loading
close
SON DAKİKALAR

Merkez sağda yeni arayışlar

İmambakır Üküş
Tarih: 02.08.2024
Köşe: @imambakirukus
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

İmambakır Üküş; Merkezde yer alacak güçlü ve etkin bir partiye ihtiyaç olduğu da ortada. Kendi kişisel egolarını-hırslarını değil Türkiye'nin ihtiyaçlarını önceleyen bir önderliğe ihtiyaç var. Yola çıkanları Allah doğru yoldan ayırmasın!

Siyasette bir şehir efsanesi gibi ‘merkez sağ’ seçmen efsanesi var..
Hemen hemen herkesin bu konuda bir görüşü bir iddiası var.
Aynı şekilde siyasette bir diğer şehir efsanesi de merkez sağdaki boşluk.
Hemen hemen herkesin bu konuda da bir görüşü bir iddiası var.

***

Türkiye'nin siyaset sosyolojisinin %65'inin “merkez sağ” diğer %35'inin ise “merkez sol” olduğu iddiası genel kabul gören bir görüş.
2000'li yılların başına kadar bu sosyolojiyi merkez sağda esas olarak ANAP ve DYP temsil ediyordu.
Ancak ANAP ve DYP'nin baraj altı kalması ile bu durum tamamen değişti.
Zaman içinde ise ANAP ve DYP'den geriye pek bir şey kalmadı.

***

Peki ne oldu o merkez sağ seçmenine?
Peki ne oldu o ANAP ve DYP seçmenine?
Süreç içinde büyük bir bölümü AKP ve MHP seçmenine dönüştü.
Bir bölümü ise CHP seçmeni oldu.

***

Bugün İstanbul'da CHP'nin kalesi gibi görünen Kadıköy, Beşiktaş, Şişli ve Bakırköy seçmeni 12 Eylül'den sonrası dönemde esas olarak ANAP ve DYP seçmeniydi.
Yine aynı şekilde bugün CHP'nin en güçlü olduğu Trakya Bölgesi 12 Eylül sonrası DYP'nin güçlü ve etkin olduğu bir bölgeydi.
Yine aynı şekilde bugün CHP'nin güçlü ve etkili olduğu Ege Bölgesi seçmeni de esas olarak “merkez sağ” seçmeniydi.
CHP'nin güçlü ve etkinin olduğu sahil bölgeleri de 12 Eylül sonrası esas olarak ANAP’ın etkin olduğu bölgelerdi.

***

ANAP ve DYP'nin baraj altı kalmasıyla merkez saat seçmen dağıldı.
Daha sonraki bir toparlama girişimi başarılı olamadı.
Merkez Sağ’ı toparlamak için kurulan partiler tabela partisi olmanın ötesine geçemedi.
En güçlü ve umut yaratan girişim ise İYİ Parti'nin kuruluşu oldu.

***

İYİ Parti ana gövdesinin MHP'den ayrılanların oluşturduğu ama “Merkez Parti” olma iddiasında olan bir girişimdi.
Kuruluş süre içinde “merkez sağ”da yer alan kimi isimlerde yer aldı.
Parti yönetimine ve milletvekili listelerine de “merkezde sağ”dan isimler yazıldı.
Ancak süreç bu yönde ilerleyemedi; İYİ Parti'de “merkez sağ”dan uzaklaşarak MHP çizgisinde “milliyetçi-ülkücü” bir parti olma yoluna girdi.

***

Cumhurbaşkanlığı seçim süreci AKP'nin ve Erdoğan'ın yenilgisine yol açmasa da yenilebileceğini gösterdi.
CHP ve Kılıçdaroğlu hem kendi içinde hem de “Millet İttifakı” masasında yaşadığı sorunlara rağmen çok az bir farkla seçimi kaybetti.
Daha önemlisi AKP ve Erdoğan birinci turda kaybetti; seçilemedi.
Seçimlerdeki AKP ve Erdoğan'dan kopuş açık net bir şekilde ortaya çıkmış oldu.

***

Son yaşanan yerel seçim ise seçmenin esas olarak AKP'den ve Erdoğan'dan koptuğunu ortaya koydu.
Bir kısım seçmen “asla oy vermem” dediği CHP'ye AKP ve MHP bloğunu cezalandırmak için oy verdi.
Ama büyük bir çoğunluğu eli CHP'ye ve diğer muhalefet partilerine oy vermeye gitmedi için sandığa gitmedi ya da geçersiz oy kullandı.
Seçmen sandıkta AKP MP bloğuna “sarı kart” gösterdi.

***

AKP’den kopan seçmenin büyük bir bölümü geçmişte merkezde veya merkez sağda partilere oy veren seçmendi.
AKP ve Erdoğan’ın oyları geçmişte ‘’milli görüş’’ çizgisindeki partilerin oy oranı civarına geliyor.
Merkez sağda yere alan milliyetçi-muhafazakâr seçmen oy verecek başka parti bulamadığı için ‘’kerhen’’ AKP’ye oy veriyordu…
Şimdi bu seçmenin AKP’den kopuşu ve yeni arayışları başladı.

***

Aslında seçim sonuçlarının ortaya koyduğu bir diğer gerçek ise seçmenin “kerhen” oy verme tercihiydi.
Kimi seçmen CHP kazanmasın diye AKP-MHP bloğuna oy verdi.
Kimi seçmen de AKP-MHP bloğu kazanmasın diye ya CHP'ye oy verdi ya da sandığa gitmedi.
Zaten seçim öncesi de seçim sonrası da anketlerde birinci parti kendini “kararsız” veya “fikri yok” diye tanımlayan seçmendi.

***

Seçmenlerin önemli bir bölümü “diğer parti” kazanmasın diye oy kullanan seçmen durumunda.
Kendi partisi olmadığı veya kendi partisi kazanamayacak diye kaybetmesini istedi partinin karşısında hangi parti güçlü ise ona oy veren büyük bir seçmen kitlesi var.
İşte “merkez sağ” veya “merkez partisi” arayışlarının dayandığı sosyolojik gerçeklik budur.
Gerçekten seçmenin büyük bir bölümünün oy verdiği parti ile bir “aidiyet bağı” yok.

***

Merkezde bir parti için güçlü bir zemin güçlü bir istek var.
Ancak bu iş o kadar kolay ve basit bir iş değil.
Seçmenin yeni çıkışa yönlenebilmesi için güçlü bir harekete, güçlü bir çekim merkezine ihtiyaç var.
Yoksa seçmen arayışta bir parti kurayım seçmen bana gelir düşüncesi doğru değil.

***

Zaten doğru olmadığı da kurulan onlarca “merkez” veya “merkez sağ” partinin durumuyla ortada.
Türkiye'de siyaset ortamı siyasi partiler mezarlığına dönmüş durumda.
Bu tabela partilerine bir yenisini eklemenin bir anlamı yok.
Ama merkezde yer alacak güçlü ve etkin bir partiye ihtiyaç olduğu da ortada.

***

Yeni bir başlangıçta ihtiyaç var.
Yaşananlardan ders alan bir önderliğe ihtiyaç var.
Kendi kişisel egolarını-hırslarını değil Türkiye'nin ihtiyaçlarını önceleyen bir önderliğe ihtiyaç var.
O birikim de o seçmen de o kadrolar da var.

***

Yeter ki doğru zamanda doğru bir şekilde yola çıkılabilsin.
Yola çıkanları Allah doğru yoldan ayırmasın!

İmambakır Üküş, İstanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları