loading
close
SON DAKİKALAR

Tak Fes Edilmelidir

İmambakır Üküş
Tarih: 11.02.2012
Köşe: @imambakirukus

Bazen insanın yazmak istedikleri boğazında düğümleniyor.

Bazen insanın yazmak istedikleri boğazında düğümleniyor. Aynen sözcüklerin düğümlenmesi gibi.  İnsan düşünmeden yapamıyor, yazacaklarım bir işe yarayacak mı, uçup gidecek mi diye. Ya da şimdi zamanımı diye. Bu sabah bilgisayarın başına oturduğumda kafamdan buna benzer onlarca soru geçti. Dün akşam haberlerde Ankara’da 20 Eylül 2011 Pazartesi yaşanan vahşeti “Kürdistan Özgürlük Şahinleri”nin (TAK’ın)  üstlendiği öğrendiğimde yazımın konusunu kafamda netleştirdi. Bu günkü yazımda TAK konusunu ele almaya karar verdim. Ama masanın başına oturduğumda göründüğü kadar kolay olmadığını anladım.

TAK adın ilk 2004 yazından yaptığı eylemlerle duyurdu. PKK tarafından kurulan yarı bağımsız bir örgüt. JİTEM gibi. Kurulma gerekçesi Mavi çarşı eylemi gibi PKK’nin kamuoyu baskısı nedeniyle üstlenmekte zorluk çektiği eylemleri gerçekleştirmek. Hatırlanacağı gibi Mavi çarşı eylemi batı kamuoyunda büyük tepki çekmişti. Hatta Kürtler içersinde de  ciddi bir yarılma veya sorgulamaya yol açmıştı. 

2004 yılından Muğla’da yolcu minibüsüne konan piknik tüpü içindeki bombadaki imza da, Ankara, Bitlis tren raylarına döşenen uzaktan kumandalı bombadaki imza da TAK aitti. TAK’ın en son bir yıl önce eylemsizliğin sürdüğü ve Abdullah Öcalan ile görüşmelerin yapıldı bir dönemde Taksim’de polis noktasına  saldırıyı düzenlendiği biliniyor. Taksim eylemi  sonrası PKK sert bir dille TAK’ı eleştirmişti. Kamuoyunun bilmediği ise sayısız eylemi bu örgütün gerçekleştirdi tahmin ediliyor. 

Bu eylemlerin ortak özelliği doğrudan sivil alanda gerçekleştiriliyor olmasıdır. Yani çatışma alanları dışından gerçekleşiyor olmasıdır. Hiç kuşkusuz insan yaşamına son veren eylemlerin tamamı çözümü zorlaştırıyor ve çatışmayı kalıcılaştırıyor. 

Ancak çatışmanın ve savaşın sivil alanda sürdürmeye başlanması veya taşınması savaşa dair bir başka kararın veya tercihin yapıldığını göstermektedir. 

Çatışma ve savaşın sivil alanlara ve doğrudan sivillere yönelmesi, geleceğin ipotek altına alınmasıdır. Savaşın uluslararası hukuka bağlı sürdürülmemesi toplumsal çürümenin göze alınması anlamına gelmektedir. Uluslararası Cenevre sözleşmesine göre sivillerin her hangi bir nedenden dolayı zarar gördüğü bütün eylemeler, savaş sucu kapsamına girmektedir. Hiç bir meşruiyeti yoktur.  Bu eylemlerin ezilen veya saldırıya uğrayan kesimler tarafından gerçekleştirilmesi  bunu değiştirmez. 

PKK yönelik devleti askeri operasyonları, siyasi operasyonları veya Kürtlerin siyasi soykırım diye tanımladığı eylemler hiç mi hiç TAK eylemleri haklı, mazur göstermez. Buradaki esas tehlikelerden birinin bu türden bir eylem çizgisi, kurulmak istenen yeni toplumun insan tipolojisini belirliyor olmasıdır. Her şeyin mubah sayıldı bir mücadele anlayışı mücadeleyi yürüten  toplumun kendisini bataklığa sürüklemesidir. 

 Bu açıdan devletin, JİTEM’ine  benzer bir örgütlenmeyle PKK’nin veya Kürt siyasetin TAK benzeri örgütlenmesi arasında niteliksel hiçbir fark yoktur. Her ikisi de savaşın kirli yüzüdür. JİTEM’in, varlığı TAK’ın varlığını ve eylemlerini haklı ve mazur gösteremez. Dahası her hangi bir topluluğun özgürleşmesi için mücadele iddiasıyla,  TAK benzeri örgütlenmenin varlığı bir birini çeler.    

Devletin JİTEM benzeri örgütlerini tavsife etmesini isteyen mücadeleye, TAK benzeri örgütlerin büyük zarar verdiğin görülmesine rağmen “kol kırılır yen içersinde kalır” mantığı ile geçiştirilmesi veya sessiz kalınması anlaşılabilir değildir.

PKK’nin bazı büyük hatalarının da payı ile PKK eylem çizgisine karşı güvensizliğin yüksek olduğu koşullarda bu türde yapılar güvensizliğin derinleşmesinden başka bir sonuç doğurmuyor. Nitekim PKK tarafından çeşitli eylemlerin üstlenilmemesi geniş kesimler tarafından inandırıcı bulunmamasının altında bu güvensizlik yattığının görülmesi gerekir.

 Bilinen bir başka  gerçeğinden akıllardan çıkarılmaması gerekir. Sistem karşı bir hareket şayet eylemleriyle ve siyaset yapma tarzıyla mazluma veya devlete benzemeye başlamışsa o hareketin kazanması zorlaşmaya başlamıştır. 

Bu eylemlerle Kürt siyasal hareketi devlete daha çok benzemeye başladı. PKK derhal  TAK’ı fes etmelidir.  Bunu yapmadığı sürece Kürtlerin özgürlük mücadelesiyle dayanışanların zihinlerinde yeni soruların oluşmasına yol açacak ve çözüm için barış mücadelesi saflarına katmak zorunda olduğumuz Fırat’ın batısından yaşayanların kazanılmasını güçlendirecektir. 

PKK, barış veya çözüm konusunda samimiyetin TAK’ı fes ederek göstermek zorundadır. Kendi JİTEM’ini koruyarak kirli savaşa son verilemez.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları