Tarih:
02.09.2016
CHP’den beklenen
Melih Aşık; Suriye ile ilgili konularda olsun, polislerin türbanı, KHK uygulamaları veya benzer konularda olsun, seçmenine düşünce istikameti vermesi ve onun duygularına tercüman olması zorunludur.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun şu sözleri önemli:“Türkiye Cumhuriyeti Ordusu’nun, bir çetenin emrine girmesi kabul edilemez. Ne olduğu belirsiz toplama bir orduyla Türkiye ordusunun ittifak yapması kabul edilemez. Türk askerinin tek başına Cerablus’a girme gücü var. Türk ordusunun bir çetenin emrine girmesi, onun gölgesinde kalması kabul edilemez” diyor..
Sözler önemli de... Nerede söylüyor bunları? Partisinin basına kapalı MYK toplantısında... Biz bize...
Genel Başkan başka konulara da değiniyor... Örneğin polise başörtüsü takılmasını da birkaç cümleyle eleştiriyor.
CHP’nin 2,5 saatlik MYK toplantısından dışarı sızdırılanlar bu kadar. Oysa bunlar şu sırada birkaç cümleyle geçiştirilemeyecek kadar önemli meseleleridir...
CHP milyonlarca seçmeni tarafından Türkiye’nin yönetiminde görevlendirilmiş partidir. Yönetimde sorumluluğu vardır.
Suriye ile ilgili konularda olsun, polislerin türbanı, KHK uygulamaları veya benzer konularda olsun, seçmenine düşünce istikameti vermesi ve onun duygularına tercüman olması zorunludur.
Bu işi de MYK toplantısı gibi kapalı mekanlarda değil kamuoyu önünde gümbür gümbür basın toplantılarıyla yapmalıdır.
Ya da partinin görüşü gün be gün bildirilerle kamuoyuna açıklanmalıdır. CHP’nin 12 milyon seçmeni partisinden ülkenin çıkarlarını ve Anayasa’yı aktif ve cesur şekilde savunmasını bekliyor.
ALA
Efkan Ala’nın görevden ayrılma nedenleri konusunda tahminler muhtelif... İki hafta önce basın toplantısında “17/25 Aralık’ta 81 ilin 74’ünün emniyet müdürü FETÖ’cüydü” diye bir itirafta bulunmuştu ama kendisi de 2007’den itibaren 5 yıl Başbakanlık Müsteşarlığı görevinde bulundu. Yani son 9 yıldır devlet içindeki yapılanmadan sorumlu bir noktadaydı.
Ala, daha önce Güneydoğu’da uzun süre valilik yapmıştı.
Yerine gelen Süleyman Soylu ise bir sigortacı. Ne kamu yönetimiyle ilgisi var, ne de emniyet ve asayiş üzerinde bir çalışması bulunuyor. Göreve getirilme sebebi sadece Erdoğan ile uyumlu çalışıyor olması...
Soylu’nun görevde özellikle ilk başlarda çok zorlanacağı söylenebilir.
Türban yetmez!
Sakal, sarık, cüppe de serbest olsun!
Kim polis, kim IŞİD belli olmasın!
Akif Kökçe
YÜCEL
Trabzon İl Milli Eğitim Komisyonu 9 okulun adını değiştiriyor. Okullara 15 Temmuz gecesi öldürülen vatandaşların isimleri verilirken, eski Milli Eğitim Bakanı, Köy Enstitüleri’nin kurucusu Hasan Ali Yücel’in ismini taşıyan ilkokulun adı da İstiklâl İlkokulu yapılıyor.
Gerekçe “Yerel basından gelen talepler, okul müdürlüğünün talebi” varmış. 61 Saat web sitesine göre karar “15 Temmuz olaylarından esinlenerek” alınmış. Hasan Ali Yücel FETÖ’cü müydü? 15 Temmuz darbesinde rol mü aldı? Tabii hayır... Ancak Cumhuriyet’in ve eğitim tarihimizin önemli şahsiyetlerindendir. Rahatsızlık yaratan budur.
Bir Trabzonlu vatandaş şu yorumu yapıyor:
“Abdülhamit devri resmen başladı.”
Başka ne denebilir...
Tartışmalı adalet!
Adli yıl cübbeli, alkışlı, ön iliklemeli açıldı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı’na seslenerek açılışı şöyle yorumladı:
“Siz adli yılı açtınız, güzel. Bir de kalkıp siyasi konuşma yapıyorsunuz. Açıkça belli alanları suç kapsamında değerlendiriyorsunuz. Ne demektir bu? ’Sevgili hakimler, ben size söylüyorum. Kararı böyle vereceksiniz’ demektir. Tam bir yüz karası toplantıdır bu...”
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cerit konuşmasında FETÖ tehlikesini anlattı:
“... O dönemde FETÖ/PDY terör örgütü tarafından sahte belge ve dijital delil üretilmiş, gizli tanıklık, yasadışı dinleme ve yasa dışı teknik takip gibi koruma tedbirleri aracılığıyla hukuk bir silah gibi kullanılmış, Emniyet ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesi adeta diri diri toprağa gömülmüş, boşalan kadrolara da sözkonusu darbe girişimini gerçekleştiren terör örgütü militanları yerleştirilmiştir.”
Bir avukat dostumuz ekran başında konuşmayı izlerken soruyor:
- Sayın Yargıtay Başkanı ve onu alkışlayan yüksek yargıçlar...
FETÖ/PDY terör örgütü hukuku bu kadar katleder ve terörize ederken o sırada sizler ne yapıyordunuz? Hukuka, mesleğinize ve kendinize saygı adına bu katliama karşı mı çıktınız yoksa aman başıma bir şey gelmesin diyerek susup oturdunuz mu? Eğer sizler hukuka sahip çıksaydınız FETÖ/PDY bu kadar pervasız olabilir, bu denli hukuk katliamı yapabilir miydi?”
* “Adli yıl açılış törenine tüm dünyadan hukukçular davet edilmesine rağmen, sadece Katar’dan katılım oldu. AKP evrensel hukuktan vazgeçince, kala kala Katar’ın hukukçularına kaldık.”
Gürsel Tekin
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları