İmambakır Üküş, ''Ne yazık ki topkeyün uygulama 'plan'a karşı güçlü 'direniş odağı' oluşturabilmiş değiliz''...
Bu yıl 1 Mayıs ''Taksim yasak''ları tartışmaları gölgesinde kaldı.
AKP ve Tayyip Erdoğan'ın ''1 Mayıs''ı Taksim'de kutlamayı yasak etmesi sonuçlarını gösterdi.
Talimatı bizzat Başbakandan alan İçişleri Bakanı, Vali ve Emniyet Müdürü, işçilere ve emekçilere yönelik büyük saldırıyı gerçekleştirdi.
İstanbul ''yasak kent''e çevrildi.
Yolları kapatıldı...
Korku o kadar hakim olmuştu ki, köprüler bile iptal edilmişti...
***
Herkes sanki bu yasak Taksim Meydanından yapılan ''inşaat'' veya inşaattan dolayı olan ''çukur''dan sanıyordu...
Hatta bir çok ''sol'' çevre bile ''arkadaş, niye bu Taksim tartışması'' diyerek gizli ve açık AKP'nin bu tutumuna destek verdi.
Bir çok iyi niyetli yazar ve aydın bile ''bu yıl inşaat var, gelecek yıl yapılır'' diyerek bu ''koro''ya katıldı...
Halbuki, sorun ne ''inşaat'' ne de ''1 Mayıs''tı...
Sorun, AKP Taksim'i tüm kent yoksullarına kapatıyordu...
***
''Taksim'de inşaat var'' gerekçesi bir palavradan başka bir şey değildir...
Dün işçilere emekçilere kapatılan ''Taksim meydan''ı 1 Mayıs'tan sonra ''herkes''e açıldı...
Şampiyonluk kutlayan Galatasaray'lılar da oradaydı...
Mehter marşıyla vakıf kutlamaları yapanlarda...
Bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarıyla Galatasaray'da ve İstiklal Caddesinde yapılan bütün etkinliklerin yasaklanması isteniyordu...
***
Taksim ve İstiklal Caddesinin göstericilere yasaklanması kararı Taksim ve İstiklal caddesinin ''polis işgali''ne uğramasına yol açtı...
Meydan dahil bütün sokaklar polisler tarafından kesildi.
Gösteri yapmak isteyen herkese karşı coplar ve biber gazı devreye girdi.
1 Mayıs'tan 6 Mayıs'a Denizlerin anmasına yönelik tüm Taksim'deki gösterilere karşı şiddet uygulandı...
Ve uygulanmaya da devam edecek...
***
AKP'nin saldırılarının nedeni bu alanlarda politik gösterilerin olması değildir.
AKP'nin bu alanlara yönelik saldırılarının esas nedeni Bölgenin bir bütün olarak yağma ve talan planlamasıdır...
Taksim, artık kent yoksullarına yasaklanmıştır.
Bölgede yaşayan kent yoksulları, yaşadıkları yerlerden zorla koparılarak sürgün ediliyor...
''Tarlabaşı projesi'' bir ''sürgün projesi''dir.
Buna Dolapdere, Okmeydanı dahil edilecektir.
Yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekilen bölgede artık yoksullar istenmiyor...
***
Galataport projesinin ihale edilmesiyle birlikte bölge yeniden yapılandırılacaktır...
Tarlabaşı-Dolapdere'den Karaköy'e kadar olan bölgede tüm kent yoksulları sürgün edilecektir.
2014'ten sonra esas uygulama başlayacaktır...
Şimdiden başlayan ''ruhsat vermeme'' veya ''ruhsat yenileyememe'' uygulamalarıyla bölgedeki tüm esnafta sürgün edilecektir.
Bölge tümüyle ''rant''a açılmıştır...
Dolapdere'de veya Piyalepaşada yapılan yeni ''rezidans''lara bakın ne dediğimi daha iyi göreceksiniz.
***
Sorun ne tek başına ''1 Mayıs yasağı''dır.
Sorun ne tek başına ''İstiklal'de yürüyüş''tür.
Sorun ne tek başına ''Galatasaray'da eylem'' yapma hakkıdır.
Sorun, yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekilen bölgede ne yapabileceğimizdir.
Ancak, ne yazık ki topkeyün uygulama ''plan''a karşı güçlü ''direniş odağı'' oluşturabilmiş değiliz...
Bırakın bir direniş hattı'' oluşturmayı, daha başımıza gelen ''felaketi'' kavramış durumda değiliz..
İmambakır Üküş