Standarta Uygun ‘’Alevi’’

İmambakır Üküş yazdı, ''Tartışmanın kaynağı ve başlatıcısı bizzat CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ydu''…

Hatırlarsanız CHP il kongreleri öncesi bir tartışma yaşanmıştı…

 

Tartışmanın kaynağı ve başlatıcısı bizzat CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ydu…

 

İstanbul, İzmir ve Ankara il kongresi öncesi CHP genel Başkanı Kılıçdaroğlu’yla görüşen herkesin söylediği ortak bir şey vardı: “genel başkan Alevi bir il başkanı istemiyor”…

 

İstanbul, İzmir ve Ankara için yapılan bütün “tarif”ler “Alevi” olmayan bir isim olmalı üzerinden gidiyordu…

 

***

 

CHP’de son zamanlarda çok sık konuşulan, tartışılan bir olgu “Alevi”lik…

 

İçerde, dışarda CHP’de “Alevi” etkinliği, hatta giderek “Alevi partisi” oldu gibi “algı” var…

 

“Cumhuriyet”i kuran ve “eşit yurttaşlık” hakkını Türkiye’ye getiren bir parti için çok “hazin” bir tartışma ve “algı” bu…

 

Hem de kendini “Sol” ve ya “demokrat” sayan bir partide insanların “etnik” veya “inanç”ı üzerinden bir siyaset sorgulaması kabul edilemez…

 

Kendi siyasi varlıklarını bazı “değerleri” istismar ederek sürdürmek isteyen bazı “yöneticiler” dışında bu “algı” gerçek değildir…

 

İşin ilginci, CHP’de “Alevi” hep var oldu…

 

Hem de çok etkin olarak var oldu…

 

Ayrıca, Deniz Baykal döneminde daha fazla “Alevi” kökenli insan parti yönetiminde ve milletvekili olurken, “Alevi”lerin en dışlandıkları dönemde bu dönem olmuştur…

 

“Alevi” yurttaşların siyaset yapma hakkı, Erdoğan Toprak ve Nihat Matkap tarafından sanki bloke edilmiş; onların varlığı dolayısıyla başka insanların siyaset hakkına ipotek koyulmuştur…

 

İşin en garip tarafı ise; CHP’de adları “Alevilik”le anılan isimlerin Alevi bir ana-babadan doğma dışında “Alevi”likle hiçbir bağının olmayışıdır…

 

Alevilerin mücadelesi ve örgütlenmesinde hiçbir katkısı, katılımı olmayanların onları temsil etmesi mümkün değildir…

 

On yıllardır Türkiye’de “eşit yurttaşlık” için mücadele Alevilerin hangi mücadelesine ve örgütlenmesine Erdoğan Toprak, Nihat Matkap veya Kılıçdaroğlu katılmış veya destek vermiş…

Tabii ki, hiç birine…

 

***

 

Durum bu olmasına rağmen, yanlış bir algı üzerinden ve özellikle CHP içinde (DSP içinde de) Tunceli’li değil, Adana’lıyım diyen Erdoğan Toprak ve Nihat Matkap ikilisi ve ekiplerinin “istismarı” dolayısıyla böylesi bir “sorun” oluştu…

 

Yine Erdoğan Toprak, Nihat Matkap ve yetkisiz yetkili Gürsel Erol, İstanbul, Ankara ve İzmir’i “dizayn” etmek için bunu kullandı…

 

Sonuçta, “Alevi” aday olmasın, “partiyi sıkıntıya” koymayalım anlayışı körüklendi…

 

Bu konuda ilk meyden muharebesi Ankara’da yaşandı ve krize neden oldu…

 

Bin bir baskı ve zorlamayla Zeki Alçın seçtirildi…

 

Avukat Necati Yılmaz’a karşı yoğun bir kampanya yürütüldü…

 

Avukat Necati Yılmaz’ın “suçu” standarda uygun “Alevi” olmamasıydı…

 

Sonra, İstanbul il başkanlığı “savaş”ları yaşandı…

 

Onlarca isim ortaya çıktı. Hemen hepsi gitti Kemal Kılıçdaroğlu’yla görüştü…

 

Birçok aday adayı isimle bizzat Erdoğan Toprak’ta görüştü…

 

Herkesin söylediği tek bir şey vardı: “genel başkan Alevi aday istemiyor”…

 

Bunu bizzat birçok kişiyle görüşen CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da açık açık söylemişti…

 

Bu amaçla, Erdoğan Toprak, Nihat Matkap ve yetkisiz yetkili Gürsel Erol İstanbul’u mesken tuttu…

 

İstanbul’da delegelerin özgür iradesine “genel başkan adına” ipotek kondu…

 

Duruma dünde razı birçok ilçe başkanı da zaten baştan havlu atmıştı “genel başkan kimi işaret ediyorsa onu destekleriz” demişti…

 

Hile, hurda ve baskıyla bile ancak delegenin üçte bir oyuyla Oğuz Kaan Salıcı seçildi…

 

***

 

Ankara ve sonrasında İstanbul il kongrelerinde genel merkezin “Alevi” il başkanı istemiyor tavrı çok net ortaya çıktı…

 

Görünüşte “Alevi” aday olmayacak algısı hâkim oldu…

 

Ama ne olduysa CHP İzmir il kongresinde oldu…

 

“Alevi” başkan olmasın diye Ankara ve İstanbul’da büyük savaş veren aynı ekip ve genel merkez İzmir’de hem de Tuncel’li bir adayın kazanması için seferber oldu…

 

Yine Erdoğan Toprak, Nihat Matkap ve yetkisiz yetkili Gürsel Erol ortaya çıktı…

 

İzmir’e “sefer”ler düzenlendi…

 

Bu kez son on yıldır İzmir’de siyaseti “şantaj”la sürdüren Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel’de “ekip”e dâhil oldu…

 

Aranan standartlara uygun “Alevi” bulunmuştu…

 

CHP genel merkezi ve Aziz Kocaoğlu, Alaattin Yüksel, her yola başvurarak Ali Engin’i seçtirmeye çalıştı…

 

***

 

Sorun, ne “Ali Engin” ne de ona destek olmaktır…

 

Olabilir; bir adayı destekler ve kazanması için her şeyi yapabilirsiniz…

 

Sormazlar mı insana hani “genel başkan bu üç ile Alevi başkan istemiyor”du…

 

Sormazlar mı Kemal Kılıçdaroğlu’na hani siz bu üç ilde “Alevi il başkanı istemiyor”dunuz…

 

Ne oldu?

 

***

 

Demek sorun “Alevi” il başkanı değilmiş…

 

Sorun kendi standartlarına uygun bir “Alevi” başkanı bulamamalarıymış…

 

İzmir’de standart yakalanmış oldu…

 

***

 

Ya arkadaşlar şu standartlarınız nedir söyleyin de insanlar öyle aday olsunlar…

 

Bakın önümüzde kurultay var, açıklasın ki insanlar “barajınıza” takılmasınlar…

 

***

 

Son söz yerine…

 

Sizin yaptığınızı “yezit” bile yapmamıştı…

 

İmambakır Üküş