Yeni CHP’lilere Kongre Taktikleri
Hayatım boyunca, hiçbir “kata-kulli”li kongre kazanan “ekip”te yer almadım…
CHP’de siyaset yapmaya başlayan kendilerini “yeni” diye tanımlayan, ama Türkiye’de
siyasetin eskimişlerine bir “kıyak” yapayım
dedim…
Dedim ama ben bu işleri pek bilmem…
Gerçekten de bilmem…
Hayatım boyunca, hiçbir “kata-kulli”li kongre kazanan “ekip”te yer almadım…
Hiçbir zaman “ayak oyun”larıyla kongre çalışması yapmadım…
Nasıl yapılır da “bilmem”…
Yapanlara karşı mücadele ederken öğrendik…
Hile, hurda yollarını…
***
Hayatım boyunca, bulunduğum her “örgüt”te, örgüt içinde demokrasiyi savundum…
En zor dönemlerde ve en zor şartlarda bile…
Faşizmin kol gezdiği dönemlerde bile, bulunduğum partide/örgütte, atamalara ve görevden almalara karşı çıktım…
12 Eylül sonrası ilk kurulan sendika laspetkim-iş sendikasıdır…
Daha sonraları birçok “bağımsız sendika” tüzüklerini demokratik hale getirdik…
Hemen hepsinin kuruluş sürecinde yer aldım…
12 Eylül’cü yasa imkân vermemesine rağmen sendika tüzüklerini demokratik hale getirdik…
Görevden almalar ve disiplin işlemleri için ilgili şubeye bağlı temsilcilerin 3/2 imzasını şart koştuk…
Yasa izin vermemesine rağmen, temsilci atamalarını ortadan kaldırdık…
Yasanın zorunlu hükmüne uymak için, “iş yerinde gizli oy, açık sayımla seçilen temsilciler” atanır hükmünü koyduk…
Daha sonraları siyasi yasakların kaldırılması tartışmalarında aramızda ortaya çıkan görüş ayrılıklarını yayın kurulu elimizde olmasına rağmen, yayınlarda tam olarak yansıttık…
O dönem çıkan başta laspetkim-iş dergisinde olmak üzere, “evet” diyen “hayır” diyen “boykot” diyen yazıları yayınladık…
Her dönem ve her zaman parti içi demokrasiyi savundum…
Dün de…
Bugün de…
Yarın da…
Kimin yönetiminde olduğuna bakmadan…
Kime “yarar”ı diye bakmadan…
Her zaman önseçimi savundum…
Her zaman çarşaf listeyi daha da ötesi nispi temsili savundum…
***
1990’ların basında çeşitli sendika ve sol gruplarla birlikte, Topkapı’da işçi kurultayı için ortak çalışma yapıyorduk…
Biz herkesin eleştiri ve oy hakkı olmasının gerektiği ve nispi temsille herkesin temsil edilmesini savunuyorduk…
Kendilerini “güçlü” gören sendika ve sol çevrelerse seçilenlere eleştiri ve oy hakkı olsun, diyerek nispeten “zayıf” olanları tasfiye etmeyi planlıyordu…
Seçimleri yaptık, bizim liste hemen her yerde tek başına seçim kazandı…
Neredeyse bütün delegeleri kazanmamıza rağmen bizler tam tersine, herkese eleştiri ve söz hakkı, oy hakkını tanıdık…
***
Daha yazacak söyleyecek çok şey var…
Ama bizim tarihimiz hep demokrasi için mücadele tarihi…
***
Şimdi, yeni CHP’lilerin buna ihtiyacı yok…
Onlar, “üyesiz ve örgütsüz” bir CHP hayali kuruyorlar…
Bunun yasal kısıtlaması olduğu için, mecburen üyelerle ve örgütlerle “uğraşacak”lar…
Bütün Örgütleri görevden alıyorlar…
Daha dün CHP’ye üye olanlar hatta Oğuz Kaan Salıcı örneğinde olduğu gibi daha üye bile olmamışları atıyorlar…
Ama yine sonuç almaları mümkün görünmüyor…
Ne yapıp, edip “sandık kurmadan” delege seçmeleri lazım…
Hadi, diyelim sandık kurmadan “delege” seçtiler…
Peki, ilçelerde 400 delege yazılacak kapıkulunu nereden bulacaklar…
Of ki, of…
Şimdi Aydın Ayaydın, Süleyman Çelebi, Erdoğan Toprak, Nihat Matkap, kim bilir ne oflar çekiyorlardır…
***
Tüzük ellerinde, kalem ellerinde…
İstediklerini silsinler, istediklerini yazsınlar…
Kimisini “aidat” ödemedi diye…
Kimisini “kaydını” bulamadık diye…
Ama sandık kâbusu kapılarında duruyor…
***
Hazır, şimdi birkaç “eski” CHP’li “yeni” CHP’li oldu…
Eminim, onların “tecrübelerin”den faydalanıyorlardı…
Onlarda yetmez…
Bence bu konularda, Ali Topuz abilerine başvursunlar…
Şinasi Öktem’e hemen yanı başındaki Gürsel Tekin’e…
Hemen hepsi bu konularda çok “tecrübeli” isimler…
Ama bunlarında fayda vereceğini sanmıyorum…
Çünkü iyi kötü ekip adamları bu insanlar…
Hataları sevaplarıyla hep birlikte siyaset yaptıkları, birlikte kazanıp, kaybettikleri bir ekipleri vardı…
Sizin, sizden başka kimseniz yok…
Bir bakın geriye…
Sizle siyaset yapan ve birlikte 1 yıl geçirmiş bir kişi bile var mı?
Bırakın bir yılı, genel başkan yardımcısı ve MYK üyesi olanlar kaç ayda bir değişiyor…
***
Siyaset, bir yanıyla da güven ve vefa işidir…
Sizde vefa zaten yok…
“Güven”se, sizler kendinize bile güvenmezken kim, niye size güvensin…
***
Bulunduğunuz her yeri batırdınız…
Girdiğiniz her siyasi parti, şimdi mezarda…
Sizlerde hortlak gibi dolaşıyorsunuz…
Yeter artık…
***
Benden söylemesi…
400 delegeyi ilçe için bul…
600 delege il için bul…
Hadi buldunuz diyelim…
Bu yazacağınız delegeler sizi mi dinler sanıyorsunuz…
Deniz Baykal’ı, Önder Sav’ı dinlemeyen delegeler sizi mi dinleyecek…
Hadi canım sende…
İmambakır Üküş
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları