Bütün gazete ve TV’lere tek yayın yönetmeni
Bütün gazete ve TV’lere tek yayın yönetmeni
Türkiye “ileri demokrasi”de hızla ilerliyor. Referandum dönemiyle çağ atladığımız “demokrasi”miz, 12 Haziran seçim sonuçlarıyla zirve yaptı..
***
12 Haziran seçim sonuçlarının, hemen anında etkilediği iki önemli gelişme yaşandı Türkiye’de…
Referandumda başlayan, yargıyı düzenleme girişimi, hemen; 12 Haziran seçim sonuçları bile resmen ilan edilmesi beklenmeden tamamlandı.
Yarsav ve Yargı-Sen yöneticileri ve üyeleri toptan sürgün edildi. Hükümetin istemine ve hoşuna giden yargı kararlarına imza atanlarsa ödüllendirildi, terfi ettirildi.
***
12 Haziran’ın yeniden düzenlemeye başladığı bir alandı, medya…
Uzun zamandır, AKP medyada tam ve sonsuz bir hegemonya egemenlik kurmak için çalışıyor…
Sabah ve ATV’nin devlet olanaklarıyla, yandaşa peşkeş çekilmesini, Star gazetesinin satın alınması izledi… Sonra, Star gazetesi grubu, 24 TV kanalını kurdu.
Medya’da el değiştirme ve satın alma devam ettirildi. Koza-İpek grubu Tercüman gazetesini (Ilıcakların) satın alarak, adını değiştirip, Bugün yaptılar. Yine aynı grup ulusalcıların sözcüsü durumundaki, Kanaltürk’ü Tuncay Özkan’dan satın aldı…
Bütün satın alma ve yeni gazete/TV kurma girişimleri yeterli olmadı. “Merkez medya” olarak anılan tüm gazete ve TV’ler üzerinde baskılar birbirini izledi. Birçok gazeteci, yazar ve televizyoncunun işine iktidar baskısıyla son verildi.
Ama, bunlar da yetmedi. Doğan grubu ve Akşam Show grubu vergi cezalarıyla hizaya getirilmeye, hatta medyadan çekilmeye zorlandı.
Baskılara direnemeyen Doğan grubu, Hürriyet Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’le yollarını ayırdı. Uzlaşma için Enis Berberoğlu’nu göreve getirdi… (Ama anlaşılan Enis Berberoğlu, başbakanı yeterince “memnun” edememiş, seçim gezilerinin birinde diğer gazeteciler önünde, “ayar” çekilmiş, fırça yemiş.)
Yazarlarını ve yayın yönetmenini kurban veren Doğan grubu, yine iktidarın yönlendirmesiyle Milliyet ve Vatan gazetelerini seçim öncesi Demirören-Karacan grubuna devretti.
Doğan grubu, bu uzlaşma, yanaşma ve devirler sonucunda varılan “vergi barışıyla” vergi borçlarını eritti. Ama, daha süreç devam ediyor, iktidar baskısıyla sırada grubun diğer gazete ve TV’leri var…
***
Akşam ve Show grubu da, Çukurova Holding’in vergi vb. borçları ve hapis cezaları tehdidiyle bıçağının ucunda yaşatılıyor. En küçük bir muhalif tavır sezildiğinde –gerçekleştiğinde bile değil- hemen bıçak kımıldıyor.
Çukurova grubu da her anlamda, hizada… Hizaya gelmeyen, AKP belediyelerindeki yolsuzlukları yazan ve daha çok milliyetçi muhafazakar bir çizgide yayın yapan Tercüman gazetesi iktidarın yönlendirmesiyle kapatıldı. Muhalif birçok isim SKY Türk TV’den kovuldu.
***
Doğuş grubu, amiral gemisi NTV artık bağımsız, eleştirel haber ve yorum-değerlendirme kanalı olmaktan çıktı AKP cilalamaları yapan bir kanal haline geldi. Doğuş grubunun aldığı birçok kamu ihalesi, yayın politikası belirler hale geldi.
NTV, bütün AKP muhaliflerinden kurtularak, dikensiz gül bahçesine dönüştürüldü.
***
Türkiye, yeni medya düzeninde yeni bir döneme giriyor. Artık, bütün gazete ve TV’lerin tek yayın yönetmeni var. O da Tayyip Erdoğan.
Yeni Medya Düzeninin, tek karar ve ayar vericisi durumunda olan Tayyip Erdoğan’a, ne yazık ki medyadan ciddi bir eleştiri ve tepki yok…
Sanki, herkes durumdan hoşnut… Medya patronundan çalışanına…
***
Özgür bir Türkiye olması için özgür basın ön şarttır. Halkın haber alma hakkı olmadan, gerçekler dile getirilmeden, yalnızca cilalama içeren bir medyanın kimseye hayrı dokunmaz…
Özgür basın için iktidarın, medyadan elini çekmesi gerek… ama daha önemlisi, medya patronlarının kamu ihalelerinden eline çekmesi şart…
Haber alma hakkımızın ihalelere kurban edilmesi, gazeteci ve televizyoncuların ihale karşılığı işinden kovulmaması için, medya ve ihale iktidar kavramlarının hiçbir şekilde yan yana olmaması lazım…
***
Gerçekten gazeteci ve televizyoncuların değeri kaç ihaledir?