İmambakır Üküş; Neden İstanbul’da saldırıdan hemen sonra binlerce insan saldırıyı protesto için Taksim’e gelemedi?
7 Haziran seçimlerinde AKP’nin yenilgisiyle başlayan süreç Türkiye’yi bugünkü karanlık günlere taşıdı…
Suruç katliamıyla başlayan, Ankara ve İstanbul saldırılarıyla devam eden süreç Türkiye’yi korkuya esir etti…
Art arda patlayan canlı bombaların hepsi “masum” ve “sivil” insanları hedef aldı…
Amaç; korku ve panik yaratarak toplumda “teslimiyet” duygusunu egemen kılmak…
***
AKP’nin ve Sarayın savaş politikası Türkiye’nin politik iklimine ve toplumsal yaşamına egemen oldu…
Baskıcı ve otoriter bir rejimi hakim kılmak için patlayan – patlatılan bombalar iyi bir “gerekçe” oluşturdu…
Bir yanda patlayan – patlatılan bombalarla toplum “terörize” edilirken bir yandan ise AKP’nin baskılarıyla toplum “terörize” edildi…
Patlayan – patlatılan bombalar ve terör eylemleri AKP’nin baskıcı ve otoriter rejimi için iyi bir “bahane” oldu…
***
AKP; kendisine karşı en küçük bir eleştiriyi veya tepkiyi bile “terör” suçu kapsamına almaya yöneliyor…
Her olaydan sonra ilk yapılan “iş”; yayın yasağı ve internet yasakları…
Şimdi de tüm toplumu kendi diktatörlüklerine “biat” edilmesini sağlayacak yeni baskıcı yasalar peşindedir…
Zaten niyetlerini de açık açık söylüyorlar: ya bizi destekleyeceksiniz ya da hepinizi “terörist” ilan edip ezeriz diyorlar…
***
Suruç, Ankara gar saldırısı, Ankara Merasim Sokak, Ankara Kızılay, Sultanahmet ve Taksim saldırılarıyla toplum korkuya esir düştü…
İlk günden itibaren bu saldırılara karşı büyük bir tepki gösterilmediği için; giderek daha az ses çıkmaya başladı…
Suruç için sokağa çıkılmadığı için, Gar saldırısı yapılabilindi…
Gar saldırısında milyonlar sokağa çıkamadığı için Ankara merasim sokak ve Kızılay saldırısı yapılabilindi…
Ankara saldırılarında milyonlar sokağa çıkamadığı için Sultanahmet ve Taksim saldırıları yapılabilindi…
***
7 Haziran’da AKP kaybetti…
7 Haziran’da AKP’de büyük bir moral bozukluğuna yol açtı…
AKP’nin 7 Haziran’da kaybettiği üstünlüğü, Suruç katliamı ve diğer katliamlarla toplumu korkuya esir ederek 1 Kasım seçimlerinde başarıya dönüştürüldü…
1 Kasım seçim sonuçları AKP’nin bile beklemediği bir sonuç ve başarı getirdi…
***
7 Haziran’da AKP’nin yenilgisi; en azından tek başına iktidar olamaması büyük bir sevinç ve moral kaynağı oldu…
Ama muhalefetin beceriksizliği ve sorumsuzluğu AKP’ye yeniden iktidarı giden yolu açtı…
1 Kasım seçim sonuçlarıysa toplumda büyük bir moral bozukluğu ve yenilgi ruh hali yarattı…
1 Kasım seçim sonuçları umutsuzluk ve yılgınlık yarattı…
***
1 Kasım’da AKP’nin kendisinin bile beklemediği bir seçim zaferi kazanması umutsuzluk ve yılgınlık iklimini egemen kıldı…
Art arda patlayan/patlatılan bombalarsa bu umutsuzluk ve yılgınlığı daha da güçlendirdi…
İnsanların gelecek umutları kalmadı…
Bırakın gelecek umutlarını insanlarının sokağa, işe ve alışverişe çıkması bile “cesaret” sayılacak hale geldi…
Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere bütün büyük kentler “ıssız”laştı/ıssızlaştırıldı…
***
Gerçekten anlamak mümkün değil…
Neden; bırakın sıradan insanları bu ülkenin ilerici-demokratik güçleri bu saldılar karşısında birleşik olarak sokaklara çıkmaz…
Neden Ankara’da saldırıdan hemen sonra binlerce insan saldırıyı protesto için alanlara çıkamadı?
Neden İstanbul’da saldırıdan hemen sonra binlerce insan saldırıyı protesto için Taksim’e gelemedi?
***
Hadi; insanlar korkuyorlar?
Peki; sosyalistler örgütler, sendikalar ve demokratik kitle örgütlerine ne oldu?
Peki; CHP milletvekillerine ve yöneticilerine ne oldu?
Onlar da mı korkuyorlar?
***
Saldırıları kınamak artık anlamsız bir şey…
Saldırılardan sonra gidip o alanlara çiçek bırakıp çirkin çirkin gülümseyip fotoğraf çektirip sosyal medyada yayınlamak ayıp bir şey…
Neden saldırılardan hemen sonra o alanlarda yoktunuz?
Neden saldırılardan hemen sonra o alanlarda binler-on binler olarak yoktunuz?
***
Bu karanlık günlerde en çok umuda ve cesarete ihtiyacımız var…
Umudu ve cesareti örgütleyebilmeliyiz…
İstenen ve amaçlanan zaten toplumun korkuya yenik düşmesi ve teslim olmasıdır…
Direnmenin yolu umudu büyütmek ve cesaretli olmaktan geçiyor…
***
Türkiye’nin bütün ilerici-demokratik güçlerine düşen tarihsel görev; birleşmektir…
Bu karanlıktan ancak birleşerek çıkabiliriz…
Ya başaracağız ve AKP diktatörlüğüne yeneceğiz…
Ya da daha beter günleri hep birlikte yaşayacağız…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni