İmambakır Üküş; CHP’nin İstanbul ve İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayları da ''cemaate sahip çık'' kampanyasına dahil oldu…
Seçim sonrası beklenen CHP Parti Meclisi yapıldı…
Oldukça “Sert” geçmesi beklenen CHP Parti meclisi, pekte beklenen sonuçları vermedi…
Daha çok “kişisel” eleştiriler ve durumu kurtarmaya yönelik açıklamalar yapıldı…
Seçim sonuçlarına yönelik sistematik ve politik bir bütünlük içinde eleştiriler yapılamadı…
***
CHP, bu parti meclisinde “gerçek”le yüzleşemedi…
Seçimlerde yaşanan “yenilgi”yi doğru “analiz” edemedi…
Dolayısıyla da çözüm de üretilemedi…
Daha önemlisi CHP parti meclisi bitti…
Ama ortada bir “sonuç” bildirisi bile yok…
***
CHP kamuoyuna ve örgütlerine ne diyor?
Yapılan parti meclisinde neleri nasıl tartıştı…
Hangi sonuçlara ulaştı…
Kime ne açıklama yaptı…
***
CHP aday belirlemede yanlışlıklar yaptı deniyor…
Genel başkanda, parti meclisi üyesi de sokaktaki yurttaşta aynı şeyleri söylüyor…
Peki, CHP nerede “yanlış” aday belirledi…
Bu adaylar “nasıl” ve “kimler” tarafından belirlendi…
Bu adayları kimler önerdi?
Bunlar söylenmeden, bunlar açıklanmadan yapılan bütün konuşmalar sonuç itibarıyla “boş” konuşmalardır…
***
Hangi aday yanlıştı?
Nasıl aday yapıldı?
Kim o ismin “aday” olması için “ısrar” etti…
Bu soruların cevabı “net” olarak verilmesi gerekiyor…
Bu sorulara cevabı “açık” ve “net” cevap verilmeli ki halkta, örgütte kimden “hesap” soracağını bilsin…
***
Bu yerel seçimlerde “kampanya” yanlış temele oturtuldu…
CHP “gezi direnişi”nin açtığı “yol”dan ilerlemedi…
Tam tersine cemaatin 17 Aralık’ta “operasyon”unun izinden gitti…
Seçim kampanyasında cemaatin “argümanları”yla kendini neredeyse “sınırlı” tuttu…
“Tape siyaseti”ne teslim oldu…
***
Bu “tape siyaseti”ne teslimiyet toplumda “cemaat ve CHP işbirliği” yapıyor “algısı”nı güçlendirdi…
Özellikle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun; Cemaatin Ergenekon, Balyoz, OdaTV ve benzeri davalarını yürüten savcısı Zekeriya Öz’e sahip çıkması bu “algı”yı daha da güçlendirdi…
Kemal Kılıçdaroğlu, yalnızca Cemaatin savcısı Zekeriya Öz’e sahip çıkmakla kalmadı…
Cemaatin bir çok “kumpas”ta rolü olan “polis şefleri”ne de sahip çıktı…
Bırakın sahip çıkması, Zekeriya Öz ve polis şeflerini neredeyse “kahraman” ilan etti…
***
CHP’nin İstanbul ve İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayları da “cemaate sahip çık” kampanyasına dahil oldu…
Mustafa Sarıgül ve Aziz Kocaoğlu cemaate ve Fethullah Gülen’e sahip çıktı…
İki aday da Fethullah Gülen ve Cemaati öve öve bitiremediler…
Bunlara CHP İzmir il başkanı Ali Engin’de dahil...
Dershanelere sahip çıkan Sarıgül ve Kocaoğlu, “Türkçe olimpiyatları”nı da “biz yapacağız” açıklamalarını yaptı…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “basın danışmanı” Aydın Ayaydın cemaat temsilcilere CHP’de adayın kim olacağına dair güvenceler veriyordu…
“Cemaat işbirliği” algısı her yerde CHP aleyhine oldu…
CHP, bu “algı”yı kendisi yarattı…
Kendi yarattığı “algı”nın kurbanı oldu…
***
CHP parti meclisinde; en az çalışanlar en çok konuşanlar oldu…
Hiç kimse çıkıp “kendi durumunu” ortaya koyamadı…
Herkes “suç”u “dışarda” aradı…
Herkes “suç”u başkasına atma derdindeydi…
Kendi milletvekili olduğu ilde “sıfır” çekmiş isimler konuşuyor…
Herkes önce kendi milletvekili olduğu, siyaset yaptığı ilin hesabını vermeli…
***
İstanbul’da CHP “net” bir yenilgi almış…
39 ilçeden yalnızca birinde seçimleri kazanmış…
Peki, bunun sorumlusu yok mu?
Sarıgül’ü aday edenler…
İstanbul’u Sarıgül’e teslim edenler hesap vermeyecek mi?
İstanbul’da meclis üyeliğine eş-dost, akrabaları, kardeşlerini ve oğullarını yazdıran MYK üyeleri ve milletvekilleri hesap vermeyecek mi?
Tek işi Sarıgül’ün peşinde dolanmak olan İstanbul il başkanı ve il örgütü hesap vermeyecek mi?
***
CHP Kocaeli’nde “sıfır” çekmiş…
Bir tek ilçe bile kazanamamış…
Bunun hesabını kimse vermeyecek mi?
Senin eski Büyükşehir başkanın, senin eski milletvekilin bile büyükşehir değil de ilçelere aday olmak isterse sen Kocaeli’nde neyi kazanabilirsin…
Sen kendin bile Kocaeli’nde seçimi kazanamayacağına inanıyorsan seçmen sana niye inansın…
İşçi sınıfının kenti Kocaeli’nde CHP bir tek ilçede bile seçim kazanamıyor…
Peki, bunun bir nedeni yok mu?
Peki, bunun sorumluları yok mu?
***
CHP’nin Kahramanmaraş’ta bir milletvekili var…
Kahramanmaraş’ın ise 8 milletvekili var…
CHP, 2009’da Kahramanmaraş’ta 6 belde ve 2 ilçe başkanlığı kazanmıştı…
Kahramanmaraş Büyükşehir olunca 6 belde belediyesi kapandı…
2014’te ise CHP Pazarcık ilçesinde seçimleri kaybetti…
Bir tek Nurhak ilçesinde seçimleri kazandı…
CHP’nin Kahramanmaraş milletvekili ve parti meclisi üyesi Durdu Özpolat, seçimlerde Çankaya’da aday adayı oldu…
Tüm vaktini ve enerjisini Çankaya’da adaylık için harcadı…
Çankaya’da adaylık tartışması yerine Kahramanmaraş’ta CHP’nin durumunu tartışması daha doğru olmazmıydı…
Peki şimdi ‘’tartışılan’’ Çankaya’da ne olmuş?
CHP, Çankaya’da 2009’da %58,4 oy oranıyla 285.084 oy almış…
CHP, 2014’de Çankaya’da %64,8 oy oranıyla 387.658 oy almış…
AKP’nin oy oranı ise 2009 ve 2014’te aynı olmuş: %21…
***
CHP’nin en “net yenilgi aldığı illerden birisi de İzmir…
İzmir’de CHP bu seçimlerde 8 ilçede seçimleri kaybetti…
Ayrıca oy oranı da düştü…
Bu yenilgi de sorumluluğu olanlar istifa etmek yerine üstünü örtmeye çalışıyorlar…
Bir yandan İzmir’de “CHP başarılı oldu” yalanını söylüyorlar…
Bir diğer yanda ise başarısızlıklarına ‘’gerekçe’’ üretmeye çalışıyorlar…
İzmir’de yenilginin sorumluları hesap vermeli…
İzmir’i Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel “çete”sine teslim edenler hesap vermeli…
***
CHP’nin Adana’daki seçim çalışmalarını doğru değerlendirmelidir…
CHP, milletvekilleri Adana’da hangi partiye çalıştı?…
Hangi CHP genel başkan yardımcıları Adana’da MHP’ye çalıştı?…
Halk TV neden seçim kampanyası boyunca Adana’da MHP adayına destek verdi…
Zihni Aldırmaz ve Aytaç Durak’ı kimler CHP’den aday göstermek istedi…
Bunları aday gösterenler Adana’da kimi destekledi…
Zihni Aldırmaz ve Aytaç Durak’a MHP’ye tam destek verdi…
Peki, CHP’deki destekçileri kime destek oldu?
CHP genel başkanı bunu çok basit bir şekilde öğrenebilir…
Çağırırsınız CHP Adana il başkanı ve CHP Büyükşehir adayını…
Tüm gerçekleri açık ve net bir şekilde öğrenirsiniz…
***
CHP’de herkes yaptıklarının veya yapamadıklarının hesabını vermelidir…
Hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmamalıdır…
Örgütler çalışmadı deniyor…
Peki, neden…
Ve sorumlusu kim…
***
Sandık görevlilerinden “ıslak imza” alınmamış deniyor…
Peki, sorumlusu kim…
Sandıklarda yeterince parti görevlisi yokmuş…
Sandıklara yazılan isimler bile CHP’ye oy vermemiş…
Peki, sorumlusu kim?
***
Sorun “konuşmak” veya “ eleştirmek” değil…
Sorun sorumlulardan hesap sorabilmek ve hesap verebilmektir …
Bunun hesabı verilemezse…
Eğer kimse hesap sormazsa…
Her seçim aynı “sorun”lar yaşanmaya devam eder…
***
Şimdi hesap verme zamanı…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni