loading
close
SON DAKİKALAR

Din ve ahlak!

Melih Aşık
Tarih: 16.05.2017

Bugün hâlâ hatırı sayılır oranda halk hem dindar hem ahlaklıdır. En çok sömürülen de o kesimdir. Uyanık Müslüman kesim ise yüzde 70 oranına uygun şekilde ''dindar olmak ahlâklı olmayı gerektirmez'' diye çalıp çırpıyor, haram yiyor...

Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu, 5 Mayıs günü Ondokuz Mayıs Üniversitesi’de yapılan “İlim ve Ahlak Zemininde İslamı Anlamak” başlıklı konferansında çarpıcı bir araştırmayı naklediyor:

“Müslümanlıkla ahlak birbirinden hayli ayrıldı. Günümüz insanı ‘dindar ahlaklı olmayabilir’ diye düşünebiliyor artık. Geçenlerde bir hocamız alan araştırması yaptı. Bir soruya canım çok sıkıldı. Soru şuydu; ‘Dindar olmak ahlaklı olmayı gerektirir mi?’ Cevap verenlerin yüzde 70’i, ‘Hayır, gerektirmez’ cevabını verdi... Bu soruya bir Müslüman ülkede ‘Hayır efendim, dindarsa ahlaklıdır’ denilmesi gerekirdi. Oysa günümüz insanı ‘Dindar ahlaklı olmayabilir’ diye düşünebiliyor. Oysa Müslüman’ın en temel özelliği güvenilir olmasıdır.”

***
Bizim nesil “Dindar kişi ahlaklıdır” yargısıyla büyüdü... Dindar adama ahlaklı adam gözüyle bakıldı... Dindarlık ahlak içerdiği için saygı gördü.

Ülkeyi yönetenlere saf ve temiz halk: “Bunlar dindar o zaman ahlâklıdırlar” diye baktı. Bugün hâlâ hatırı sayılır oranda halk hem dindar hem ahlaklıdır. En çok sömürülen de o kesimdir. Uyanık Müslüman kesim ise yüzde 70 oranına uygun şekilde “dindar olmak ahlâklı olmayı gerektirmez” diye çalıp çırpıyor, yalan söylüyor, iftira atıyor, haram yiyor... Ve anlaşılıyor ki bu zihniyet toplumda taban buluyor. Çünkü uyanıkların işine geliyor. Bunlar böylece hem dini inancı hem ülkeyi çürütüyor.

CHP’den sağlıklar!

Muğla’dan Marmaris’e giden bir tur minibüsü iki gün önce virajı alamayarak alt yola düştü ve 24 vatandaşımız can verdi... Gazeteler olayı “kaza” diye verdi... Hangi kaza? Tüm tedbirleri alırsınız da beklenmedik bir olay meydana gelir, buna kaza denir... Günde 20 kişinin can verdiği bir trafik düzeninde meydana gelen vakaya kaza denir mi?

Mart ayında Dünya Kadınlar Günü’ne katılmak üzere yola çıkan kadınların bulunduğu araç virajda devrilmiş, 7 kadın ölmüştü. Yaklaşık 15 gün önce Zonguldak Ereğli’de cenazeden dönen bir araç kamyonet ile çarpıştı, 11 kişi öldü. Birkaç gün önce Denizli Başsavcısı ve şoförü dur işaretine uymayan bir kamyonun çarpmasıyla öldüler.

Yollarda günübirlik trafik cinayeti işleniyor. Hangi kaza?

İktidar mensupları kuru taziyeler ve başsağlığı mesajlarıyla kendi ihmallerinin üstünü örtüyor. Onlarınki anlaşılır. Ancak CHP’nin tavrı ilginç. Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve milletvekilleri de Muğla’daki cinayeti kaza olarak nitelediler ve başsağlığı dilediler.

Kemal Bey İzmir’de cenaze namazına da katıldı. Peki sonra? O kadar...

İktidara aday parti bunu mu yapar? Yoksa kazaların sebepleri üzerine araştırma yapar, yanlışları saptar, tekrarlanmaması için önerilerde mi bulunur?

CHP bir türlü Halkla İlişkiler Şirketi rolünün ötesine geçemiyor...

CEP

CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, Başbakanlık İletişim Merkezi BİMER’e sorup aldığı yanıtları açıkladı. Buna göre Osmangazi Köprüsü’nden günlük 40 bin araç garantisine rağmen ortalama 12 bin araç geçiyor. Üstü Hazine’den ödeniyor.

Haydar Akar:

“2017 yılının ilk 50 gününde milletin sırtına 225 milyon lira bindirildi” diyor.

Eğer bu tempoyla giderse Hazine’den yani milletin cebinden yıl sonuna kadar işletmeci firmaya tam 1 milyar 620 bin lira ödenecek. Bu ne anlama geliyor? Köprünün milletin cebine döşendiği anlamına geliyor. Avrasya Tüneli ve Üçüncü Köprü’nün zarar tablosu daha farklı değildir. Hep zarar hep zarar...

İktidar köprü yaptık diye şişinirken şu rakamlar kendilerine hatırlatılsa ya...

Dış politikada referandum öncesinde
“Eyyy”
diye
başlayan konuşmalar
şimdi
“Vaah”
diye
bitiyor...
G.E

LANET

Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşı tarafın saygısız hatta düşmanca davranışlarına rağmen ABD’ye gitmeli miydi? Bu soru etrafında yürüyen tartışmalarda şu soru da ortaya atıldı:

- Atatürk sağ olsa bu şartlarda ABD’ye gider miydi?

Soru abes... Zira Atatürk sağ olsa ilişkiler asla bu duruma gelmezdi...

Karşı taraf “Gelmesen de olur” gibi saygısız yollara sapmazdı.

“Atatürk sağ olsa ne yapardı?” sorusu zaman zaman ortaya atılır... Üzerinde fikir cimnastiği yapılır. Falih Rıfkı Atay, Çankaya adlı kitabında da bu soruyu sorar:

“Atatürk sağ olsa ne yapardı?”

Atatürk’ün yakın dostu Falih Rıfkı, kitabı yazdığı 1961 yılında kendi sorduğu bu soruya şu yanıtı verir:

- Topumuza birden lanet okurdu...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları