Askeri HSYK

Melih Aşık; İktidar, yargıyı kendisine bağlamaya doyamıyor.

İktidar, yargıyı kendisine bağlamaya doyamıyor. HSYK üzerinden sivil yargıyı bağladı, Anayasa Mahkemesi’nin, Yargıtay’ın başına istediği kişileri getirdi. Geriye bir tek askeri yargı kalmıştı, şimdi de onu bağlamaya çalışıyor. Nasıl mı? CHP milletvekili Ali Özgündüz anlatıyor:
- İktidar, bundan bir süre önce Askeri Hâkimler Kanunu’nda yaptığı değişiklikle askeri hâkimlerin mesleğe alınmasına, yer değiştirmesine, cezalandırılmasına, meslekten ihracına karar verme yetkisini tek başına Milli Savunma Bakanı’na vermişti. Anayasa Mahkemesi bu yasayı iptal etti. Aynı iktidar, şimdi aynı düzenlemeyi ufak! bir değişiklikle yeniden Meclis’e getirdi...
- Nedir o değişiklik?
- Askeri hâkimlerin mesleğe alınmasına, yer değiştirmesine, cezalandırılmasına, meslekten ihracına karar verme yetkisi artık tek başına Milli Savunma Bakanı’na verilmiyor. Adı Yüksek Hâkimler Kurulu olan, başkanlığını Milli Savunma Bakanı’nın yapacağı... En düşük rütbeli üyesi binbaşı olan dört kişilik bir kurula veriyor.
- O kurul nasıl ve kim tarafından seçiliyor?
- Tamamı Milli Savunma Bakanı’nın önerisiyle Başbakan tarafından atanıyor. Tasarı bu şekilde geçerse askeri yargı, sivil yargıya bile rahmet okutacak şekilde iktidara bağlanmış olacak.

Tanrı vergisi!

RTÜK, 28 Ocak gecesi gösterilen Fransız yapımı “Ah Biz Kadınlar” adlı diziden dolayı TV2 adlı kanalı 21 bin TL. para cezasına çarptırdı. Cezanın sebebini RTÜK’te çalışan dostumuz anlatıyor.
“O bölümde kadın oyuncu senaryo gereği zaman zaman, ‘Aman Tanrım’, ‘Tanrım! Gerçekten çok iyiydi’, ‘Aman Tanrım, nasıl olur?’ gibisinden ifadeler kullanıyor. Diziyi izleyen uzman düzenlediği raporda, ‘Biz Müslümanız, Müslümanlar Tanrı değil, Allah der. Dolayısıyla bu sözcüğün kullanıldığı dizi başlamadan önce izleyiciler uyarılmalı... Hangi yaş üstü grubun izleyeceğini gösteren ‘Koruyucu Sembol’ kullanılmalıydı, kanal bu uyarıyı koymayarak yayın ihlali yapmıştır’ şeklinde bir rapor vermiş.”

Şişli’de küfürler

Odatv’de dün bir Şişli Belediye Meclis toplantısı izledik. Toplantıya önce Belediye Başkanı Hayri İnönü geliyor. Biraz sonra salona giren Meclis üyesi Emir Sarıgül ona “O çocuğu”, “Ananı s...m” diye yavaşça küfrediyor. Hayri İnönü bandı görmemiş ama küfredildiğini doğruluyor.
Genel Merkez üç şempanze tavrıyla, “Görmedim, duymadım, bilmiyorum” diyerek bu olayı çözemeyeceğini veya üstünü örtemeyeceğini hâlâ anlamadı mı?

HUBER

Eski Cumhurbaşkanı Gül, Huber Köşkü’nü fuzuli yere işgal ettiği yolundaki eleştiriler doruğa ulaşınca açıklama yaptı... Açıklamada:
“Yeni ikametgâhının bitmesiyle birlikte kısa sürede Huber’den ayrılacağı, burada yaptığı masrafları bizzat karşıladığı” belirtildi. Bu sütunda Huber’in işgali geçen eylülden bu yana yazılıyor. Fakat:
1. Sayın Gül açıklama için neden bu kadar bekledi?
2. Eski Cumhurbaşkanı masrafını ödemek koşuluyla dahi devletin köşkünü işgal edebilir mi?
3. Gül’ün Huber’de 100 kişiye yakın bir personel eşliğinde kaldığı biliniyor. Personel masrafı ne olacak?
Gül geçen haziranda oğlunun mezuniyeti için gittiği ABD’de 4 günlük 56 bin lira otel masrafını devlete ödetmişti. O 56 bin lira ne olacak?

İktidar “PKK Türkiye’ye Cemaat kadar zarar vermemiştir” diyor.
13 yıl sonra ortaklar faydalarıyla değil, zararlarıyla derecelendiriliyor!
Akif Kökçe

SÜT

Edirne Valisi Dursun Ali Şahin, Okul Sütü Programı’na katılmak için Şükrüpaşa İlkokulu’na gitmiş.
Birinci sınıfı ziyaret eden Şahin, öğrencilerin ayağa kalkmaması üzerine, “bir büyük içeri girdiğinde ayağa kalkılması gerektiğini, bunun bir Türk örfü olduğunu” söylemiş. Bir ara da tahtaya eski Türkçe ile “Sağlık için süt için” yazmış... Böylece Ankara’ya şirinlik mesajı göndermiş.
Peki acaba çocuklar sınıfa vali girince neden ayağa kalkmamışlar?
Onu Cumhuriyet’in valisine benzetemedikleri için olabilir mi?