Üç Seçim Bir Kurultay
İmambakır Üküş Ankara'nın nabzını tutuyor, ''AKP, hedeflediği “sivil” diktatörlüğün tüm koşullarını olgunlaştırıyor''…
Türkiye, yeni bir döneme giriyor…
AKP, hedeflediği “sivil” diktatörlüğün tüm koşullarını olgunlaştırıyor…
Fiili olarak ver olan-uygulanan “başkan”lık sisteminin “yasal” kılıfı da hazırlanıyor…
Tayyip Erdoğan, hem AKP’yi hem de Türkiye’yi yeniden “dizayn” ediyor…
Numan Kurtulmuş ve HAS parti operasyonunun amacı budur…
Ülkücü eli kanlı katilleri bırakmanın amacı budur…
Bunu yakında başka “siyasi operasyon”lar izleyecektir…
Bu “operasyon”lara CHP’de dâhil olacaktır…
***
Hedef; Önümüzdeki üç seçimi kazanmaktır…
Yerel seçimler…
Genel Seçimler…
Ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri…
AKP, bu üç seçimi de kazanmayı hedefleye bir yeniden yapılanma süreci yapıyor…
Yola, yeni siyasi aktörleri de yanına alarak devam ediyor…
Kendi cephesini güçlendiriyor…
Hedef üç seçimi kazanmak; Cumhurbaşkanlığı seçiminde %50’nin üzerinde oy almaktır…
***
Tam bu “yeniden yapılanma” sürecinin yaşandığı günlerde CHP’de 34. Olağan Kurultayını topluyor…
Doğal olarak beklenen de “Ana muhalefet partisi olarak CHP’nin bu sürecin öngördüğü bir yeniden yapılanma” yaşamasıdır…
Ancak, bırakın böyle bir süreci öngörmeyi CHP’nin Türkiye’nin gerçeğiyle hiçbir bağı yok…
CHP’de herkesin bir tek derdi var; nasıl parti meclisine girerim…
Kimsenin ne yazık ki başka bir dedi yok…
Kimsenin başka bir öngörüsü yok…
***
CHP kurultayının hiçbir politik gündemi yok…
CHP kurultayının tartışmaya açtığı hiç bir politik gelecek öngörüsü yok…
CHP kurultayının tek bir gündemi var…
Genel başkan kimi listeye alacak…
Kim listeye girecek…
Kim listeyi delebilecek…
***
CHP’nin büyük çoğunluğu “atama”yla gelmiş 135 kişilik meclis grubu var…
Milletvekilleriyle yapılan toplantıda “blok liste” isteyen milletvekilleri hem “kalite”lerini hem de ne kadar “demokrat” olduklarını ortaya koydular…
Ne yazık ki milletvekili grubu içinde de önümüzdeki sürece dair politik bir program ortaya koyan hiç kimse çıkmadı…
CHP’nin önümüzdeki üç seçime nasıl hazırlanmasının gerektiğini ortaya koyan yok…
Türkiye’nin Cumhuriyet ve demokrasiden “yasal” olarak da kopmasının yolunu açacak olan bu üç seçim ne yazık ki milletvekilimizin gündeminde yok…
Bugün il başkanları toplantısı var…
Daha öncesi bir dizi genel merkez de ve dışında il başkanları görüşmeleri oldu…
Göreceksiniz, bu toplantıda da bu konu gündeme gelmeyecek…
İl başkanları toplantısının iki gündemi olacak bugün…
“Çarşaf” liste mi? “blok” liste mi? Seçim olsun…
“Parti meclisi”ne kim atanacak…
Genel başkanın listesine girecek “atama” dışında kimse de “demokratik” bir refleks söz konusu değil…
***
İl başkanları, kurultay delegeleri ve Kemal Kılıçdaroğlu şu gerçeği çok iyi görmesi gerekiyor…
Bu “parti meclisi” kadrosu Türkiye’nin kader seçimleri olacak olan üç seçimi de yürütecek kadrolar olacak…
Bu “parti meclisi” seçimi sıradan ve olağan bir “parti meclisi” seçimi olmayacaktır…
Ayrıca, 17-18 Temmuz’da seçilecek olan parti meclisi CHP’yi üç yıllığına yönetecektir…
Bu seçim, üç yıllık bir yönetim seçimidir…
Bu “seçeceğiniz” parti meclisi, hem belediye başkanlarını “atayacak” hem milletvekillerini “atayacak” hem de Cumhurbaşkanı adayını belirleyecektir…
Partinin kaderi, üç yıllığına bu parti meclisine emanet edilecektir…
***
CHP’de bir “arayış” var…
Bir “yenilenme” ve “değişim” isteği var…
Ama, bu netleşmiş ve ideolojik-politik bir çerçeveye oturmuş durumda değil…
CHP, tümüyle “pragmatik” ve “eklektik” bir yapıya dönüşmüş durumda…
Birbirine en “zıt” politikalar aynı anda rahatlıkla dillendirilebiliyor…
Bu kafa karışıklığı, CHP’de “inandırıcılık” sorunu yaratıyor…
CHP liderine ve kadrolarına karşı “güvensiz”liği besliyor…
34. Kurultay bu anlamda da bir “yol ayrımı”nda…
Bu kurultayda seçilecek parti meclisi CHP’nin “yeni programı”nın da yapıcısı olacaktır…
Bir anlamda, CHP’nin ideolojik ve politik yönelimi de bu kurultayda ortaya çıkmış olacaktır…
***
CHP’nin “merkez kadro”ların hiçbir politik ve ideolojik gündemi yok…
Tek gündemleri var; Parti meclisine seçilmek ve MYK’da görev alabilmek…
Bu hastalık derecesinde ki parti meclisi ve MYK’da yer alma isteğinin ise bir tek nedeni var; önümüzde ki yerel seçilmede başkan adaylarının belirlenmesinde söz sahibi olmak…
***
Bir siyasi parti düşünün…
Daha genel seçimlerin üzerinden bir yıl geçmiş…
Siyaset yolculuğunda olmanız gereken en “iyi” yerdesiniz…
Partinizi nasıl iktidara taşıyacağınıza kendinizi nasıl belediye başkanı seçtireceğinizi düşünüyorsunuz…
Ne yazık ki, CHP’nin birçok MYK üyesi ve milletvekilinin önümüzdeki yerel seçimlerde “belediye başkanlığı” dışında hiçbir gündemleri yok…
Herkes, İstanbul, Ankara ve İzmir’in “banko” gözüken ilçelerinde nasıl belediye başkanı olurumun hesabındalar…
Ülke yangın yerine dönmüş…
AKP, Türkiye’yi emperyalizme peşkeş çekmiş…
AKP, en beter “sivil” diktatörlüğü kuruyor…
Ne gam…
Yeter ki, beylerimiz Kadıköy’e Bakırköy’e, Beşiktaş’a, Çankaya’ya, Yenimahalle’ye, Konak’a, Bornova’ya, Karşıyaka’ya belediye başkanları olsun…
Bu “anlayış”ta ki kadrolarla CHP’nin bir başarı sağlaması mümkün mü?
Bu “Rant”a talip insanlarla Sol ve demokrat bir siyaset mümkün mü?
***
Türkiye’yi zor bir süreç bekliyor…
BU zorluğu göğüsleyecek ve bu yükü taşıyabilecek kadrolara ihtiyaç var…
Kılıçdaroğlu, şu ana kadar ne yazık ki bu zorluğu öngören bir politik program ortaya koyamamıştır…
Kılıçdaroğlu, sağın çürümüş kadrolarından devşirdiği milletvekilleri ve danışman kadrosuyla bu yükü taşıyamayacağını ortaya koymuştur…
CHP’yi kendi geleceğinden kopararak “liberal sosyal demokrat” parti yapma girişimi intihardan başka bir şey değildir…
CHP, örgüt ve kadro partisidir…
CHP, program ve politika partisidir…
CHP’den bir DSP ve ANAP sentezi çıkarmak girişimi ölüme davetiyedir…
CHP, lidere endeksli bir parti değildir…
Bu “proje” genel seçimlerde çöplüklerde ki yerini almıştır…
Bu kadro ve politika halka güven vermiyor…
Bu kadro ve politika halka umut vermiyor…
Bu kadro ve politika halka heyecan vermiyor…
İşte İstanbul il kongresi…
İşte İzmir il kongresi…
İşte Ankara il kongresi…
İşte Adana il kongresi…
Yüzde onu bile seçime katılmayan bir gençlik kolları kongreleri…
İşte yüzde onu bile seçimlere katılmayan kadın kongreleri…
İşte Zonguldak mitingi…
Güneşi görmüş kar gibi erimeye devam ediyor CHP…
***
Bu kurultay, Kılıçdaroğlu’nun kesin hâkimiyetinde ki bir kurultay…
Büyük çoğunluk “dizayn” edilmiş iradesini çoktan Kılıçdaroğlu’na teslim etmiş durumda…
Tarihi kararın ve kadro seçiminin tüm sorumluluğu Kılıçdaroğlu’nun boynundadır…
Ya gerçek bir “değişim” ve “yenilenme”nin yolunu açacak…
Ya da CHP’yi mezarlık partisine dönüştürecek…
Karar Kılıçdaroğlu ve Kurultay delegelerinin…
İmambakır Üküş
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları