama “uçağı kaçırmasaydı” katılmayacaktı…
Bu nasıl saygısız bir ifade…
Bu nasıl kendini bilmezlik…
“Uçağı kaçırınca” arkadaşın başkada işi yok, bari geleyim
SODEV kongresinde nutuk atayım diyor…
Ve SODEV yönetimini eleştiriyor…
Herkesin olduğu gibi Zeynel Öztürk’ünde eleştiri hakkı var…
Ama, nedense hiç kimse çıkıp Zeynel Öztürk’e şunu demiyor…
“Daha önceleri nerelerdeydin” diye…
Acaba, Zeynel Öztürk kaç yıldır SODEV’in kapısından içeri
adımını atmamış…
***
Ben Zeynel Öztürk’ü genel seçimler öncesi SODEV’le birlikte “ön
seçim istiyoruz” konulu basın açıklaması öncesi tanıdım…
Gürsel Tekin salonda olanların fotoğraflarını çekiyor
denince otelin kafesinden salona girmeye cesaret edemeyen bir kişi olarak
biliyorum…
Dün daha komiğini gördüm…
Zeynel Öztürk bundan sonra SODEV kongrelerinde seçimin “çarşaf
liste”yle olmasını istedi…
Halbuki Zeynel Öztürk bir ay önceki Kağıthane ilçe
kongresinde “çarşaf liste” olmasın diyen bir kişiydi…
***
Bu arada bizim yayının isminin Zeynel Öztürk’ün bu kadar
aklını alabileceğini tahmin etmemiştim…
Şimdi emrine amade olmaya çalıştığı CHP içindeki birilerine
yaranmak için SODEV ve istanbulgercegi.com işbirliğine karşı bir şey söylemek
istedi…
Ama bir türlü “İstanbul Gerçeği” diyemedi…
Dili tutuldu…
Salondan destek istedi…
Ancak salonun katkısıyla ve salondan gelen “İstanbul Gerçeği”
açıklamasıyla telaffuz edebildi…
Öyledir…
Her isim her ağıza yakışmaz…
***
Başkan olayımda ne olursa olsun diye yola çıkanlardan Zeynel
Öztürk, dün kendisine en ağır ve ağıza gelmeyecek lafları söyleyenlerin
ittifakıyla “zoraki” ilçe başkanı oldu…
Onu seçen gruplar birbirlerine güvenmedikleri için Kağıthane
ilçesinde “sıfır” durumda olan Zeynel Öztürk’ü “emanet”en seçtiler…
Bakalım bu emanet kaç gün onda kalacak…
Kendi yazdığı meclis üyeleri bugün AKP’ye MHP’ye geçen
Zeynel Öztürk’ün yeni dönemde ne yapacağını hep birlikte göreceğiz…
***
Birkaç sözde Ercan Karakaş’a…
Ercan Karakaş, SODEV’in kurucu başkanı ve Onursal genel
başkanı…
Hatta SODEV büyük ölçüde onunla birlikte anılıyor…
Yılların siyasetçisi…
İki dönem milletvekilliği yapmış…
İl başkanlığı yapmış…
Bakanlık yapmış…
1945 doğumlu…
68 yaşında…
Artık siyasette kişisel bir beklentiden çok siyasete vermesi
gerekenler olması gerektiği noktasında olması lazım…
Ancak SODEV kongresinde ki konuşması dramatik hem de hazindi…
Kendisiyle birlikte mücadele eden SODEV yönetimine sahip
çıkmak yerine eleştirenlere “şirin gözükme” tavrına girdi…
Baştan sona haksız olan ve tümüyle kişisel olan eleştirilere
karşı SODEV yönetimine sahip çıkması gerekirken oda kervana katıldı…
O çok konuşup eleştiri yapanlara “kaç yıldır neredeydiniz”
bile demedi…
Tam tersine “uzlaşma” görüşmeleri yaptı…
Kongrede de SODEV yönetimine yönelik eleştirilerin hepsine
hak verdi…
Daha hazin ise bir kez bile yönetime “usulen” bile olsa teşekkür
etmedi…
***
SODEV ve istanbulgercegi.com yaptığı birçok etkinlik bizzat
Ercan Karakaş’ın önerisiyle ve diğerleri de birlikte konuşularak yapılmasına
rağmen Ercan Karakaş’ın her konuyu
konuşup bunlara sahip çıkmaması da bizim için "anlamlı”dır…
Siyaset, yaptıklarına sahip çıkanlarla yapılır…
En küçük bir eleştiride bile yaptıklarına sahip çıkamayanlarla
yapabilecek ve gidecek bir yol yok ne yazık ki…
***
SODEV’in yeni yöntemine ve Erol Kızılelma’ya başarılar
diliyorum…
Sol mücadelenin her türlü kahrını çekmiş ve bedelini ödeyen
Erol Kızılelma başkanlığında yeni yönetimin kongrenin ortaya çıkaracağı
gerçekliği kavrayacağını umuyorum…
Erol Kızılelma biliyorsunuz “denizci”dir…
12 Mart faşizminin ordudan attığı yurtsever
subaylarımızdandır…
‘Denizci’ler hem fırtınalı denizlere alışkın hem de
fırtınalı denizlere ‘aşıktır’lar…
Önemli olan fırtınalı denizlerde “kaptan”lık etmektir…
Yolunuz açık olsun…
İmambakır Üküş
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları