Tuncay Özkan’ın Tutukluluğunun 5. Yılı Etkinliğinden Notlar
İmambakır Üküş, ''Coşkulu bir katılımın olduğu etkinlikte, herkes daha 'moralli' ve 'umutlu' olarak dışarı çıktı''…
Türkiye, “askeri vesayet” rejiminden “Tayyiban vesayet” rejimine geçti…
AKP, iktidarı 12 Mart ve 12 Eylül’den beter bir baskı rejimi kurdu…
Kelimenin gerçek anlamında bir “korku imparatorluğu” yarattı…
Herkes korkuyor…
Herkes telefonunun dinlendiğini düşünüyor…
Herkes izlendiğini söylüyor…
***
Sokaktaki herkes, telefonunun dinlendiğini söylüyor…
Daha önemlisi “Özel yetkili mahkeme” başkanı da telefonunun dinlendiğini söylüyor…
MİT, dinliyor…
Polis dinliyor…
Jandarma, dinliyor…
Ama, halkın feryadını duyan yok…
***
AKP’nin özellikle son 5 yılı tümüyle bir “sindirme” ve “cezalandırma” dönemi olarak yaşandı…
Pentagon’un özel harp dairesinin planlama ve denetiminde büyük bir proje hayata geçirildi…
Tüm toplumsal güçler, kendi içinde “kategorik” olarak bölündü…
Herkes birbirine yabancılaştırıldı…
Herkes birbiriyle kavgalı hale getirildi…
Özellikle zaten bin bir parçaya bölünmüş olan “sol”, bir kez daha yeniden bölündü…
Bu kez, “sol”; “ulusalcılar” ve “ulusalcı” olmayanlar diye bölündü…
Ve AKP düğmeye bastı…
Önce “Ergenekon” diye sözüm ona “derin devlet” yargılayacağız iddiası ortaya atıldı…
Amaç, ABD’ye ve NATO’ya bağlı Kontrgerillanın üstünü örtmektir…
Gelinen noktada bu büyük ölçüde başarıldı…
Her şey “konuşuluyor” her şey "yargılanıyor” ama kontrgerilla faaliyetleri hariç…
***
“Ergenekon” davasında önce MHP ve ülkü ocaklarının “düşkün”leri tutuklandı…
Veli Küçük’ten Kemal Kirençsiz’e kadar onlarca insan tutuklandı…
Birçok kişi “çok iyi” oldu, “oh olsun” dedi…
Buna, yakın zamanda “polis” ve “jandarma” gücüyle mafyacılık oynayan Sedat Peker’den Sedat Şahin’e kadar isimler tutuklandı…
Her “operasyon” bir kesimi “rahatlattı”, desteğini aldı…
Sonra “operasyon”lar dalga dalga gelmeye başladı…
“Sağ”lı, “sol”lu tüm muhalifler tutuklandı…
Sonra sıra, “Cumhuriyet miting”lerinin görünen isimlerine geldi…
ADD genel başkanından, rektörlere, gazetecilerden, yazarlara, yüzlerce insan gözaltına alındı, bir çoğu tutuklandı…
Sonra, önce emekli askerler ardından görev başındaki askerlere sıra geldi…
Kuvvet komutanlarından genel kurmay başkanına varıncaya kadar yüzlerce subayın hepsine AKP “balyoz”u indi…
***
Ergenekon, balyoz derken onlarca dava açıldı…
Demokrat, liberal ve solun önemli bir kısmı bu davalarda yaşanan “hukuksuzluk” ve “adaletsizliklere” duyarsız kaldı…
Kimse bu davalarda yükselen feryadı duymak, görmek istemedi…
Sonra, sıra “Kürtlere” geldi…
KCK davasıyla binlerce insan ilişkili olsun olmasın tutuklandı…
Yüzlerce gazeteci gözaltına alındı, birçoğu tutuklandı…
Yüzlerce avukat yalnızca avukatlık görevlerinden dolayı gözaltına alındı, birçoğu tutuklandı…
Yetmedi…
Sıra liberal demokratları ve sol aydınlara geldi…
Nedim Şener ve Ahmet Şık tutuklandı…
Düzmece bir Oda Tv davasıyla birçok gazeteci tutuklandı…
Soner Yalçın, “vebalı” ilan edildi, bütün dostları ve arkadaşları bile medyadan bir şekilde uzaklaştırıldı…
***
Bu koşullarda gazeteci-yazar Tuncay Özkan tutukluluğunun 5. Yılına girdi…
Yazarken, söylerken kolay yazılıyor ve söyleniyor…
Koca 5 yıl…
Bütün sevdiklerinizden uzak…
Bütün yaşamdan uzak…
Tecrit edilmiş ve tek başına…
Koca bir 5 yıl…
***
Cinayet işleyenler serbest bırakıldı…
İnsanları domuz bağıyla katledenler serbest bırakıldı…
Ama gazeteciler içeride…
Ama yazarlar içeride…
Ama öğretim üyeleri içeride…
Suçları “Cumhuriyet miting”lere destek olmak…
***
Peki, o Cumhuriyet mitingine giden milyonlar ne yaptı?
Kaç kişi, bu insanları hatırladı…
Kaç kişi, onları ziyarete gitti…
Kaç kişi, onlara mektup yazdı…
Bu haksızlıkları ve adaletsizlikleri protesto için ne yaptık?
***
Tuncay Özkan’ın tutukluluğunun 5. Yılı dolayısıyla giderek bir kampanyaya dönüşecek bir çalışma başlatıldı…
“5. Yıl etkinlikleri”nin ilki Kadıköy’de Caddebostan Kültür Merkezinde yapıldı…
600 kişilik salon, merdiven boşluklarına kadar doluydu…
Coşkulu bir katılımın olduğu etkinlikte, herkes daha “moralli” ve “umutlu” olarak dışarı çıktı…
***
Bir gün önce Oda Tv davasında tahliye olan Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu bir anlamda toplantının “onur” konuklarıydı…
Salonda ayakta alkışlarla, coşkuyla giren Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan salonda duygusal anların yaşanmasına neden oldu…
İki Barış’ın da konuşmaları oldukça etkili ve umut doluydu…
Mücadele azmini ve coşkusunu tüm salona yansıtan Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın konuşmaları sırasında, bir çok kişi göz yaşlarına engel olamadı…
Tarık Akan ve Rutkay Aziz’in gözyaşları ve etkilenmesi ise çok yoğun oldu…
Tarık Akan, bütün toplantı süresince ve sonrasında bile bu konuşmaların etkisiyle çok yoğun duygusal tepkiler verdi…
***
Çok sayıda sanatçı, yazar ve gazeteci katıldı…
“Girişim” adına Sevgi Pekaydın’ın konuşmasında sonra, Kadıköy Belediye Başkanı Av. Selami Öztürk konuklara bir konuşma yaptı…
Tuncay Özkan’nın kızı Nazlıcan’ında konuştuğu etkinlikte Tuncay Özkan’ın gönderdiği mektubu hücre arkadaşı Barış Terkoğlu okudu…
Barış Pehlivan’ın konuşmasından sonra Ali Sirmen, Bedri Baykam, Merdan Yanardağ, Can Ataklı, Zeynep Altıok’un konuşmalarıyla devam etti…
***
CHP, ilk defa çok sayıda millet vekiliyle bu etkinlikte yer aldı…
CHP genel başkan yardımcısı Bülent Tezcan’ın etkileyici konuşması salondan bol bol alkış aldı…
CHP İzmir milletvekili ve parti meclis üyesi Birgül Ayman Güler, Melda Onur, Celal Dinçer ve Kadir Gökmen Öğüt’te katılımcılar arasındaydı…
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Adalar Belediye Başkanı Musatafa Farsakoğlu’da katılımcılar arasındaydı…
***
Daha sonra, sıra Tuncay Özkan’ın kitaplarını imzalamaya geldi…
İmza etkinliğine, Cumhuriyet gazetesinden Ali Sirmen, Şükran Soner ve Meriç Velidedeoğlu, Vatan Gazetesinden Mustafa Mutlu ve Can ataklı, ressam Bedri Baykam, Heykeltıraş Mehmet Aksoy katıldı…
***
Çok başarılı ve coşkulu etkinliğin tek “sorun” ve “yanlışlık”ı ise Mustafa Mutlu’yla ilgili yaşandı…
Konuşmacılar arasında olan ve hasta olmasına rağmen etkinliğe destek için orada olan yaşanan bir “aksaklık” sonucu söz verilemedi…
Salonda “görevli” bir gencin yanlış anlaması sonucunda sahneye “Mustafa Mutlu konuşma yapmayacak” demesiyle oluşan durum için hem Mustafa Mutlu’dan hem de katılımcılardan özür dilendi…
Artık Mustafa Mutlu’ya “borcumuz” var…
***
Katılan, destek veren, emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler…
İmambakır Üküş
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları