Bırakın gazetecileri
Melih Aşık; Cumhuriyet gazetesi mensupları Akın Atalay, Murat Sabuncu ve Ahmet Şık yarın tekrar hâkim karşısına çıkıyor. Atalay ve Sabuncu 494 gündür, Ahmet Şık 432 gündür tutuklu.
Cumhuriyet gazetesi mensupları Akın Atalay, Murat Sabuncu ve Ahmet Şık yarın tekrar hâkim karşısına çıkıyor. Atalay ve Sabuncu 494 gündür, Ahmet Şık 432 gündür tutuklu. Davanın FETÖ’cülük suçundan yargılanan ilk savcısı kanıt bulamamış, bu arkadaşlarımızın yaptığı haberleri suç diye iddianameye koymuştur. Haber sözcüğü iddianamede tam 667 kez geçiyor. Şiddete bulaşmamış diğer gazeteciler de hapislerde yüzlerce gündür haksız yere yatırılıyor.
12 Levha Kanunu’nu duymuşluğunuz vardır. Roma’da M.Ö. 451 yılında yapılmış, 12 tunç levhaya yazılarak şehrin görünür yerlerine asılmış. Bakın ne diyor:
“Taraflar aralarındaki ihtilafın çözümünde anlaşamazlarsa öğlen saatinden önce görüşlerini mahkemede açıklayacaklar. Her iki taraf da mahkemede hazır bulunacak. Bulunmayan olursa o haksız sayılacak. Her iki taraf da hazır bulunursa yargıç, tarafları dinledikten sonra güneş batmadan önce hükmünü verecek.”
Görüldüğü gibi davanın 1 gün içinde karara bağlanması öngörülüyor...
Bugün uygar ülkelerde cinayet davaları bile birkaç gün içinde karara bağlanır.
Haber ve yazıdan başka kanıtın bulunmadığı, sanıkların kaçma şüphesinin olmadığı gazeteci davaları yüzlerce gün sürüyor. Bu mu adalet!
Bayrağa saygı...
Yunanistan’ın başkenti Atina’da toplanan yüzlerce gösterici Türkiye’de 2 Yunan askerinin tutuklanmasını protesto ederken Türk bayrağını yaktılar. Ankara bu olayı şiddetle kınadı. Haklıydık.
Efsaneleşmiş bir olaydır. Türk ordusu İzmir’e girdiğinde Atatürk’ün ayakları altına Yunan bayrağı serilmiş, O ise “Bayrak bir ulusun şerefidir” diyerek bayrağa basmayı reddetmiş, kaldırılmasını emretmişti. Doğruydu.
Derken üç gün önceki olayı anımsıyoruz. ÖSO askerleri bir Suriye bayrağını yere sermişler üzerinde tekbir getirerek çiğniyorlardı. Bayrak Esad’ın değil, Suriye halkının şerefidir.
Bu olayın da Ankara’ca kınanması, en azından rahatsızlık belirtilmesi gerekirdi. Olay Türkiye’nin Suriye politikasına da aykırıydı. Hiç ses çıkmadı.
Bayrağımıza saygı istiyorsak herkesin bayrağına saygı göstermeliyiz.
ŞEKER
2011 yılında 6 şeker fabrikası (Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba) 656 milyon dolara satılmıştı. Satış, iç muhalefet üzerine sonradan iptal edildi. Bu fabrikalardan 5’i yine satışta. Her biri ortalama 100 milyon dolara satılacak diyebiliriz. İki köprü ve bir tünelin 2017 yılı zararı 2 milyar liradır. 520 milyon dolar eder. Hazine’nin üç firmaya ödediği 1 yıllık zarar, 5 şeker fabrikasından elde edilecek gelire eşittir. Bu arada 14 fabrika için teklif verme süresi 35 gün olarak belirlenmiş. Şeker İş Sendikası “Bu sürede fabrikalar gezilemez, almak için para bulunamaz” diyor. Peki ya alıcılar hazırsa!
TABUT
CHP Parti Meclisi üyesi Yavuz Karan vefat etmiş. Cenazeye katılan Kemal Kılıçdaroğlutabutu omuzlamış. Tabutun önüne kocaman harflerle şu ibare konulmuş:
“Trabzon Büyükşehir Belediyesi”
Belediye “Tabutu biz verdik” diye reklamını yapıyor.
Birçok belediye aynı şeyi yapıyor...
Bir tahta tabut karşılığı bu reklam...
Yakışık alıyor mu?
İNFAZ
CHP Parti Meclisi eski üyelerinden Hüsniye Kaya, partiden ihraç edildi. Sebep; 2015 yılında İstanbul Milletvekili Gamze İlgezdi’nin rezidanslarıyla ilgili Yılmaz Özdil ve Necati Doğru’nun yazılarını SMS mesajıyla örgütle paylaşması.
İlginç olan... Gamze İlgezdi şikâyeti 2015 yılında yaptığı halde İl Disiplin Kurulu’nun ihraç kararını 2017 Ekim’inde vermesi... Hüsniye Kaya’nın savunmasını almadan üstelik...Bu arada SMS kayıtlarının İl Disiplin Kurulu’nun eline nasıl geçtiği de başka soru işareti.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları