Yeni Mafya ve Gladio örgütlenmesi olarak: Cemaat
İmambakır Üküş; Hiç kimse yeni mafya ve Gladio örgütlenmesi olan Fethullah Gülen Cemaatini 'masum' gösteremez…
Türkiye, yeni mafya ve Gladio örgütlenmesi gerçeğiyle yeni yüzleşiyor…
Uzun süredir Türkiye’nin gündeminde yer alan “Cemaat” şimdi yeni “yüzü”yle ortaya çıkıyor…
Fethullah Gülen Cemaati, Türkiye’deki alışıla gelen geleneksel cemaatlerle hiçbir ilgisi-benzerliği olmayan bir “örgüt”lenmedir…
Bugün bütün dünyada ekonomik ve siyasi olarak örgütlenmiş bu “yapı”yı bir “vaiz”in örgütlemesi olarak görmek gerçeği hiç görmemektir…
***
Aslında dünyadaki tüm “radikal İslamcı” örgütlenmelerin neredeyse tamamı doğrudan CIA kurmuş/kurdurmuştur…
Diğer kısmı ise CIA doğrudan veya dolaylı olarak kontrolüne almıştır…
Bugün ABD ve Avrupa Birliğinin en tehlikeli “terör örgütleri” listesine aldığı tüm “örgüt”ler doğrudan CIA bağlantılı örgütlerdir…
***
Yargıda, poliste, ordu da neredeyse devletin her kurumunda örgütlenmiş olan Cemaatin ilkokul mezunu bile olmayan ‘’ağlak’’ bir “vaiz” tarafından yönlendirildiğini düşünmek gerçeğe aykırıdır…
“Komünizmle mücadele dernekleri” sürecinden itibaren “devlet”le ilişkilenen Fethullah Gülen süreç içinde doğrudan CIA ve MOSSAD bağlantılı bir örgütlenme gerçekleştirmiştir…
Cemaat, son 20 yılda tüm tutum ve davranışlarında hep ABD ve İsrail’den yana olmuştur…
Zaten Fethullah Gülen’de ABD ve İsrail hayranlığını hiç gizlemiyor…
***
Cemaat, AKP iktidarından önce de “devlete sızma” ve “polisi ele geçirme” iddialarıyla Türkiye gündemine gelmişti…
12 Eylül darbesinden sonra gelişip güçlenme imkanı bulan Cemaat örgütlenmesinde zirve noktasına AKP iktidarıyla ulaşılabilmişti…
AKP’nin “iktidar blok”unda yer alan Cemaat, tüm gücünü “yargı” ve “polis” içinde örgütlenmeye verdi…
***
Cemaat, yeni dönemin “derin devlet”i veya “kontrgerilla” kendinde yeniden yapılandırdı…
Özellikle “polis istihbarat”ı ve “yargı” da örgütlenmesini tamamladı…
Daha önceki iktidar dönemlerinde, “mafya” ve “derin devlet” iç içe girmiş durumdaydı…
Özellikle Kürt hareketine karşı mücadele ve “terör yasası” bu durumu daha da güçlendirdi…
Yeni mafya grupları “türetil”di…
Hepsinin cebine “devlet kartı” kondu…
Polis, MİT, ve Jitem nerede başlıyor nerde mafya örgütlenmesi başlıyor “belirsiz” hale gelmişti…
***
Cemaat, Ergenekon davasıyla bir taşla bir çok “kuş” vurma imkanına kavuştu…
Dikkat ederseniz, ilk Ergenekon davasında gözaltına alınan ve tutuklananlar “ülkücü mafya” ve bunlarla iç içe geçmiş subay ve polisler tutuklandı…
Sedat Peker’ler, Kürşat Yılmaz’lar, Osman Gürbüz’ler ve benzeri tutuklandı…
Bunlarla bir şekilde “ilişkili” Kemal Kirençsiz, Sevgi Erenol ve benzerleri eklendi…
İsmi nerdeyse Jitem’le özdeşleşmiş subaylar ve Susurluk artığı polis şefleri İbrahim Şahin ve arkadaşları bunlara eklendi…
***
Cemaat, bir şekilde “mafya”yı halletti…
Ama yerine kendisi geçti…
Artık klasik mafya gibiydi Cemaat…
Dokunan yanıyordu…
Söz söyleyen kendini cezaevlerinde buluyordu…
Herkesi dinliyor, herkesi takip ediyordu…
İstihbarat gücüne yargı gücüde eklenmişti…
Kimse, Cemaate “hayır” deme cesareti gösteremez hale getirilmişti…
Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Odatv, Karargah ve benzeri davalar hem toplumda büyük bir “korku imparator”luğu oluşmasına neden oldu…
Hem de Cemaati giderek daha güçlü ve etkili hale getirdi…
***
Eski Mafyanın yöntemlerinin yerini yeni mafya Cemaatinin yöntemleri geçerli yol oldu…
Hedef seçilenlerin her şeyi izleniyor, takip ediliyor ve kaydediliyordu…
Deniz Baykal operasyonunu, MHP operasyonu izledi…
Genel Kurmay başkanı olan İlker Başbuğ’u Brüksel’de NATO karargahında bile dinleyip “servis” ettiler…
Ne yazık ki hiç kimse bütün bu “operasyonları” doğru çözümleyemedi…
Kimse çıkıp, ya arkadaş bu “bavul”ları bunlara kim “servis” ediyor demedi…
Kimse çıkıp, bu kadar “dinleme”yi bir “dini Cemaat” nasıl yapabilir diyemedi…
Kimse çıkıp, NATO karargahını bile dinleyebilecek bir güç, bir “dini Cemaat”te olabilir mi demedi…
***
AKP, kendi iktidarı için bu “yapı”ya “yol” verdi…
Destek oldu…
Önünü açtı…
Cemaatin sahte belgelerle oluşturduğu davalarla kendi iktidarını güçlendirdi…
Ne zaman ki Cemaat “ortak”lıktan daha fazla “pay” istemeye başladı; işte kavga o zaman başladı…
***
Hrant Dink Cinayeti…
Rahip Santaro Cinayeti…
Malatya Zirve Cinayeti…
Hepsinde izler cemaatçi yapıyı ve cemaatçi polisleri göstermesine rağmen AKP bu “izler”in üstünü kapatmaya çalıştı…
İşin ucu kendine dokununca Cemaatçi Gladio’nun polis şefleri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’i görevden aldı…
***
Tümüyle CIA ve MOSSAD bağlantılı ve bütün “istihbarat” gücünü buradan alan Cemaat’i dini bir yapı veya sivil toplum örgütlenmesi olarak görmek gerçeğe ihanettir…
Hiç kimse yeni mafya ve Gladio örgütlenmesi olan Fethullah Gülen Cemaatini “masum” gösteremez…
Türkiye’nin en karanlık ve yasadışı örgütlenmesidir Cemaat…
Türkiye, devlet içinde devlet örgütlenmesi olan bu yapılarla hesaplaşamadan demokratikleşemez…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları